"Aynı Şeyi Düşünüyorum :)"

122 82 46
                                    

Emre
Pelin kızın saçından tutup yere yapıştırdığında iş işten geçmişti. Ama abisi olarak şunu söyleyebilirim, Pelin'i ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.

Kız çığlık atarken ben Pelin'in kolundan tutuyordum ama hiçbir işe yaramıyordu. Kız Pelin'in burnuna yumruk attı ama Pelin genede kızın saçını bırakmıyordu.

En son kız elinin yanındaki vazoyu Pelin'in kafasına doğru doğrulttu. Eğer tam o sırada elimi vazonun üstüne koymasaydım vazo Pelin'in kafasında kırılacaktı...

Elimdeki kanı görmemeye çalışarak Pelin'i sakinleştirmeye çalışıyordum ama Pelin elimdeki kanı görünce kıza öyle bir tokat attı ki, o tokat sesini duymayan kalmamıştır diye düşündüm.

Ama o tokattan sonra kız cebinden çıkardığı bıçağı Pelin'in bileğine savurdu.
"Sude! Sakın öyle bir şey yapma!" dedi Samet ve tam o anda güvenlikler geldi.
"Ellerinizi yukarıya kaldırın! Hemen!" dedi ve kızın elindeki bıçağı alarak elini kelepçelediler.

20 dakika sonra
Karakol
Pelin

Abim babama olayı anlatmaya çalışıyordu ama olayı o bilmiyordu. Neden kolyeleri aldığımı, neden kızın bana hırsız diye itiraf attığını, hiçbirini bilmiyordu ve sadece kavga anını anlatıyordu. Ve bende şunları bilmiyordum; abim nasıl geldi? Mağazada telefon ile babamla konuşmuyor muydu? Beni mi izliyordu?

Kafamdaki soru işaretlerini bir kenara atmayı denedim. Sonra bir tane güvenlik geldi.

"Sorgu odasına çağırılıyorsunuz Pelin Çiçek, bu taraftan" dedi ve eliyle soldaki koridoru gösterdi. Abim ve babamla ufak bir bakışmadan sonra yavaşça ayağa kalktım ve polisin gösterdiği koridora doğru yürümeye başladım.

Koridorun sonuna geldiğimizde sağ tarafa döndük ve polis bir odanın kapısını açarak eliyle içeriyi işaret etti.
"Birazdan biri gelecek, oturun ve bekleyin" dedi ve gitti.

Yaklaşık 5 dakika sonra kapının aniden açılmasıyla irkildim. İçeriye farklı bir polis girdi ve elindeki dosyaları masanın üstüne bırakıp karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Pelin Çiçek, ben soru soracağım, sende cevap vereceksin,"
"Sude Ünkol'u nereden tanıyorsun?"
"Okuldan"
"Eski bir arkadaşın mı?"
"Hayır"
"Peki ikinizinde birbirinizden bu kadar nefret etmesinin sebebi veya sebepleri ne?"
"Anlaşamıyorduk"
"Bu hale gelmenizin sebebinin sadece anlaşmazlık olduğundan emin misin?"
"Birçok sebep var"
"Anlat bakalım"

Yaklaşık 30 dakikadan uzun bir süre yaptıklarının hepsini anlattım. Daha sonra tahmin ettiğim bir soruyu sordu ama bu kadar doğru bir şekilde soracağını tahmin etmemiştim.

"Kolyelerin hepsini almanın sebebi neydi peki? Nefret ettiğin kızın, eski arkadaşın ile sevgili olması mı?"

Eski arkadaşın kısmını vurgulamıştı.

Dürüst olmayı tercih ederek hiç tereddüt etmeden cevap verdim.

"Evet"

Polis iç çekti ve bakışlarını benden ayırıp dosyayı açtı.

"Uzun bir sürenin ardından ilk defa Samet ile tekrar iletişime geçmişsiniz. Peki iletişimi neden kestin Pelin?"
"Onun da birçok sebebi var"
"Anlat onlarıda"
"Nereden başlayacağımı bilmiyorum"
"O zaman ben sorayım," dedi ve dosyayı geri kapattı.
"Sebebi abin mi?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım.
"Bana yaptığı zorbalıktan sonra ben iletişimi kesince abimde iletişimi kesti" dedim.
"İletişimi kesen başka insanlarda var mı?"
iyice detaylara inmeye başlamıştı.

"Var"
"Mesela kuzenin veya arkadaşın mı?" dediğinde ağzım açık bir şekilde bakakalmıştım.
"Evet"
"Onlara zorbalık yapıyor muydu peki?"
"Bildiğim kadarıyla sadece kuzenime, ama bana yaptığı kadar değil, banada fazla yapmıyordu ama ben sevmediğim için bir süre sonra direkt bitirdim arkadaşlığı"
"Anladım, bu kadardı Pelin. Sana tavsiyem şu, eğer anlaşamadığın biri varsa, düşmanın bile olsa çok fazla umursama, buraya tekrar gelmek istemiyorsan tabi. Her neyse, dediklerimi anladığını düşünüyorum. Kendine dikkat et" dedi ve odadan çıktı.

Gözlerimi kapatıp tekrar açarak nefes verdim.
"Bitti" dedim ve kendimi toparladıktan sonra odadan çıktım.

Buraya geldiğim koridordan abim gili yanına gittim. Abim beni görür görmez ayağa kalktı ve hızlı adımlarla yanıma geldi. Hiçbir soruyu cevaplamadan direkt sarıldım.

"Pelin, iyisin değil mi?"
"İyiyim"
"Babamı çağırayım, gidelim tamam mı?"
"Tamam"

Abim yandaki odanın içine girdi ve babamı çağırdı. Babam odadan çıktı ve direkt bana sarıldı.
"Geçti artık bir şey yok, hayatta olur öyle şeyler, takma kafana" dedi ve ayrıldı.
"Arabaya binelim, eve gidince konuşuruz" dedi abim ve dışarıya doğru yürümeye başladı. Babamla bakıştıktan sonra babam koluma girdi. Tebessüm ettim ve beraber abimin arkasından yürümeye başladık. Arabaya bindikten sonra eve gidene kadar sessizlik hakimdi.

Eve geldikten sonra annem 15.000 tane soru sormuştu ve ben olayı baştan anlatmıştım.

"Demek benim kızımın kafasında vazo kıracaktı ha? Abin olmasaydı şuan hastanedeydik, o vazoyu alıp kızın kafasında sen kıracaktın asıl ama neyse. Olan olmuş artık, sorguya alındın, cevapladın çıktın. Bir sıkıntı yok şuan, bundan sonra umursamayacaksın Pelin, anladın mı beni?" dediğinde kafamı aşağı yukarı doğru salladım.

"Melisa sabahtan beri seni soruyor, çağır gelsin. Odanda konuşursunuz" dedi. Tezgahın üzerinden telefonumu aldım ve mutfaktan çıkıp, Melisa'yı aradım. "Melisa"
"Pelin?"
"Bize gelsene, olayları anlatayım"
"Kapat, geliyorum"

Daha 5 dakika bile olmadan kapı çalmıştı. Kapıyı açtığımda Melisa anneme selam verdikten sonra direkt yukarı çıktı. Odama girdiğimde kapıyı kapattım ve yatağın üstüne oturduk.

"Bir günde bir insan nasıl bu kadar alakasız olaylar yaşayabilir aklım almıyor Pelin"
"Valla benim aklım almıyor değilde, akıl kalmadı ki"
"Anlat her şeyi baştan"
"Alışveriş merkezindeki olaydan itibaren anlatmaya başlıyorum" dedim.

Melisa'ya neredeyse 40 dakikadan uzun bir süre ta sorgudaki sorulara kadar anlattım.

"Belki Samet'i senden önce sorguya almışlardır. Yani olayları ondan öğrenip, sana anlatarak seni şaşırtmak gibi bir amaçları da olabilir" dediğinde gerçekten öyle bir şeyin olabileceğini düşündüm.

"Artık her ne öğrendilerse öğrendiler. Ama ben Samet'e inanamıyorum şuanda"
"Samet'i arasana bir" dediğinde biraz tereddüt ettim ama sonra cebimden telefonu çıkartıp Samet'i aradım.
Telefon üçüncü çalışında açıldı.

"Samet sana sadece bir soru soracağım ve dürüst olmak zorundasın"
"Sor"
"Sude'den sen nefret etmiyor muydun?"
"Nefret değilde, sevmiyordum"
"Peki sevmediğin biriyle niye el ele tutuşup ona kolye alıyorsun?" diye sorduğumda uzun bir süre sessizlik oluştu.
"Samet, bana cevap ver. Emin ol bu saatten sonra yanına gelmemi istemezsin"
"Bak Pelin, her şeyi açıklayacağım ama kızma"
"Açıkla artık!"
"Biz düne kadar birbirimizi sevmiyorduk, ama sonra birden bir şey oldu. O bana mesaj attı, bende cevap verdim. Sonra nasıl oldu bilmiyorum ama yakın arkadaş olduk"
"Samet beni delirtme! 4 yıl sevmediğin bir kızla 1 saatte nasıl yakın arkadaş oldunuz! O yüzden mi el ele tutuşuyordunuz?"
"Orası ayrı bir hikaye Pelin, ama anlatmam"
"Anlatma o zaman Samet, bir daha benimle iletişime geçmeye çalışırsan bu sefer anlatmayan kişi ben olacağım"
"Aynı şeyi düşünüyorum Pelin" dedi ve gülerek telefonu kapattı.

İhanet ve İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin