(Bu bölüm çok uzun biliyorum ama diğer bölümler bu kadar uzun değil, bölümler düzelenecek)
Emre
Tek yaptığım şey ekrana boş boş bakmaktı. Her saniye sinir ve endişem tavan yapıyordu. Melisa telefonu elimden bir hışımla aldı. Telefonu kapattı ve dışarıya doğru koştuğunda ben hala olduğum yerde kalmıştım. Tolga kolumdan tuttu ve beni kapıya götürdü. "Her şey düzelecek, sakin ol" dedi beni sakinleştirmek için. Kolumu Tolga'nın elinden kurtardım ve Melisa'nın yanına doğru koştum.Melisa çoktan taxi'ye binmiş bizi bekliyordu. Arabaya doğru koştuk. Yolculuk o kadar sessiz geçiyordu ki, herkesin kendi aklında kendi soruları vardı. Benim tek sorum ise Pelin'in nasıl olduğuydu.
Bir anda şoför bana doğru döndü. Bende ona baktığımda sorgulayıcı gözlerle bir bana bakıyordu bir Tolga'ya. Tam ben ne olduğunu soracakken abi benden önce davrandı. "Siz ikiniz," dedi. Tolga ve ben kaşlarımız çatık bir şekilde abinin cümlesinin devamını getirmesini bekliyorduk. "Siz, bir kızı kovalıyordunuz, sizin yüzünüzü hatırlıyorum" dediğinde daha çok şaşırdım Pelin'den mi bahsediyordu? Emin olmak için adını sordum. "Kızın adını biliyor musunuz?"
"Evet, adı Pelin. Kızım gibi geldi bana. Baya dalgın görünüyordu. İkinizin onu sinirlendirdiğini söyledi. Bende rahatlasın diye baya bir sohbet ettim." dedi.
Pelin niye bu adamla sohbet ediyordu? Pelin neden o adama kızı gibi gelmişti?
Aklımda bir sürü soru varken Tolga'ya baktım. Tolga da aynı şekilde görünüyordu. Melisa niye bana öcü görmüş gibi bakıyordu? O kadar daldım ki sormamız gereken soruyu Melisa sordu. "Bize tam olarak nereye bıraktığınızı söyler misiniz?" dediğinde adam Melisa'ya baktı.
"Çarşıya bıraktım. Ondan sonra bir tane müşteri geldi. Arkadaşını da beklememi rica etti. 5 dakikadan az bir süre boyunca arkadaşını bekledik. Arkadaşı geldi, gidecekleri yeri söyledi, bende arabayı sürerken trafik ışıklarında durdum. Tam o sırada biri Pelin'in omzundan tuttu. O sırada müşteri bir şey sorduğu için ona doğru döndüm. Tekrar Pelin'e baktığımda iki erkekle sıkı sıkı sarılıyordu, mutlu görünüyordu. Sonra üçü bir yere doğru gittiler. Bende daha fazlasını bilmiyorum"
Pelin'nin niye omzundan tuttu? Omzundan tutan kişi kimdi? Sıkı sıkıya sarıldığı 2 erkek kimdi? Niye sıkı sıkıya sarılıyordu? Nereden tanışıyordu? Sonra nereye gittiler?
Aklımda milyon tane soru vardı. Dikiz aynasından baktığımda arkada oturan Melisa ve Tolga birbirleriyle bakışıyordu. Sonra ikiside bana doğru döndü. Aşırı gergin ve sorularla doluydum.
Camdan yansıyan görüntüme baktım. Sinirden ve endişeden, korkudan kıpkırmızı olmuştum. Hastanenin önüne geldiğimizde ücreti ödeyip hastanenin içinde koşuşturmaya başladık. Melisa bir kadınla konuşuyordu. Sonra yanımıza geldi.
"Kat 3, oda numarası 537 hadi gidelim" dedi. Asansöre doğru koştum. Asansör yukarıya doğru çıkarken gerginliğim daha çok artıyordu. Kapı açıldı ve çıktık. Oha! 7 tane koridor ne? Tolga sanki zihnimi okuyormuş gibi "Oha oğlum bu ne?" dedi.
Melisa sanki buraları ezberlemiş gibi en sondaki koridora doğru yürümeye başlayınca Tolga ile arkasından boş boş bakıyorduk. Melisa bize doğru döndü.
"Yürürken dizlerinizi ve ayaklarınızı kullanacaksınız. Unuttunuz herhalde." dedi. Tolga ile bakıştıktan sonra Melisa'nın arkasından hızlı adımlarla gittik. Melisa bir süre sonra bir odanın önünde durdu. Odanın yanındaki duvara asılı küçük tabelada '537' yazıyordu.
Kapının kolunu hızlıca açıp içeri girdim. Olduğum yerde kaskatı kesildim.
Samet kız kardeşimin elini tutuyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet ve İntikam
Humor"İhanet kapıları kapanırken, biz kilitli İntikam kapılarının anahtarı olmaya geldik"