Merhaba sevgili okurlarım, umarım iyisinizdir <3
Çok fazla vakit kaybetmeden bölümümüze başlayalım, iyi okumalar dilerimm 🤍Şarkı: Rihanna diamonds speed up - Obsessed speed up
2 yıl sonra
Yazarın anlatımıylaAradan koskoca 2 yıl geçmiş, Emre ve Tolga üniversite öğrencisi olmuş, Melisa ve Pelin ise 12. Sınıf öğrencisi olmuştu. Bugün günlerden Pazar, saat sabah 07:30'u gösteriyordu.
Emre Hukuk bölümünü okuyordu, Tolga ise İç mimarlık bölümünü okuyordu. Okudukları bölümden gayet memnunlardı. Pelin Psikolog olmak istiyordu, Melisa ise Rehber öğretmeni olmak istiyordu.
Emre ve Tolga üniversiteyi İstanbul'da okuyorlardı.
Pelin ve Melisa her ne kadar Antalya'da okumak istesede İstanbul'da kalmayı tercih ediyorlardı. Şuanda hepsi aynı şehirde, aynı yerde kalıyorlardı. Düzene devam ediyorlardı ama değişen şeyler elbette vardı.
Şuan da Emre ve Tolga üniversitedeki ödev ve projelerinden kaynaklı 1 aylığına farklı bir şehire gitmişlerdi. Ve daha o bir ayın, üçüncü günündelerdi.O zaman bunu anlatma sırası şimdi karakterlerimizde :)
Saat sabah 06:40
Pelin
Sabahın köründe kalkmamın sebebini bilmiyordum ama bundan aşırı rahatsız olduğuma yemin bile edebilirdim. Dizlerimi yataktan sarkıtıp kafamı hafifçe kaldırdığımda yağan yağmura baktım. Su damlaları cama çırptıkça özenle bir ses çıkarıyordu.
Elimi yüzümü yıkayıp telefonumu yanıma aldım ve aşağıya indim. Üstümdeki pijamalarım ve savaştan çıksam daha güzel olacak saçlarımla nasıl bir görüntü sunuyorum hiçbir fikrim yoktu. Ama çokta güzel bir görüntü sunduğumu sanmıyorum...Annem gil uyuyordu sanırım. O yüzden çok ses yapmamaya çalıştım. Gerçi daha ne yapacağımı bile bilmiyorum ama neyse.
Masanın etrafındaki L şeklindeki koltuğa oturup telefondan abimin profiline girdim ve bir süre bakakaldım. Gerçekten çok özlüyordum, 1 ay bana 1 yıl gibi gelecekti ama 1 ayın sonunda görecektim abimi ve Tolga'yı. Bu düşünce bile mutlu ediyordu beni.
Sonra bir bildirim gördüm.
Abimm adlı kişiden 1 yeni mesaj...Şaşırıp ekrana tekrar baktım. Bildirimin köşesindeki saate baktığımda mesajı şimdi attığını fark ettim. Hemen mesaja tıkladım.
Bu saatte niye uyandın bıldırcın?
Hava soğuk orada, odana geri dön küçük varlık.İki değil, yıllardır bana erinmeden bıldırcın diyor ya!
Klavyeyi açıp mesaj yazmaya başladım.Sen niye bu saate kadar uyanıksın büyük varlık?
Mesajı attıktan sonra kapının açılma sesini duydum.
Merdivenlerden buraya doğru biri inmeye başlamıştı. En son babamı gördüğümde bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu.
"Bismillah bismillah" dediğinde kıkırdadım.
"Baba ben Pelin" dedim.
Sabah sabah aydınlattın adamı Pelo."Pelin? Niye uyanıksın kızım bu saatte?" diye sordu.
"Daha yeni kalktım baba, geri uyuyacağım" dedim.
"He iyi" dedi ve 1 bardak su içip geri yatmaya gitti.Daha sonrasında telefonum titremeye başladı.
Abimm adlı kişi arıyor..."Günaydın abi"
"Günüm seninle aydın bıldırcın""Ne yapıyorsun?"
"Hiç, birkaç dosya vardı. Onları tamamladım. Uyuyacaktım ama baktım birileri beni özlemiş, bir arayım dedim"
"İyi yapmışsın, çok mu yorgunsun?" diye sordum.
"Biraz yorgunum. Daha doğrusu uykusuzum. O da yorgun hissettiriyor. Sen niye uyanıksın?"
"Daha yeni uyandım. Babam moralimi bozdu geri uyuyacağım"
"Niye? Ne oldu?"
"Benim saçlarım bir tık dağınık şu anda. Tamam fazla dağınık olabilir ama en azından babamın bana uzaylı görmüş gibi bakmasına gerek yoktu. Besmele çekti, bende kendimi tekrar tanıtmak zorunda kaldım"
"Şuan senin görüntünü aklımda canlandırabiliyorum. Ve babamın tepkisinide. Bir tık komik geliyor"
"Abi ya" dediğimde abim gülüyordu.
"Neyse ne işte ya, git uyu hadi" dedi gülerek.
"İyi tamam ama sende uyu bak"
"Tamam tamam uyurum. Zaten Tolga baygın gibi uyuyor. Görünce bile uykumu getiriyor ya" dediğinde bu sefer ben güldüm.
"İyi geceler mi diyim Günaydın mı bilmiyorum. O yüzden iyi günaydınlar diyeceğim," dedim."İyi günaydınlar abi"
"Sanada iyi günaydınlar küçük varlık"Dedikten sonra telefonu kapattım. Uyuması gerekiyordu çünkü sesinden bile aşırı uykusuz olduğunu anlayabiliyordum. Bende telefonu alıp yukarıya çıktım ve yatağa girip, bir süre sonra uyuyakaldım.
Melisa
Saat 10:30Annemin odaya elektrikli süpürge ile baskın yapması sonucu yerimde sıçrayarak uyandım.
"Annem Allah rızası için bir gün normal gir şu odaya" ya" dedim.
"Hadi kalk kızım. Yengen gil gelecek, hazırlanman lazım" dediğinde hiçbir şey algılayamadım.
"En son bana dediklerinden sonra gene gelecekler mi?"
"Melisa,"
"Efendim anne?"
"Aradan 2 yıl geçti. O gün yanında olmadığımız için hem üzgündük, hemde yengen sana onları dediği için kızgındık. Baban konuştu yengen ve amcanla. Oğullarıyla bile konuştu ve onlarla daha sert konuştu inan bana. Daha tek kelime edemezler sana, biz varız yanında kızım"Bir süre sessiz kaldık. Sadece süpürgenin sesi vardı. Daha sonra elimi yüzümü yıkadım. Banyodan çıktığımda annem çoktan odamdan çıkmıştı. Üstümü değiştirmek için gardırobumun önüne geçtim ve kıyafetlere göz gezdirdim. Yağmur yağıyordu ve evin içi bile olsa ev biraz soğuktu.
Üstüme siyah, ince örgü bir kazak giydim ve altımada siyah kot pantolon giydim. Saçımın perçemlerini düzgün hale getirdim ve odadan çıktım. Annem gil kahvaltı hazırlıyordu. Anneme yardım amaçlı, birkaç kahvaltılık şeyler hazırladım.
"Melo" dedi babam
"Efendim baba?" dedim tezgahı toplarken.
"Uzun süredir yengenle konuşmuyorsun değil mi?"
"Hayır, konuşmuyorum"
"İyi kızım, konuşma. Buraya gelsinler yemeklerini yiyip giderler. Bir şeyde diyemezler zaten"
"Derlerse günah benden gider" dedimO şekilde sohbet ettikten bir süre sonra kapı çalınca yengem gilin geldiğini anladım. Kapıya doğru gidip açtıktan sonra yengem, amcam, ve 2 oğlu bana bakıyordu. "Buyurun geçin" dedim içeriyi işaret ederek.
Savaş şimdi başlıyor Melo
-Bismillah de iç ses
BismillahOnlar içeriye geçtikten sonra kahvaltı yapmaya başladık. Diğerleri havadan sudan konuşurken oğlu ile sürekli göz göze geldik. Umursamadan normal bir şekilde yemek yemeye devam ettim ve o tarafa bakmamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet ve İntikam
Mizah"İhanet kapıları kapanırken, biz kilitli İntikam kapılarının anahtarı olmaya geldik"