5.Yabancı duygular

1.3K 52 4
                                    

Eve gidince ne olacağını tahmin etmek zor değildi. Ceza alıcaktım. Bu sessizlik ona işareydi.

_____________________________________________

Barandan:
Bu uçuruma geldiğinden adım kadar emindim. Yine oturmuş boşluğa dalmışdı. Belki hiç kimse benim içimde nasıl savaşlar verdiğimi anlamıyodu ama benim kalbim de cayır cayır yanıyodu.

O gece ona azap olsun diye dokunmak canımı yaksa bile mecburdum. Benim kalbim onu gördüğü günden bu güne kadar ona karşı çıkılmaz sokaklar açarken, şimdi böyle olması da ayrı bir yer açıyo du kalbimde.

Belki, bu uçurum da tek hareketim ölümle neticelene bilirdi. Ya kurtaramasaydım? Ya düşseydi? Kalbimin bana okuduğu meydan beni ordan oraya sürüklüyo du.

Şu an kalbimin delice atmasını duyan Dilan korkudan kucağım da titriyidu. Onu bu olanlar için suçlayamazdım. O belki de bu masalın en masumuydu.

Doğru inat ediyodu ama haklıydı.

Sanki ilk kez korkuyu iliklerimde hiss etmişdim. Neden bu kadar korkmuştum? Ona bir şey olursa diye düşünmek niye beni deli ediyodu?

Ama artık kendime gelme zamanıydı. Yüzüme eski Baranın sıfatını alarak tutduğum beli bırakmadan dikleşdim.
Hala göğsüme yatılıydı hatta nasıl korkmuşsa sarılmışdı.

"Sen n'aptığını sanıyosun haa? N'APTIĞINI SANIYOSUN? ".

"Bilerekmi düştüm ben oraya" göğsünden ayrılıp gözlerine bakmaya başlamıştım.

"HABERSİZ NİYE EVDEN ÇIKIYOSUN? SEN BENİ DELİ Mİ EDİCEKSİN BE KADIN?
ÇOCUKMUSUN SEN? BÖYLE SORUMSUZCA DAVRANMAN AKIL ALIR GİBİ BİR ŞEY DEĞİL !".

"Bağırma bana! ".

Nasıl öfkendiğini anlamış gibi yüzü yumşamıştı.

Bense hala onun bacaklarının üstündeydim. Fark etmiyodum bile.

"Ya sana bir şey olsaydı? ".

"Olmadı ama".

"Olada bilirdi. Ya tutamasaydım? ".

"Tutdun ama".

"Zaten küçücük canın var aşağı düşsen parçanı bulamazlardı. Biliyosun demi? ".

"Sakin olurmusun biraz. Allaha şükür iyiyiz".

"Bir daha dışarı çıkmak yok sana! Anladın! Sen evde değil mağarada büyümüşsün belli".

Beni oturduğum şekilde kucağında ayağa kaldırınca düşmemek için ayaklarımı belinde bir birine doladım. Ellerimle de omuzlarından destek alıyodum.

"Nereye? ".

Cevap vermeden yoluna devam ederken ben ona başımı kaldırıp kısık gözlerle bakıyodum. Malum adamım div. Benim 1.55 boyum onun 1.92 boyuyla ölçülemez.

Arabaya doğru ilerliyodu. Bense kucağında. Kollarım yanıyodu. Beni yukarı çekerken dirseklerime kadar sıyrılmışdı.

__________________________________

Eve varmıştık arabada tek kelime edicek halim yoktu diye uyumuştum. Gözlerimi odada yatağın üstünde açtım. Kollarım da yara bantları vardı. Yan tarafıma döndüğümdeyse Baran.

Aklımı yine uçurumdakı manzara boyadı.
Yavaşca dikleşip saate baktığım da gece yarısıydı nerdeyse. Tekrardan uyumak için yatdığımda iki el beni belimden yanına çektmişti.

Yüzümü o tarafa dünüp baktığım da hala uyuyodu. Sanırım beni yastık sanmışdı. Gözlerim tam boynuna bakıyodu. Tabii ki kokusunu duyuyodum. Gözlerimi kapatmışdım artık.
__________________________________

Evet. Sabah olmuşdu. Ve ben hala onun göğsün de yer edinmiş yatıyodum. Oysa ellerini belime dolamış kim bilir kaçıncı rüyasındaydı. Sonunda kalka bildi efendimiz.

O halde olduğumuzu umursamadı bile. Ayağa kalkıp banyoya gitdi. Bende biraz oyalandıktan sonra, banyo ve giyim işimi hall edip odadan çıktım. Mutfağa indiğimde kimse yoktu ortalıkta bende kahvaltı hazırlamak istedim.

Ama içeriye Baranın babaannesi girdi. Kendimi düzeltip

"Günaydın efendim. Bir şeymi istemişdiniz? " dedim.

"Sen ne yapıyosun burda? " sert bir tonda konuşdu kadın.

"Kah- " kadının bastonunu yere vurması içimi ürpertmişdi. Kulumu tutup üstüme bağırmaya başladı kadın.

"Senin uğursuz elinin hazırladığı hiç bir şeyi istemez bu aile. Şimdi defol burdan! ".

"Ama- " kadın tutduğu kolumu büküp mutfak kapısına doğru fırlatdı beni. Yere düşmemişdim. Ama korkudan gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Yere düşmemi Baran engellemişdi.

Şu an kolları bedenimi sarmalamışdı.
Gözlerini kadının üstüne dikmişti. Babaannesine sinirle baktığını anlamamak için gerçekten kör olmak lazımdı. Birden kadına nasıl bağırmaya başladıysa yerimden sıçradım.

"Azade hanım bu hareketler ne? N'aptığını sanıyosun sen? ".

"Karşında Azade hanım var. Sesinin tonunu alçalt ".

"Demin fırlatdığın kız da benim karım. Sende ona göre davran".

Son cümlesi beni şaşkına çevirmişti. Ne yani bana sahip mi çıkıyodu? Kaşlarım havalanmış Baranı dinliyodum. Kadınsa Baranın arkasındaki bana öldürecek gibi bakıyodu.

"Sen ne dersen de Baran bu kıza bu evde rahat vermeyicem. Şu an bana bu sürtüğü savunuyosun ya benim sana söyleyecek hiç bir sözüm yok".

Kadının sözleri canımı yakmıştı. Ben bu sözlerin söylemesini gerektiren hiç bir şey yapmamıştım. Yine tutamamıştım göz yaşlarımı.

"Laflarına dikkat et Azade hanım".

"Etmeyecem Baran sen onu savunsan da o, bu şehirde dillere destan olmuş. Kadın olduğu halde inatla okuyodu, kendi adını taşıyan atolye açmıştı, araba kullanıyodu, bu şehrin adetlerini bildiği halde edepsizce giyiniyodu ve halada öyle".

"Ben bunların hiçbirini o gereksiz sözüne sebep tutmuyorum. Ayrıca ben gerekirse karımın giyiminide kuşamınada karışır itiraz ederim tasası kimseye düşmedi".

Bu sözden sonra beni kolumdan tutup odaya çıkardı. Hala gözlerimden akan yaşalara izin veriyodum. Odaya geçtiğimizde yatağa oturtdu beni sonra konuştu.

"Ben bu odadan çık diyene kadar çıkmayacaksın ".

"Ben o sözleri hak etmedim".

Sessiz kalıp yüzüme baktıktan sonra elinin tersiyle islak yanaklarımı sildi. Önümde dizlerinin üstüne çöküp omuzlarımı tutdu ve konuştu.

"Bu törenin Allah belasını versin. Senin, benim, ailelerimizin başını yaktı. Ama mecburuz.... Babaanneme gelisek gözüne görünme fazla".

"Hııhıı" diyip geriye uzandım. Baran da odadan çıktı. Dakikalar sonra Ayten hanım gelmişti. Dikleştiğim de yatağa yanıma oturdu.

"Az önce olanlar için hiç canını sıkma kızım. Azade hanım bazen fazla ileri gider. Ama sonra anlar. Üzme o tatlı canını".

"Ayten hanım ben bunları hak edecek n'aptım haa? Benim imtihanım neden bu kadar zor".

Resmen yavru kedi gibi kadının kucağına girmiş ağlıyodum. İlk defa bu duyguyu yaşıyorum ben. Bir annenin kucağın da ağlamanın ne demek olduğunu bilmemek de bir çaresizlikdir....














Benim çaresizliğimin bir anlamı olmadı kimse için. Peki ya bu kadın.... Bana yaklaştığı, sarıldığı anlar da kendimi güvende hiss etmem ve bunu kendi ailemden görmemem de kalbime ağırlık getiriyodu.










To be cotunied....

BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin