Evlenmiştim. Hayatımın aşkıyla, çocukluğumun aşkıyla evlenmiştim. Üç gün olmuştu. Üç gündür Arda ile, evimizde huzurlu bir gün yaşıyorduk ve bu bana çok iyi gelmişti. İnsan zor bir hayattan, zor bir çocukluktan böyle yerlere gelince içindeki yaşam umudunu kaybetmiyordu.
"Hayatım, bir bakar mısın?" Diyen Arda ile sırıtan yüzüm ciddileşti. "Efendim bebeğim?" Dedim çatala taktığım salatalığı zorla ağzıma atıp.
"Bir gariplik var sende güzelim, yüzün son bir kaç haftadır bembeyaz, iştahın yok, sürekli miden bulanıyor, kusuyorsun. Sorun ne bebeğim? bana anlatabilirsin." Dedi Arda elimi tutarken.
"Allah allah, o nerden çıktı şimdi? İyiyim sevgilim, bir sorun y-" demeye kalmadan mideme gelen hafif bir bulantıyla hızlıca çatalı bırakıp lavaboya doğru koştum. "Elfin?"
Lavaboya girip kapıyı kapattım ve klozete doğru çöktüm. Çökmemle birlikte kusmam da bir olmuştu. Arda haklıydı. Bende çok saçma bir gariplik vardı.
"Elfin, iyi misin?" Kapının arkasından merakla bağırdı arda. "İ-iyiyim arda, sen içeri git ben geliyorum!" Bir kez daha kustum ve kalkıp suyu açtım. Yüzüme vurduğum suyla bile ayılamıyordum.
"Güzelim..."
"Arda, geleceğim hadi git..."Seslerin kesilmesinden Arda'nın gittiğini anlamıştım. Hızlıca telefonumu çıkarıp Bora abimi aradım. İkindi Çalışında telefonu, "Ne oldu Kanzi, yine kim hayatınıza girmeye çalıştı?" Diyerek açtı. Bu çocuk çok fena bir şey ya valla bak!
"Ya bora abi, biraz ciddi ol be!"
"Tamam be, söyle noldu?"Bir kaç kere öksürdüm ve söze girdim. Yalan bile söylemeye başvurmadan durumu anlattım. "yüzüm son bir kaç haftadır bembeyaz, iştahım yok, sürekli midem bulanıyor, kusuyorum. Az önce de kustum. Ne oluyor lan bana?"
"Bismillahirrahmanirrahim!" Diyerek çığlık attı otizmli mal. "Ya ne oluyor be?" Diyerek karnımı tuttum ve bir kez daha öksürdüm.
"Hayırlı olsun, isim düşündünüz mü?"
Af buyur Boracığım?
"Ha? Nasıl?" Dedim anlamayarak. Orangutan sesiyle bir kez daha bağırdı."Yav kızım ne malsın sende be. Hamilesin işte amına koyayım."
NE?
"Lan daha üç gün oldu, hemen nasıl..." diyecekken jeton sonradan düştü aklıma. Düğünden iki gün önce yaşananlar...
"Siktir..." diye fısıldadım halsizce. Bora abi derin bir iç çekti. "Test yaptırmadan belli olmaz o güzelim, hemen git test al, sonra Arda'ya söylersin."
"Haklısın. Ararım ben seni sonra. Görüşürüz." Dedim ve telefonu kapatıp yerden kalktım. Tuvaletin kapısını açıp salona indim. Arda telaşla ayağa kalktı. Yanıma gelip elimi belime yerleştirdi ve alnıma bir öpücük kondurdu.
"Güzelim, iyi misin?"
"İyiyim Arda'm, bir şeyim yok."Elime hırkamı aldığımda anlamayarak bana baktı. "Nereye gidiyoruz?" Dedi kaşlarını çatıp. "Eee, şey... ben gidiyorum. Yani gidip geleceğim." Diyince daha da çatıldı kaşları.
"Nereye?" İç çektim. Çok fazla soru soruyordu. Sordukça başıma ağrılar giriyordu. Hızlı bir şekilde ayakkabımı da giydim ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Hemen geleceğim sevgilim, merak etme."
"Nasıl etmem...?" Dedi içli içli yanağıma dokunurken. Gülümsedim. "Dikkat et olur mu?" Elimi yanağına koyup başımı salladım. Son bir kez daha dudaklarına öpücük kondurup kapıdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*
Teen Fiction"Güzel olan şey dünya değil, Elfin. Güzel olan sensin." 🩷 Çocukluktan gelen bir aşk, kalpten gelen bir futbol sevgisi. Sevdiğinin peşini bırakmayan, güçlü olan ama belli etmeyen kız, hayatını futbola ve sevdiklerine adamış bir çocuk. Arda güler ve...