11.BÖLÜM

520 21 4
                                    

'Hayat öyle karmaşıktır ki, senin için kapatılan bir kapıdan sonra 7 cennet kapısını açarak huzuru verir. İşte gerçek şudur ki, senin vazgeçtiğin yerden başlar hayat.'


Bazen öyle bir an gelir ki, isyan ettiğiniz olaylar şükür sebebiniz oluverir bir anda. Bazı insanlar vardır ki en büyük imtihan iken hayattaki en önemli dersi veren kişidir. Bazen hayatımın neden devam ettiğini sorgular ve o andan sonrası olmayacak gibi hissediyorum. Kalbim varlığını unutmuş, ruhum özgürlüğe yabancı kalmış gibi bir kafesin içinde esir olmuş gibi...

Beynimi kurcalayan düşünceler ile baktığım denize daldım bir süre, üşüyen bedenimin sıcaklığa olan ihtiyacını göz ardı etmiş bedenimi buz kesen bu havaya esir olmuştum. Uzaklardan gelen bir ses işittim o an, ani bir titreme ile o sesin çantamda ki telefon olduğunu anlamıştım bile. Soğuktan buz kesmiş parmaklarım çantamın zincirini açmaya çalışırken ısrarla arayan kişiyi içten içe tebrik ettim.

Sonunda açtığım çantanın içinden telefonumu alıp arayan yabancı numara ile yanıt verdim çağrıya. Bir kaç sesin ardından tanıdık ses ile karmaşık olan zihnimin esas nedenini hatırladım

"Firuze iyi misin? Kaç gündür sana ulaşmaya çalışıyorum ama yoksun. Okula bile hayalet gibi gelip gidiyorsun, hayır anlamadığım ne zaman gelip derse giriyor ve hemen gidiyorsun?"

Soluksuz bir şekilde konuşan Sarp soluklanmak için bir sustuğu anda hızla araya girdim.

"Sarp sahil kenarındayım gelebilir misin? Önemli."

Onaylayan sesi ile telefonumu tekrar eski yerine katarak bakışlarımı eski yerine çevirdim. Nasıl bir oyunun içindeydim, nasıl bir kadere kurban edilmiştim bilmiyordum ama bu hikâyede zarar gören ben olmayacaktım.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, aslında zaman ile de ilgilenmiyorum. Sarp'ın meraklı yüzünü görene kadar bir saat geçtiğini o an anlamıştım.

"Bir sorun mu var Firuze?"

Bir insana nasıl sorulurdu seninle üvey kardeş olabiliriz diye? Nasıl o insanın hayatına bir anda girmiş karanlık olabilirdi insan? Susup bu gerçeği içimde bir ömür boyu yaşamımı isteyen yanım hesap sormak isteyen yanıma yeniliyor du. Eğer o kadın beni o adama vermek yerine bir yetiştirme yurduna verseydi belki ben o gece saatlerce 10 kişinin altında çığlık atarak yardım dilemeyecektim. Yaralı ruhum o gece de kirlenmeyecek ben bugün sadece annesiz olmuş olduğum düşüncesi ile hüzünlenip iki saat sonra unutacaktım.

"Ben. Sarp nasıl denir bilmiyorum, şuan sana hiç bir şey söylemem de doğru değil ama benim annen ile görüşmem gerekiyor."

Sarp'ın merakla kalkan kaşları ile içten içe sorgulamaması için dua ediyordum.

"Eğer istediğini yaparsam sonunda bana anlatır mısın nedenini?"

Şaşkın bakışlarım ile yüzüne bakarken tebessüm eden suratı ile daha da şaşırmış başımı olumlu bir şekilde salladım.

Önünde durduğumuz büyük eve baktım uzun uzun, yanımda duran sarp bazı şeyleri anlamak ister gibi yüzüme bakarken ben içimdeki garip his ile savaşıyordum. Şuan tam şu anda geri gitmek isteyen yanımı susturarak yüzümü sıvazlayarak sarp'a başımı salladım. Birlikte evin büyük kapısına yürürken kapı hizmetliler tarafından açılmıştı bile.

"Hoş geldiniz Sarp bey, anneniz Nergis hanım kış bahçesinde babanız ile birlikte."

Sarp başını sallayarak teşekkür ederken ben bakışlarımı stresle etrafa çevirirken sarp'ın işareti ile içeri adımlamaya başladım. Koridorun ardından büyük bahçeye geçerek kış bahçesi olarak düşündüğüm camdan odaya ilerledik, yaklaştıkça içindeki kadın ve adam netleştirken içimde bir korku oluştu. Ben neden burdayım? Neyin hesabını soracaktım, kimdim ben?

FİRUZE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin