19. BÖLÜM

732 34 47
                                    

Yeni bir sabaha gözlerimi, kurduğum alarmın yüksek sesiyle açmıştım. Arda'yı yanımda göremeyince yataktan kalktım ve üzerimi değiştirmeden aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde Arda, abim ve Bora abim üstleri başları unlu bir şekilde bir şeyler yapıyorlardı. "Ne yapıyorsunuz lan?" Dedim ve gidip aralarına girdim.

"H-hiç kardeşim, hiç bir şey yapmıyoruz." Dedi abim yüzünü gizleyerek. Aynı şekilde Arda ve Bora abimde yüzlerini benden uzak tutuyordu.

"Elfinciğim, sen git biz hemen geliyoruz," dedi Bora abim. Kaşlarımı çattım. "Lan ne saklıyorsunuz siz benden, dönün bakayım bana."

Üçüde yavaş yavaş bana doğru döndüklerinde yüzlerinin un olduğunu gördüm. Gülmemek için yanaklarımın içini ısırdığımda dayanamayıp büyük bir kahkaha attım.

"Gülme bak sikerim ecdadını!" Diyen abimi dinlemeyerek yere çöktüm ve gülmeye devam ettim. Çok komiklerdi!

Güne komik başlamıştık. Abimlere yardım edip etrafı temizledikten sonra güzel bir kahvaltı hazırlayıp sofraya oturduk ve kahvaltı yapmaya başladık.

O sırada telefonuma bir bildirim gelmişti. Hemen çıkarıp baktığımda Fenerbahçe kadın futbol takımının kalecisi ezgi abladan bir mesaj geldiğini gördüm.

Kimden: ezgicaglar_1:
Kime: 10elfingunes

-Selam elfin! Umarım iyisindir. Hemen konuya giriyorum izninle. Dün takımca senin transfer olduğunun haberini aldık ve çok mutlu olduk. Bugün istersen tüm takımca bir buluşma yapmak istiyoruz. Fenerbahçe erkek futbolcuları da dahil olmak üzere, abin falan istediğin herkesi çağırabilirsin. Güzelce eğlenmek bizimde hakkımız öyle değil mi?😁 saat 14:30'da Fenerbahçe 100. Yıl parkında olacağız. Şimdiden teşekkür ederim, görüşmek üzere.🩷 (13:21)

Gülümseyerek mesaja cevap verdiğimde hiç düşünmeden kabuk etmiştim bile. Bir kaç erkek takım oyuncuları, Arda'yı, abimi ve Bora abimi alsam yeterli olabilirdi.

-Selam ezgi abla. Çok teşekkür ederim. Bende sizin aranıza katıldığım için çok mutluyum. Buluşmayı düşünmeme bile gerek yok, kesinlikle geleceğim. Görüşmek üzere.🩷 (13:23)

Telefonu kapatıp cebime koyduğumda Arda ve abim bana sorgucu gözlerle bakıyordu. Gülümseyip boğazımı temizledim.

"Şey, ezgi abla yazmışta. Kalecimiz. Saat iki buçukta buluşmak istediğini söylemiş tüm takımca. Abini falan istediğin kişiyi çağır dedi, bende kabul ettim." Dedim tek nefeste.

Abim, "bana uyar," dedi ağzına domates atarken. Arda ve Bora abimde onayladığında gülerek ayağa kalktım. "Size afiyet olsun, ben biraz kitap okuyup hazırlanırım." Dedim ve odama çıktım. Kütüphanemden, sokak nöbetçileri 3'ü alıp yatağa oturdum.

Yaklaşık yarım saat sonra gözümden yaş düşerek kitabı kapattım. Sonları çok üzücü bitmişti ve ben kitaplara ağlayan duygusal birisi olarak salya sümük ağlıyordum.

Odamın kapısı tıklandığında ağlayarak, "Gel..." dedim. İçeri arda girince ona bu halde gözüktüğüm için daha çok ağlamaya başladım.

Kendi beynimi sikmek istiyorum şu an.

"Elfin?" Dedi arda yanıma gelip. "Ne oldu güzelim, neden ağlıyorsun?" Başımı eğip öne atıldım ve başımı göğsüne yasladım. Salak gibi şimdi kitaba ağlıyorum diyeceğim, çocuk görecek ebesinin şeyini.

"Yok bir şey ya, söyleyemem..." dedim geçiştirmeye çalışarak. Arda kaşlarını çattı. "Ya, güzelim, ben senin sevgilinim ve bilmek en doğal hakkım. Hadi bakalım dinliyorum." Dedi Arda eliyle saçımı karıştırırken. Derin bir nefes aldım.

Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin