Korkudan titreyen dizler, ne zaman neredem geleceği belli olmayan göz yaşı ve gerçeklerle yüzleşmek istemeyen bir kız...
Hepsinin tanımı bendim. Evet, ben. Ben korkak, sürekli ağlayan, elinden bir şey gelmeyen bir kızdım, bunu kabul ediyordum.
"Ne?" Anlamsız gözlerle bakmaya devam eden bir Arda vardı karşımda. O da en az benim gibi masumdu.
"Söyleyelim Arda. Ne kadar saklarsak o kadar canımız yanacak. Canın yanmasın Arda, bizim canımız yanmasın..." dedim ve gözümden akan bir damla yaşı silip abim ve takıma döndüm.
"Bir şey konuşabilir miyiz?" Dedim kararlılık ve korkaklıkla. "Elbette," dedi takımımızın kaptanı. Herkes onaylayınca son bir kez Arda'ya bakıp konuşmaya başladım. Gözlerindeki yapma ifadesi canımı yakmıştı.
"Burada ki kimseden böyle bir şeyi gizlemek istemiyorum artık, çünkü ne kadar saklamaya devam edersek canımız yanacak." Diyerek başladım cümleme. Pür dikkat bizi dinleyen herkes, birazdan olacaklardan habersiz neşeliydi. "Biz Arda'yla bir iki haftadır sevgiliyiz ve ilişkimiz çok güzel. Öyle korkuyoruz ki tepkinizden, haftalardır ağzımızı açıp, "biz sevgiliyiz" diyemedik. Lütfen anlayın bizi. Biz birbirimizi çok seviyoruz."
Bunları söylerken gözümden düşen yaşlara artık engel olamıyordum. Gözüm bir tek abimdeydi. İlk önce tepki vermedi ancak daha sonra kıpkırmızı olduğunu gördüm.
Korkuyordum. Aramıza birinin girmesinden, bizi ayırmasından o kadar korkuyordum ki, gerçekleri söylerken bile düşünmüştüm, söylemesem ne olur diye...
Abimden korktuğum için Arda'ya biraz daha yaklaştığımda beni kollarının arasına alıp kulağıma fısıldadı. "Sakin ol, ben yanındayım. Hiç bir şey olmayacak."
"Eğer birbirlerini seviyorlarsa onlara karışamayız, ben Arda ve Elfin'i yakıştırıyorum şahsen." Dedi ülkü abla. Beni motive etsede hâlâ korkuyordum.
Abim ayağa kalkıp yanıma geldi ve sinirle bana baktı. "Sen ne hakla böyle bir şeyi benden saklarsın?Sevgili yapmışsın ve o kişi benim arkadaşımın kardeşi lan! Sorup sormadan nasıl böyle bir şey yaptın sen nasıl?"
Ağlamam şiddetlendiğinde ağzımı açamıyor, sadece ellerimle kulaklarımı kapatarak ağlıyordum. Arda abimi bölüp bana daha sıkı sarıldı.
"Bağırma, onu korkutuyorsun."
Abim beni kolumdan tutup kaldırdığında korkuyla suratına baktım. Arda arkamda duruyor, Bora abi ise abimi sakinleştirmeye çalışıyordu.
"A-abi ben yemin ederim söyleyecekt-" O an, abimin yaptığı şey ile hayatımda Arda hariç kimseye güvenmemem gerektiğini anlamıştım.
Elini kaldırıp suratıma bir tokat geçirdiğinde suratım yana doğru düştü ve kalbimin kırık sesleri dışarıya bile yansıyordu. Elimle yanağımı tuttum.
Hüngür hüngür ağlamaya devam ettiğim sırada tokatı sindirememiştim. Arda hemen ellerini yanaklarıma koyarak yüzünü bana çevirdi.
Kadın takımı, erkek takımı abime ölümcül bakışlar atarken hepsi yanıma geldi. "Güzelim, iyi misin?" Dedi arda eliyle yaşları silerken. Başımı iki yana salladım.
"Elfin, iyi misin canım?" Dedi ezgi abla. Ağlayarak Arda'nın kolunu bıraktım ve arkamı dönüp yavaş yavaş yürümeye başladım.
Arda tam yanıma gelecekken, dzeko'nun onu durdurup, "Yalnız kalsın." Dediğini duydum.
Yürüyordum. Sadece yürüyerek ağlıyordum. Sahile geldiğimde boş bir bank bulup dizlerimi kendime doğru çektim ve ağlamaya devam ettim.
Arda'nın anlatımıyla:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*
Teen Fiction"Güzel olan şey dünya değil, Elfin. Güzel olan sensin." 🩷 Çocukluktan gelen bir aşk, kalpten gelen bir futbol sevgisi. Sevdiğinin peşini bırakmayan, güçlü olan ama belli etmeyen kız, hayatını futbola ve sevdiklerine adamış bir çocuk. Arda güler ve...