Saat 03:45
Tolga
Eda teyzelerden çıktıktan sonra Melisa'nın ısrarları yüzünden onu kendi evine bırakıp bende bizim eve gittim. Annemin dediği işleri yaptıktan sonra Melisa aradı. Onunla biraz konuştum ve kapattıktan sonra telefonuma bir bildirim geldi.
Sevgi'nin ablası adlı kişiden 1 yeni mesaj...
Gelen bildirimin üstüne tıkladıktan sonra mesajı okumaya başladım."Merhaba Tolga, ben Ezgi. Bu saatte rahatsızlık verdiğim için özür dilerim. Ama Sevgi'ye hiçbir şekilde ulaşılamıyor. Eğer senin haberin var ise bana geri dönüş yapabilir misin?"
Sevgi'ye ulaşılamıyor mu? Nerede ki? Bir şey mi oldu?
Hemen mesaja cevap verdim"Merhaba sorun yok, Sevgi hakkında bir bilgim yok. En son hastanede konuştuğum gün konuştuk. En son sen ne zaman konuştun veya nerede konuştun?"
Mesajı attıktan bir süre sonra hemen cevap geldi"Ben en son saat 12 civarında konuştum. Bana haber verecekti ama hiçbir şekilde dediğim gibi ulaşamıyoruz. En son arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Telefonda konuşurken arkadaşlarının bir tanesinin söylediği bir cümle duydum. 'Arkada biri yarım saattir peşimizden ayrılmıyor. Şu sokağa girelim' dedi. Bu beni daha çok geriyor. Onlar bir mağazaya girerken Sevgi dışarıda bekliyormuş. Ondan sonra kimse görmemiş, ama sokaktan geçen bir esnaf ara sokaklardan birinden bir kıza ait çığlık sesi duyduğunu söylemiş"
Mesajı okuduktan sonra iliklerime kadar bir gerilme hissi kapladı vücudumu. Ne yapacağımı bilmiyordum, kime söyleyeceğimi, danışacağımı, ablasına ne diyeceğimi, hiçbir fikrim yoktu.
Direkt aklıma Emre geldi ve onu aradım.
"Bu saatte ne oldu oğlum?" diye açtı telefonu.
"Emre acil bizim eve gel" dedim.
"Ne oldu birine bir şey mi oldu?" diye sordu
"Bizden birine bir şey olmadı ama bir kızın hayatı söz konusu. Acil gel ne yapacağımı bilmiyorum"
"Kapat, geliyorum" dedi ve kapattı telefonu10 dakika sonra
Kapının çalmasıyla Emre'nin gelmiş olduğunu tahmin ederek kapıyı açtım. Emre telaşlı gözlerle bana bakıyordu. İçeriye girdikten sonra hemen konuşmaya başladı
"Teker teker ne olduğunu anlat" dedi
Elimdeki telefonu açtım ve Sevgi'nin ablasıyla olan yazışmaları Emre'ye gösterdim"Açık açık kaçırılmış yani" dedi şaşkınlıkla
"Bilmiyorum, bunu biz Pelin'dede yaşadık. Belki kaçırılmamıştır. Pelin gibi bir cafede falan oturuyordur belki" dedim.
"Bize Allah'a şükür kimse bir kıza ait çığlık sesi duyduğunu falan söylemedi ama. Sadece taxi'ci bir şeyler anlattı işte. Bu aynı şey değil"
"Biliyorum" dedim
"Ablasına cevap yaz, yardım edelim, bir şey yapalım elimiz kolumuz bağlı duramayız sonuçta"Telefonu tekrar elime alıp cevap yazmak için klavyeyi açtım.
"Panik yapma, illa o çığlık Sevgi'ye ait olmak zorunda değil. Biliyorum endişen tavan yaptı ama sakin kalmak zorundasın. İnan bana benzer bir olay yaşadım, o yüzden seni çok iyi anlıyorum. Dediğim gibi, sakin kalmaya çalış" yazabildim sadeceSonra Emre'nin sesini duydum.
"İçki falan içtiğini sanmıyorum. Belki sarhoştur diyeceğim ama ablasının attığı mesajın ve yaşanan olayın onla 1 gram bile bağlantısı yok" dedi.
Sonra aklıma gelen şey ile oturduğum yerde kalakaldım.
"Tolga?" dedi Emre
"O sarhoş değil belki ama ya sarhoş birine denk geldiyse?" diye sordum.
Emre de benim verdiğim tepkinin aynısını verdi.
"Allah korusun" diyebildi sadece.
"Ya oğlum daha Melisa'ya bile anlatmadık ziyarete geldiğini. Şimdi ne diyeceğim? Melisa seni ziyarete gelen eski bir arkadaşın kaçırılmış mı diyeceğim?"
Emre sıkıntıyla nefes verdiğinde ikimizde içine düştüğümüz durumdan nasıl çıkacağımı bilmiyorduk.Sonra telefonuma gelen bildirim ile olduğum yerde kaskatı kesildim.
Sevgi adlı kişiden bir mesaj...
"Emre ben yanlış mı görüyorum yoksa Sevgi bana mesaj mı attı" dedim.
Emre oturduğu yerden bir saniye içinde yanıma geldi ve telefonu ışık hızında elimden aldı.
"Video göndermiş" deyince gerilim hissim en yüksek noktaya kadar geldi.
"Aç hemen" dedimEmre videoyu açtığında anladığım kadarıyla Sevgi gizli çekim yapmaya çalışıyordu. Kamera çok az bir yeri gösteriyordu. Ayakları bağlanmıştı. Erkek ve kadın sesleri geliyordu, sonra kavga sesi geldi. Sevgi'nin bulunduğu odanın kapısı hızlıca açıldı.
"Sakın bir yere kıpırdama" dedi bir kadın ve kapıyı üstüne kitledi. Sevgi ayağa kalkmayı denedi ama ayakları bağlı olduğu için kalkamadı. Kamerayı bırakıp eliyle açmaya çalıştı. Gene olmadı. Sonra siren sesleri geldi. Sonra bir erkek "Kaldırın elleri! Polis!" dedi.Onu dediği anda içime su serpildi. Kaçırılmıştı ama polisler gelmişti. Kurtarılacaktı. Videoyu hemen Sevgi'nin ablasına attım. O da tam aynı zamanda bana attı. Sonra hemen aradı. Ağlıyordu
"B-bulundu. Sana nasıl atıldı aynı v-video?" diye sordu ama hıçkırmaktan konuşamıyordu.
"Ezgi bir sakin ol. Bilmiyorum nasıl atıldığını, Sevgi iyi mi?" diye sordum.
"Hm-hm iyi"
"İyi tamam sakin ol. Geçti artık, neredesin?"
"Karakoldayım, birazdan Sevgi gelecek" dedi
"Tamam bana konum at" dedim
"Gerek yok teşekkür ederim desteğin için, senide rahatsız ettim kusura bakma"
"Ne rahatsızlığı saçmalama Sevgi'nin iyi olduğunu gördükten sonra sorun yok benim için"
"Seninle kısa bir süre içerisinde konuşur sanırım, kendine iyi bak iyi akşamlar"
"Umarım konuşur, sizde kendinize iyi bakın iyi akşamlar" dedim ve telefon kapandı"30 dakika içinde nasıl Allah'ımıza kavuşuyoruz oynat bakalım" dedim.
Emre sinirden güldü.
"Baktık, bitti" dedi.
"Bitti, sonunda bitti" dedim bende.Emre ile konuştuktan sonra kapıya doğru gittik.
"Ben diğerlerine anlatırım. İçin rahat olsun. Yat uyu sen" dedi Emre
"Sende öyle yap, hadi görüşürüz. İyi geceler" dedim.
"Sanada kardeşim" dedi ve gitti.Bende kapıyı kapatıp içeriye girdim ve direkt kendimi uyku moduna aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet ve İntikam
Humor"İhanet kapıları kapanırken, biz kilitli İntikam kapılarının anahtarı olmaya geldik"