"Ailen Olurum Bende"

52 17 31
                                    

Melisa
Saat 05:00

Sorgu daha yeni bitmişti, her şeyi anlatmıştım ve uzun sürmüştü. İmza atıp çıktıktan sonra beni bekleyenleri gördüm. Betül de oradaydı ve bana bakıyordu, bu sefer elinde kağıt kalemi vardı. Tolga bana doğru geldi.

"Uzun sürdü biraz, iyisin değil mi?" diye sordu.
"İyiyim" dedim tebessüm etmeye çalışarak.
"Nasıl iyisin Melo? O kadar şey yaşadıktan sonra nasıl iyi olabiliyorsun?" dediğinde derin bir nefes verdim.
"İnan bende bilmiyorum" dedim.

Betül bana doğru geldi. Elindeki notu uzattı.
"Sizin eviniz yanmış, Melisa abla. Nereye gideceğiz?"
"Bizim çok az sıklıkla gittiğimiz bir evimiz var, şimdiki kaldığımız evden biraz uzakta. Orada kalacağız sincap, evimiz tamir edilene kadar bir süre oradayız" dediğimde kafasını salladı.

"Aç mısın?" diye sordum.
"Hayır, tokum. Peki sen?"
"Bende aç değilim, gel sıcak çikolata içelim o zaman. Ağzımız tatlanır, sen bekle biz Tolga abinle alıp gelelim" dedim tebessüm ederek.
"Onun adı Tolga mı?"
"Hm-hm"
"Peki ben ona Tolga abi diyebilir miyim?"
"Tabi ki de diyebilirsin, hatta emin ol, o da çok ister"
Dedim ve yanından uzaklaştık.

"Betül niye konuşamıyor? Doğuştan mı?"
"Bende bilmiyorum ki, soramıyorum da kıza."
"Bende soramadım, belki sen biliyorsun diye sana sorayım dedim"
"Ben konuşurum onu kırmadan, biraz daha zamana ihtiyacımız var sadece" dedim.

"Melisa"
"Efendim?"
"Yaşadığın şeyleri," dedi ve duraksadı.
"İyi olduğun zaman anlatabilir misin?"
"Söz veriyorum anlatacağım, ama kendimi toparlamam lazım"
"Farkındayım, ama günlerdir aklıma takılan ve beni deli eden sorular var. Şimdilik onları atlayıp bir tane soru sorsam olur mu?"
"Olur"
"Bileğindeki izler neyden kaynaklanıyor?" dediğinde bileklerime baktım. Bir süre duraksadım ve sonrasında hafifçe moraran yere baktım. İki bileğimde de vardı.
Beyaz tenli olunca hafifçe sıksan bile morarıyor.

"İpten dolayı falandır"
"Melisa"
"Gerçekten hatırlamıyorum"
"Korkuyorum" dediğinde gözlerinin içine baktım. Gerçekten de gözlerindeki o korkuyu görebiliyordum.
Bana orada zarar verip vermediklerinden korkuyordu.
Ama ben asıl zararı ruhen almıştım, asıl o yükü ruhen üstlenmiştim, ve bunun altından kalkmak gerçekten de zordu...

"Biz seni sevmeye kıyamıyoruz Melisa, bir geliyor ve seni-"
"Tolga abi" dediğimde gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Özür dilerim," dedi ve sıkı sıkı sarıldı. "Gerçekten özür dilerim Melisa, o gün yanında olabilirdim. Ama olamadım, özür dilerim" dediğinde hıçkırdım.
"Asıl ben özür dilerim, size bu acıyı yaşattığım için" dedim.

Yaklaşık 15 dakika sonra Betül gilin yanına geldik ve sıcak çikolataları içtik. Daha sonra yanımıza bir polis geldi.

"Küçük hanım bir bakabilir mi buraya?" dedi polis Betül'ü işaret ederek. Betül polise baktığında bir süre sonra ayaklandı ve arkasından gitti. Bende arkalarından bakıyordum.

10 dakika sonra
Betül

Polis ailemin yurt dışında olduğunu söylemişti. Benim kaçırıldığımı bile 1 gün önce öğrenmişlerdi ve bugün de bulunduğum söylenmişti onlara. Ailem yurt dışında ben İstanbul'daydım ve sadece 4,5 gündür tanıştığım bir ablanın evinde kalacaktım. Evim Erzincan'daydı ama şimdi bir 13 saatlik yolu daha kaldıramazdım.

Babam iş için birkaç aylığına yurt dışına gidiyorum deyip 3 yıl boyunca gelememişti, ondan sonra ise sadece bir ay yanımıza gelmişti ve o zaman da bir gün babamla dışarı çıkmıştık, beraber bir şeylere bakıp gülüyorduk. 6 veya 7 yaşındaydım sanırım. Daha sonra gözümün önünde olan trafik kazasını ve o insanların halini görünce çığlığı basmıştım. O zamandan bu zamana ise bir daha konuşmamıştım. Birkaç akrabam abarttığımı bile düşünüyordu, onlara kendimi açıklamak istedikçe daha çok değersiz hissettiğim için susmuştum.

İhanet ve İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin