26. BÖLÜM

601 28 44
                                    

3 gün sonra, Arda'nın anlatımıyla.

Gece 03:20

Gözlerimi kapkaranlık bir yerde açmamla, fazlasıyla terlemiş ve bir şeyler sayıklayan elfin'i görmem bir olmuştu.

Bu sıralar Elfin'de bu tarz şeyler çok fazla oluyordu. Sürekli kabuslar görüyor, ağlayarak yataktan kalkıyordu. Canı acıyordu ve bunu maalesef görebiliyordum.

Her ne kadar mutlu görünmeye çalışsa da, ben onun içini biliyordum ve mutlu olmadığını, bize, bana mutlu görünmeye çalıştığını biliyordum.

Ellerimi terlediği için saçlarla dolu olan alnına yerleştirdim. Saçlarını alnından çektikten sonra uzanıp alnına bir öpücük kondurdum.

"Elfin.." dedim onu uyandırmaya çalışırken. "Uyan sevgilim, hadi." Elfin kımıldıyordu ancak sayıkladığı içindi. Ne kadar dürtsemde uyanmamıştı.

"Elfin, uyanman lazım güzelim," bu sefer göz kapakları hareket etmeye başlamıştı. Ellerimi yanaklarına koydum.

Elfin yavaş yavaş gözlerini açtı.

YA VALLAHİ YERİM BEN BU KIZI BİRDE MASUM MASUM BAKIYOR!

"Arda..." dedi kurumuş olan boğazı yüzünden boğuk çıkan sesiyle. "Saat kaç?" Yatakta doğrulup kollarımın altına girdi.

"Üçü geçiyor sevgilim," diyerek yanıtladım sorusunu. Elfin elleriyle gözlerini ovuşturduktan sonra başını göğsüme doğru koydu. Gülümsemeden edemedim.

"Uyuyamam..." diye fısıldadı hüzünle. "Akşam maçım var ve ben böyle bir kabus gördüm!" İsyan ediyordu doğal olarak.

"Ne gördün sevgilim?" Dedim merakla.
"Abimi." Konuşmakta güçlük çekiyor gibiydi. "Annemi öldürüyordu..." şok oldum.

Sesi yorgun çıkmıştı. Başını kaldırıp dudağına bir öpücük kondurdum ve, "sevgilim, değmez. İnan bana, Boş bir insan için kariyerini mahvetmeye değmez." Diyerek teselli etmeye çalıştım onu.

Elfin beni onaylarcasına başını salladı. "Biliyorum arda'm, biliyorum. Ama elimde değil, yemin ederim elimde değil. Kalbim ne kadar sıkışıyor bir bilsen... hala o tokat gözümün önüne geliyor... belki bazı insanlar için bu tokat affedilebilir, ama ben yapamam arda. Ege beni dövdüğünde abim bana çok öncesinden bir söz vermişti: "sana birinin eli kalkarsa, o eli kırarım. Benden asla böyle bir şey görmeyeceksin güzelim, asla, söz veriyorum..." ama sözünü tutmadı arda. Abim bana karşı sözünü tutmadı..."

Elfin ağladığını hissettiren bir hıçkırık koydu ortaya. Elimle göz yaşlarını sildim. Onu böyle görmek beni o kadar yaralıyordu ki...

"Sevgilim, bak ne diyeceğim." Diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım. "Dışarı çıkalım mı? Gece de olsa, karanlıkta olsa çıkalım. Gezelim, konuşalım, eğlenelim. Uykumuzda yok zaten, eğer uykun gelirse hemen eve geliriz, olur mu?"

Elfin bana gülümseyerek baktı. Başını onaylarcasına salladıktan sonra dudağıma bir öpücük kondurdu. "seni seviyorum arda..." dedi gülerek. "Seni her şeyden çok seviyorum. İyi ki benimlesin, iyi ki hayatımdasın, iyi ki benim sevgilimsin..."

Baş parmağımla yanağını okşadım. "Bende seni çok seviyorum sevgilim. Sende iyi ki benimlesin, iyi ki hayatımdasın, iyi ki benim sevgilimsin..."

Ve yataktan kalktık. Elfin giyinmek için lavaboya gitti, bende gardıroptan kendi kıyafetlerimi alıp diğer lavaboya girdim.

İkimizde hazır olduğumuzda anahtarı alıp evden çıkmıştık. Elfin üzerine siyah bir eşofman, siyah bir tişört ve hırka giymişti. Bende gri bir eşofman, siyah bir tişört giymiştim.

"Nereye gideceğiz?" Dedi elfin heyecanla. Gülümsedim. "Nereye gitmek istersin?" Dedim ve elini daha sıkı tuttum.

