16.Bölüm

398 19 0
                                    

"Yaralarımı sarman için sana geldim.
Benden daha fazla yaran olduğunu görünce ikimizi de birden sardım."
🩹❤️

☄️☄️

Kalbimin atışlarını görmezden gelerek bana dikkatle bakan adamdan çektim bakışlarımı, bahçede olanlardan sonra hızla içeri geçmiş Alptekin dedenin yanına oturmuş,Ayçin'in benim için doldurduğu çay ile oynuyordum.

"Ben bir haftaya kalmaz gidiyorum gençler."

Alptekin dedeye şaşkın bir şekilde bakarken Alparslan bey söze atılmıştı hızla.

"O nereden çıktı dede? Ne güzel buradasın, kim var Bursa'da anlamıyorum. "

Alptekin dede iç çekerek Alparslan bey'e baktı.

"Okey arkadaşım Muhsin, kahve arkadaşım Haluk, bir de yemek dostum halim var. En önemlisi Fatma'mın mezarı orada, şimdi anladın mı evlat orada kimler var? Ben yarimin olmadığı her yere yabancıyım, bir gün aşık oldun mu anlarsın beni."

Alptekin dedenin sonda imalı konuşması ile Alparslan bey ile göz göze gelsek de hızla önüme dönmüştüm. Zira bu aralar aptal gibiydim. Konu iyice evlilik konularına gelince hızla ayağa kalktım.

"Yemek yapmıştım ben, masayı hazırlayacağım."

Ayçin yardım etmek için kalkarken bana gülerek bakan Alparslan bey'e şaşkın bakışlarımı atarak mutfağa geçtim hemen. Bu adam ilk gün tanıdığım adam mıydı? Eğer öyle ise, kesinlikle kafasına taş düşmüş olmalıydı.

"Dedem ve bizi evlendirme merakları, sabah bana şimdi de Alparslan'a döndü adam. Hayır yani evlenince ne oluyor? Gerçi bir tane bebeğim olsun istiyorum ama kocam olmasın."

Ayçin'in konuşması ile içerde yaşanan kasveti üstümden atmıştım bile, bu haline gülüp yemeklerin altını ısınmaları için açıp Ayçin'e döndüm.

"Evlat edinebilirsin çok istiyorsan."

Ayçin'in gözleri parlarken ciddi olduğunu anlamıştım bile. Onu hayallere dalmış bir şekilde bırakıp dolaptan tabakları çıkartıp içerideki masaya götürmeye başladım. Alptekin dede Alparslan Bey'in yanına oturmuş bir eli omzunda diğer eli ise bacağında bir şekilde dururken önemli bir konu hakkında konuşuyor gibilerdi.

Yokluğumu yeni kavramış Ayçin elindeki tepsi ile gelmiş masaya dizmeye başlamıştı.

"Ay Firuze, ben dalıp gitmişim de sen neden kendime getirmedin beni?"

Konuşması ile gözler bize dönerken omuz silkip tebessüm ettim.

"O kadar derin bir şekilde hayal kuruyordun ki, bölmek istemedim."

Gülerek başını sallaması ile Alpaslan bey ayaklanıp yanımıza gelerek Ayçin'in elinde ki tepsiyi aldı.

"Bu kadar yavaş hareket edersen işimiz zor Ayçin, seni de mi mutfak bölümüne alsak şeflikten ne yapsak?"

Alparslan Bey'in eğlenen sesine karşı Ayçin göz devirirken, Alparslan bey mutfağa doğru yürümeye başlamıştı bile. Kısa süre sonra tepsinin üzerinde ki yemekler ile dönmesi ile masayı dizmeye yardım etmeye başlamıştı. El yardımı ile kısa sürede kurulan masaya Alptekin dedeyi de çağırmış yemeğe başlamıştık bile.

Yemekler bittikten sonra tatlı eşliğinde çay içmiş bir şekilde geceyi sonlandırırken Ayçin'e ve Alptekin dedeye sarılarak veda etmiş arabaya binen bedenlerini izledim bir süre. Sona kalan Alparslan bey ile göz göze gelmemiz ile derin bir nefes aldım.

FİRUZE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin