İstemiyorsa bir kadın hayatında seni, ne nazdır bu ne de cilve. Gerisi boş zihniyetlere...
°
Kaderinde vardı diyerek üzerini kapattıklarını her olay, bir hayatın sonuydu. Kader değil karaktersizlikti yaptıkları, kısa giyinen istekli kapalı giyinen nazlıydı onların gözlerinde. Hâlbuki insan kendi için yaşamaz mıydı ilk bu hayatı? Biri için güzel veya biri için mi özenli yaşardık biz? İnsan olmak zordu belki ama en zoru da KADIN olmaktı bu dünyada, yaşamak istediği ama yaşayamadığı, istediği ama alamadığı bir hayata sahipti. Ben bu hayata şansız gelenlerden sadece biriydim, benden niceleri vardı belki de ama ben sessiz kalmayacağıma yemin etmiştim bir kere...
Alparslan bey çattığı kaşları ile bana bakarken kesik çıkan nefesim ile yakın duran bedeninden bir adım uzaklaştım.
" Firuze... Özür dilerim."
Şaşkınlıkla kalkan kaşlarım ile bir süre sessizlik oldu ortamda, elini stresle saçına atarken değişmek bilmez bakışları ile tekrar baktı gözlerime.
" Henüz sabah burada başına bir şey gelmeyecek sözünü vermiştim, özgür aptal bir adam. O an sessiz kalmış olmam senin böyle bir şeye daha fazla maruz kalmaman içindi. Hak ettiği cezayı aldı, şuan bunu çalışanıma veya kiracım olan birine değil. Yukarda haksızlık görmüş ve zor durumda olan kadına açıklıyorum, bugün erken çıkabilirsin. Kapıdaki adamlardan birine talimat verdim, seni istediğin yere bırakacaklar. Yarın seni tekrar burada görmek istiyorum, hadi git."
Konuşmama izin vermeden kendini açıklamış ve gitmem için onay vermesi ile odadan çıkmıştı. Şaşkın bakışlarımı silerek kendime gelerek çantamı alarak soyunma odasından çıktım. Ayçin elindeki kağıdı Asena'ya vererek yanıma geldi hızla, bu samimiyeti beni ve diğer insanları şaşırtıyor du gün içinde.
" Ah Firuze, şimdi öğrendim. Aptal adam tam bir asalak, merak etme Alparslan gerekeni yapmıştır. Yarın seni tekrar görmek istiyorum, kendine dikkat et."
Başımı sallayarak teşekkür ettikten sonra restoranttan çıkmış iken karşıma dikilen adam ile bir adım geriye adımladım.
" Merhabalar Firuze hanım, ben Cengiz sizi götürmek için talimat aldık."
Kimseye zahmet vermek istemiyor olsam da bu şehrin yabancısı olduğum için kabul ederek işaret ettiği gibi arka koltuğa geçtim. Kısa bir süre sonra hotelin önünde durmamız ile teşekkür ederek indim arabadan, sıkıca tuttuğum çanta ile masada oturan amcanın yanına gittim.
"İyi akşamlar amca, ben yarın çıkış yapacağım. Ne kadar borcum var sana?"
Gözlüğünü aşağıya indirerek tebessüm edip önündeki deftere baktı, kısa bir hesaplama ile yüzündeki tebessüm ile baktı gözlerime.
"250 TL kızım."
Başımı sallayarak çantadan çıkardığım parayı uzatarak odama çıkmaya başladım, acıkan midemi görmezden gelerek Odaya girip kendimi yatağa attım. Yorgun, aç ve kirliydim. Oflayarak yerimden kalkarak tişört ve eşofman altı alarak banyoya ilerledim, aynaya bakmamaya çalışarak giyinip hızla çıktım banyodan. İnsan kendi bedeninden tiksinir miydi? Ben tiksiniyordum...
Yorgunlukla uzandığım yatakta baygın gibiydim, bu gece benim kabuk bile tutmayan yarama tuz basmıştı. Alparslan bey iyi bir insandı, genel olarak insanları düşünen bir adamdı ve aklımdaki kötü düşünce yok olmuştu bugün. Daha fazla düşünmemek adına gözlerimi yumup bedenimi dinlendirmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General FictionNefret; gözlerinde benim için taşınan tek duygu nefret. Bu adam saçımı okşamaya kıyamayan o adam değildi artık. "Ben çabaladım Firuze, senin için çok çabaladım. Yaşa diye, gülümse diye çok çabaladım. Bu muydu karşılığı, koca bir yalan mı kızım?" Kal...