Elfin düşünüyormuş gibi yaptı. Ve hemen ardından cevap verdi. "Sanırım salıncakta sallanmak istiyorum!"

Elfin'in bu çocuksu hareketleri, hayatta ki en güzel şeylerden biriydi. Sürekli çocuk gibi davranıyordu ve bu beni çok eğlendiriyordu. Çok tatlı oluyordu...

"Gidelim bakalım!" Diyerek gülümsedim ve yürümeye devam ettik. 5-10 dakika sonra kocaman bir parka gelmiştik. Tabii ki gece olduğu için kimse yoktu.

Elfin bir anda koşarak yeşil bir salıncağa oturdu ve ayaklarıyla kendini sallamaya başladı. Kahkahalarla gülüyordum. Tabii cama çıkarak bağıran teyzelerin silüeti gelmişti gözümün önüne. Bu yüzden sessiz olmaya çalışıyordum.

"Bekle, ben seni sallayayım da, sallanma gör." Diyerek alaycı bir şekilde arkasına geçerek elfin'i sallamaya başladım.

Şimdi yalan yok biraz abarttım.

Biraz derken kanka? Kızın bi marsa çıkmadığı kaldı.

Salıncağın başına geçeli 2 dakika bile olmadan elfin sessizce bağırıyordu. "Arda! İndir beni! Bak Allah'ın varsa! Allah'ın için indir beni lütfen! Bak Allah adı veriyorum çocuk! Ateist misin yoksa! İndir lan indir!"

Gülmekten sallayamamaya başladım resmen. Yalvararak onu indirmemi söylüyordu. Daha fazla dayanamadım ve elfin'i salıncaktan indirdim.

Elfin salıncaktan iner inmez dengesini kaybederek yüz üstü yere yapışınca daha fazla dayanamadım ve yüksek sesle bir kahkaha attım.

"ALLAHIM, BU NASIL BİR SINAVDIR? BEN SANA NE YAPTIM ALLAHIM? BEN SENİ ÇOK SEVİYORUM VALLA BAK!" Diyerek sinirle konuşması beni daha çok güldürüyordu. Artık cidden bir teyzeden dayak yiyeceğim kesinleşmişti.

Zaten çokta geçmeden bir teyze cama çıkmıştı. İç sesimin fısıltısını duydum. "İşte bu tiplerden korkacaksın kardeşim!" Haklı bir isyan bence.

Elfin kalkıp yanıma geldiğinde teyzenin elinde terlik tuttuğunu gördüm. 60-65 yaşlarında, sinirli birine benziyordu.

"Biz sizi mi dinleyeceğiz be!?" Diyerek ilk kozunu kullandı. "Saat sabahın dördü! Uyumaya çalışıyoruz burada! Gidin başka yerde gülün!"

Gülme sırası elfindeydi. Beni orada bırakıp yavaşça yürümeye başlayınca kadına gülümseyip elfin'i takip ettim. "Kadın haklı arda, ne diye gülüyorsun gece gece?" diyerek benimle alay etti.

"Bak bak bak, Bir de gülüyor!" Dedim ve elfin'i sırtıma alıp yürümeye başladım. Sırtıma yumruk atmaya başlamıştı.

"Lan çocuk! Sen nerenin manyağısın? İndirsene lan beni! Bak vallahi şimdi bırakırsan seni affederim. Ama bırakmazsan ölmek için yalvarırsın!"

Altıma sıçtığım için indirdim.🥰

Sanırım hayatımda yaşadığım en garip günlerden biriydi. Sabah saat altıda eve adımımızı atmıştık. Elfin'in uykusu gözünden okunurken, bende ayakta uyumaya yakındım.

Direkt üst kata çıkıp kendimizi yatağa bıraktık. Elfin'in maçı akşam sekizdeydi. Maç dışında bir işimiz olmadığı için uyuyabilirdik.

Tabii azar işitmememek için 3'e alarm kurmuştum.
Herkesten korkuyorum artık. Travma gibi geliyor her şey! Hay amk ya, eskiden böyle travmalarım yoktu! Neyse bende yatayım bari.

Saçma sapan düşünceler ve konuşmalardan sonra Elfin'in çoktan kollarımda uyuduğunu gördüm. Gülerek yanağına bir öpücük kondurdum ve belinden sarılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım...




Eveeet bir bölümün daha sonuna geldikk.

İyi ve kötü yorumlarınızı bekliyorummm.

YAZARINIZ İYİLEŞTİ! YEPYENİ BÖLÜMLERLE GELİYORUM!🥳❤️

Vazgeçilmez Yara *Arda Güler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin