7.Bölüm

662 24 6
                                    

Gözle göreni işitir mi bu gönül,
Gönülle seveni de unutur mu bu gönül?
Sevmek zikredildiği kadar kolay olsaydı aşkı kaleme alır mıydı gönlü yaralı olan sevdalı?

°

Dünya durmuş, yer yerinden oynamış. Herkes susmuş bir tek ben ağlamışım gibi, bugün acılar buluyor ise beni direnmeli ve o battığım çukurdan çıkmalıydım. Fakat ne yazık ki hayat denildiği veya görüldüğü kadar kolay değildi. Kalbim bir kirpinin dikenlerine düşmüş gibiydi, acılar içinde kavrulup yok oluyor du. Ben ne yapmıştım da bu kadar ahlaksız bir ailenin evladı olmuştum diye geçirdim içimden. Utanıyor ve ağlamak istiyordum, insanlar bana kınayan bakışlar atarken ben titreyen ellerim ile karşımda duran keskin gözlere bakıyordum uzunca.

Gökhan nasıl bu kadar utanmaz olabiliyor ve beni yapmadığım birşey ile rezil edebilir di.

"Biliyordum ben, kimse inanmamıştı bana bak işte sürtük çıktı."

"O kadar adam yerine koyup aramıza aldık, bir insan nasıl kendi canından birine iftira atar aklım almıyor."

Sesler birbirine girerken elimde duran tepsi yeri boylamış akmak için bekleyen göz yaşlarım kendini salmıştı. Ayçin bana korkuyla bakarken dönen başım ile nefes alışverişlerim hızlandı. Onlar hiç bir halt bilmeden nasıl böyle ithamlarda bulunabilirlerdi?

"Yapmadım. İstemedim. Sattı beni."

Benim bile işitmediğim sözler dilimden çıkarken Ayçin yanıma yaklaşmaya başladı, elim ile onu durdurarak hızla çıkışa koştum, ben şimdi nasıl yaşayacaktım bu dünyada?

Nefeslerim düzensiz bir şekilde ciğerlerime nüfus ederken bedenim maraton koşusundaymış gibi atılıyordu yollara. Arkamdan ismimin zikredildiğini işitmiş olmam durmama neden değildi, korna sesi ile adımlarım dururken bedenime çarpan araba ile yere düştüm. Gözlerim açık bir şekilde şoka girmiş gibi bakıyordum çevremde toplanan insanlara. Sert bir darbe almamıştım ama o an yerden kalkmadan hıçkırarak ağlamaya başlamıştım bile başımda bana bağıran adamı umursamadan ağlamaya devam ederken işittiğim o kalın ses ile kendime gelmiştim.

"Firuze sakin ol ve derin nefesler al. Şimdi sen istediğin kadar ağla biz o zaman kalkacağız ama sakin ol ve bana bedeninde hasar var mı yok mu onu söyle."

Alparslan beye değen gözlerim ile bana dikkatle baktığını gördüm, kesik çıkan nefesim ile düşmenin etkisi ile burkulan ayağıma ve kol bileğime baktım. Hiç bir acı yüreğimdeki yangından daha ağır değildi şuan.

"İyiyim."

Gözleri baktığım yerlerde gezdikten sonra başını salladı inanmayarak.

"Seni taşıyabilir miyim firuze? Yanımda Ayçin olacak ve sana dokunmam da art niyet yok yemin ederim."

Aklıma Aslı hanımın sözleri düşmüştü.

"Kendini insanlardan uzak tutarak koruyamazsın Firuze, onlarla savaşmayı öğrendiğin an sen ancak o zaman güvende olursun. Elbette zihnin yaşadığın bu korkunç olay nedeniyle bedeninde sinyal veriyor ama herkes bir değildir kuzum."

Oluşan kalabalıktan rahatsız olarak Alparslan beye döndüm ve başımı salladım utançla. Memnun olmuş bir ifadeyle kolunu bacaklarımdan geçirerek diğer kolu ile sırtımdan destek vermişti. Ayçin'e dönemsi ile Ayçin hızla yanımıza gelip elindeki şapkayı başıma geçirerek yüzümü kapattı ve önden yürümeye başladı, utançla gözlerimi kapatarak ellerimi yumruk haline getirdim.

FİRUZE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin