Sabah saat 08:15
EmreAkşam Tolga yüzünden biraz geç yatmama rağmen sabahın sekizinde nasıl kalktığımı düşünürken bir süre sonra sıkılınca yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Masamın üstünde bir not vardı, hızlıca masanın yanına gittim ve not kağıdını açtım.
Sabah erken kalkacağını umarak bu not kağıdını bıraktım. 08:30'da kız kardeşini uyandır oğlum :)
Bizim işimiz olduğu için öğleden sonra gibi geleceğiz, o zamana işlerin bitmiş olmasını umuyorum :))~annen
Not kağıdını masanın üstüne bırakıp ne gibi bir iş verdiğini düşündüm. 10 dakika sonra Pelin'i uyandırmam gerekiyordu. O zamana kadar aşağı inip odama 2 pet şişe su getirdim. Biraz telefonda gezinirken saat çoktan 08:30 olmuştu.
Koridora çıkıp odaya doğru ilerledim ve kapıyı tıklatarak yavaşça açtım. Pelin o kadar derin uyuyor gibi gözüküyordu ki... "İyi, Allah'tan horlamıyor" dedim kendi kendime.
Dün çok yorulmuş olmalılardı çünkü elbiseyi dolabına bile yerleştirmeyip kenara katlayıp koymuştu. Odası hakkında yorum yapmayı bırakıp düzgün bir şekilde uyandırmaya çalıştım.
"Pelin" ses yok.
"Pelin" ses yok.
"Pelo" ses yok.
"Şşt, bıldırcın" ses yok. Kıpırdama bile yok.
"Lan küçük" dediğimde yatakta bir kıpırdanma olunca gözlerimi irice açtım. "Oha ama yani, 4 kez insan gibi seslendim ciddi ciddi beşincide mi uyandın?" diye sorunca Pelin'in kıkırdamasını duydum. "Eğer çoktan uyanıktım dersen yanındaki gardırop birazdan üstünde olabilir" derken şaka yaptığımı bilsede yatakta bir anda doğruldu ve "Hayır ya, daha yeni uyandım" dedi. Sesinden zaten anlaşılıyordu. "Belli oluyor kendini zorlamana gerek yok, saçlarının şuanki hali belli ediyor mesela" dedim gülerek."Bu halimle bile sana tek atarım biliyorsun değil mi?"
"Ben şuan sana buradan bir tek atacağım göreceksin" dediğimde yastığı kafama fırlattı. "Annem seni sabah sabah gıcıklık yap diye mi gönderdi?" diye sorunca güldüm. "Normalde seni 08:30'da kaldırmam lazımmış ama sebebini bilmiyorum, annem not bırakmış" dedim.
"Tamam, ben ararım annemi" dedi uykulu sesiyle.
"Kahvaltı yapacak mısın?" diye sordum.
"Yapmayacağım sanırım, tokum"
"Daha yeni uyandın ne yedin de toksun?"
"Abi, şu an emin ol bir çok şey algılayacak durumda değilim, bana bir 20 dakika müsaade etsem olmaz mı?" diye sorduğunda güldüm.
"Hay hay efendim" dedim gülerek ve çıktım odadan.Yaklaşık 15, 20 dakika sonra Pelin elini karnına koyarak yanıma geldi. "Abi" dediğinde arkamı dönerek Pelin'e baktım. "Karnın mı ağrıyor?" diye sordum. "Ağrı ve sancı karışımı bir şey" dediğinde aklıma birkaç ihtimal geldi.
"Bir şeyler atıştır, ondan sonra da hava almaya çıkarız. Olur mu?" diye sordum.
"Olabilir de bir şey yiyesim yok ki"
"Aç karnına çıkma bari, atıştır bir şeyler. Kruvasan vereyim mi? Meyve suyu ile içersin."
"Olur olur" dediğinde güldüm.Pelin'e kruvasan ile meyve suyu verdikten sonra sırtımı tezgaha yaslayıp telefona bakmaya başladım. Pelin bir yandan yandan atıştırıp bir yandan telefona bakarken gizliden fotoğrafını çektim. "Çok tatlı çıktın" diye mırıldanırken Pelin bir anda kafasını kaldırdı. "Abi! Fotoğrafımı mı çektin?" diye sorunca gülerek kafamı salladım. "Ya şu nefret ettiğim şeyi yapma lütfen sil ya" dediğinde daha çok güldüm. "Tamam tamam silerim öylesine çektim zaten." Allah'tan gizlice çekeyim dedim, ama hiçbir zaman silmeyeceğim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet ve İntikam
Humor"İhanet kapıları kapanırken, biz kilitli İntikam kapılarının anahtarı olmaya geldik"