15. BÖLÜM

985 40 72
                                    

Sanki bir ağrı vardı, göğsümden başlayıp ayaklarıma doğru inen. Bir aşk vardı, kalbimin her parçasını ona ayırdığım. Bir ailem vardı, kimin ne zaman ne olcağı belli olmayan. Bir arkadaşım vardı, beni ne zaman sırtımdan vuracağını bilmediğim.

Göğsüm daralıyordu. Bunun sebebi neydi? Veya ben mi çok abartıyordum? Bilmiyorum ama daralıyordu. İçimde bir his vardı; ne kadar mutsuz olursan ol, ailen için mutlu gözükmeye çalışmak için uğraştım yıllarca.

Bir şeyler hissediyordum, bende kötü giden. Ama ne olduğunu idrak edemiyordum...

Gözlerimi hissettiğim karışık duygularla birlikte açtığımda güçlükle saate baktım. Saat dörde geliyordu. Sabah ki maceradan sonra eve gelmiş, yatağımda uyuyakalmıştım.

Bugün lunaparka gidecektik. Acelemiz yoktu çünkü havalar sıcak olduğu için akşam daha zevkli oluyordu.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve aşağı inip abimin oturduğu yere doğru yürüdüm. "Günaydın bebek," dedi abim. Güldüm. "Günaydın abiciğim."

"Sabah bir yere mi gittin?" Dedi. "Not bırakmışsın." Başımı eğdim. "He evet, markete gittim." Diyerek yalan uydurdum.

Abim inanmış gibi gözükmüyordu ama sorgulamadı da. "Akşam altı yedi gibi çıkarız," dedi abim lunapark işini kastederek. Başımla onu onayladım.

Telefonla oynaya oynaya saat 05:30'a gelmişti bile. Arda'lar ile görüştükten sonra odama çıkıp üzerime siyah bir crop, altıma da gri bir eşofman giydim.

Bir süre sonra abimle birlikte buluşma noktasına gitmek için yola çıktık. Araba lunaparkın önünde durduğunda kalbim heyecanla atıyordu çünkü Arda'yı, sevgilimi, yuvamı, on numaramı görecektim.

Bizden biraz sonra onlarda arabadan inip yanımıza geldiler. Arda ile aramızdaki ilişkiyi kimseye anlatmamıştık ve bu yüzden de Arda kimsenin görmeyeceği şekilde kulağıma fısıldadı. "Çok güzelsin."

Utançla başımı eğdiğimde abim bilet alma noktasından dört bilet aldı. Anlık bir cesaret ve heyecanla hız treninin önüne geçtim, ama içimde fırtınalar kopuyordu.

Keşke bu kadar iddialı olmasaydım...

"Hassiktir ya, bundan mı başlayacağız?" Dedi abim eliyle başını gizlerken. Güldüm. "Evet abiciğim, korkuyor musun?" Abim kaşlarını çattı.

"Hahaha, ben hiç bir şeyden korkmam." Dedi ve kabadayı gibi yürüyüp görevliye biletleri verdi. Arda ile birbirimize bakarken o gülüyordu ancak ben gülmüyordum...

"Sevgilim, korkuyor musun?"
Başımı iki yana salladım.

"Titriyorsun?"
Yine iki yana salladım.

Arda kimse görmüyorken eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu ve en arka koltuğa geçip benim için yer açtı. Geçerken abimin kulağına, "korkmamak için en arkaya geçiyoruz," dedim.

Arda'nın yanına oturduktan sonra görevli gelip kemerimizi bağladı ve ön sıraları da halledip kontrol yerine geçti. Anlık korkumla Arda'ya döndüm.

"Arda," dedim başımı iki yana sallayarak. "Yapamam. Yapamam arda ben bir anlık gazla öyle şey ettim ama yapamam..." Arda tatlı bir şekilde gülümseyip ellerini yanağıma koyarak alnımdan öptü.

"Ben yanındayım güzelim, hiç bir şey olmayacak inan bana," dediğinde yavaş yavaş hareketlenmiştik. Yavaşça en yükseğe çıktığımızda bir anda hızlancağını bildiğim için nefesimi tuttum.

Arda bir anda kafamı kendisine çevirip dudaklarıma yapıştığında tren hızla aşağı indi. Ben çok garip bir şekilde trene değil Arda'yı öpmeye odaklanmıştım.

Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin