4. BÖLÜM

1.4K 64 85
                                    

Tatilin son günüydü. Bu son günde boş durmamak için sabahtan akşama kadar gezmemiz gerekiyordu, öyle de yaptık. Sabah erkenden kalkıp üzerimi değiştirdim ve abimin kapısını kavgaya gidiyormuşuz gibi çaldım.

Abim bir süre sonra kapıyı gözleri kapalı ve panikle açtı. "Noluyor lan? Ölüyor muyum? Azrail mi geldi? Abi neden bu kadar erken geldin? ben daha sevgili yapmadım abi ne olur beni götürme..." dedi dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde.

"Abi," dedim sabrım taşarken. "Sen geri zekâlı mısın?" Kolundan tutup ayağa kaldırırken ciyakladı. Gözlerini açıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. "Özürlü kardeşim sabah sabah ne bu sinir?"

"Haydi, git giyin, bugün son gün. Gezmekten bayılmamız gerekiyor!" Dedim heyecanla.

Hemen koşarak Arda'nın kapısını çaldım. Kapıyı açtığında garip bir şekilde kendimi rahat hissetmiştim. Uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum ve, "Hazırlan, bugün çok eğlenmemiz lazım!" Dedim. Arda gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana bakıyordu.

Ben bile nasıl öptüğümün farkında değildim...

"Elfin?"
"Ya hadi, Git de hazırlan!"
"Tamam," ellerini havaya kaldırdı. "Sakin ol be."

Bora abiyi de uyandırmaya gittim. Aynı sözleri ona da uygulayıp kahvaltıya indim ve hepimizin oturacağı bir masa seçtim.

Bir süre sonra hepsi somurtarak geldi ve masaya oturdu. Bir kişi somurtmuyordu bu masada. O kişide tabii ki belliydi.

"Senin ben ecdadını sikeyim elfin, sabah sabah kulağımı siktin!" Dedi abim homurdanarak. Kıkırdadım.

"Ama son gün yani, eğlenmemiz lazım."
"Tamam da kulağımızı sikmene de gerek yoktu."

Arda bir abime bir de bana baktı. "Ben çok güzel uyandım aslında," dedi gülerek. Yanaklarımın kızardığını hissettim. Arda yanaklarıma baktı ve bür kez daha güldü.

"Sana yapıpta bize yapmadığı ne vardı ben anlamadım?" Dedi abim. Cidden anlamamış gibiydi. Derin bir nefes aldım. Herkes kahvaltısını yaptıktan sonra dışarı çıkıp büyük bir alış veriş merkezine geldik. "Kim benle gelmek ister?" Dedim ortaya konuşarak. Abim ve bora göz göze gelip bir süre beklediler.

Hemen ardından da yavaşça arkalarını dönüp gittiler. Arda'da bana masum bir şekilde bakmaya başladı. Acı içinde gülümsedi. "Sanırım ben kaldım..." gülerek başımı salladım ve kolundan çekiştirip rastgele bir mağazaya girdim.

Arda'nın anlatımıyla:

Yaklaşık yarım saattir elfin ile birlikte mağaza mağaza geziyorduk ve gerçekten "ayağıma kara sular indi" dedikleri şey şu an bana oluyordu.

"Elfinciğim, ne olursun artık dur, yalvarırım..." dedim gördüğüm ilk banka otururken. "Üf abartma Arda, alt tarafı yarın saattir geziyorsun."

Hemen ardından o da yanıma oturdu. Müsait bir ortamda olup olmadığımıza baktım. Çünkü Bugün sabah ki olay hakkında konuşmak istiyordum. Bir anda kapımı çalıp yanağıma bir öpücük kondurmuştu ve ben bunun sebebini öğrenmek istiyordum. Zaten son bir kaç aydır çok garip davranıyordu.

"Elfin?" Dedim konuyu açarak.
"Efendim?"
"Seninle konuşmak istiyorum."

Tam gözlerinin içine baktım. Benimle konuşmak için can atıyor gibiydi. Benim aksime gülümsüyordu, ama ben gülmüyordum.

"Bu sabah," dedim kararsızlıkla. "Beni neden öptün?" Elfin'in yanakları kızarmıştı. Anlamıyordum, ona neler oluyordu anlamıyordum.

"Şey ben, öylesine öptüm, eğere rahatsız ettiysem özür dilerim.." dedi utançla. son zamanlarda elfinde ciddi anlamda bir şey vardı ve ben bunu anlamıyordum.

Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin