19.Pasta

938 47 11
                                    

"Söyle başımın tatlı belası söyle".

"Senden ilk isteğim......" .

__________________________________

İsteğeceğim şeyi söylemeden onu birazcık çıldırtmak için güzel bir zamanlamaydı. Ne yazık kı ben de onu eşşek gibi çalıştırıcaktım.
Ama o isteyeceğim şeyleri bilmediği için baya sabırsızdı. Ağzımdan çıkacak tek kelimeyle canına okuyacağımı biliyodu çünki.

"Seni bekliyorum. Hadi söylesene".

"Senden ilk isteğim.... ".

"Evetttt isteğinn? ".

"Korkma ya çok fazla şey istemiyorum".

"Söylede ona ben karar veriyim çok şeymi istiyosun yoksa az mı".

"Senden bana pasta yapmanı istiyorum".

"Ne? ".

"Duydun ya pasta istiyorum. Çok bi şey mi? ".

"Ben? Baran Karabey? Sana pasta yapacam? Öylemi? ".

"Evet sen Baran Karabey olarak karın Dilan Karabey'e pasta yapıcaksın".

"Hayat da yapmam. Hanımköylümüyüm ben be".

Boynuna yaklaşıp

"Sabah kedi gibiydin ama" diye fısıldadım.

"Beni böyle yapan sensin".

"O zaman pastamı yaparsın artık" diyip çekilecektim ama tekrar kucağına yerleştirdi beni.

"El mahkum yapacam artıx".

Son cümlesini çok güzel vurguladığı için sesli gülmüşdüm.

"Çok güzelsin".

"Hmm.... " parmaklarımı adem elmasının üzerinde gezdirirken gözlerine dalmışdım "öylemiyim? ".

"Hemde çok".

Dudaklarıma yaklaşan adamı göğüslerine koyduğum ellerimle kendimden uzaklaştırdım.

"Bence kalkıp pastamı yap. Yoksa bu iş çok uzar".

"Beş dakika ya".

"Ya kalk! Terbiyesizleşme".

"Terbiyesiz? Benmiyim terbiyesiz? ".

"Evet".

Elimle 'like işaresi yapıp pişmiş kelle gibi sırıtmaya başladığım da Baran elime hafif toka atdı.

"Sen de terbiyesizsin".

"Neden? ".

"Dünden beri evin her yerin de kucağıma oturuyosun, benle öpüşüyosun daha sayıyım mı? ".

"Tamam kalkıyım" ayağa kalkıp yun çorap terliklerimi ayağıma geçirerek "bir daha beni öpmek değil parmağının ucuyla dokunursan yakarım seni Baran Karabey. Şimdi yürü pastamı yap".

Dediğim sözlerin ardından Baranın görmeyeceği şekil de sinsice bir gülüş atıp mutfağa girdim. Arkamdan gelen Baranı takmadan malzemeleri çıkarmaya başladım.

"Niye trip atıyon? ".

Cevap vermeden işimi yapmaya devam ediyodum ama gelip elimdekileri kenara koydu. Mutfak tezgahına oturtdu beni.

"Bak hala trip atıyosun".

"Sen bana terbiyesiz dedin".

"Sende bana dedin".

"Aynı şey mi? ".

"Kızım aynı şey ya".

"Bana ne? ".

Kollarımı bir birine dolayıp etrafta gezen gözlerimi ona dikmemek için çabalıyodum şu an.

"Gözlerime bak"  çenemden yavaşca tutup gözlerine kenetlenmemi sağlamışdı.

"Pasta mı yap affediyim".

"Öpiyim barışalım sonra yapcam".

"Sapıkmısın sen? ".

Anlık dudağıma yapışınca anlamadım ama sonra gözlerimi kapatıp karşılık verdim ben de tabi. Dudaklarımdan ayrıldığın da

"Evet sapığım ama sadece senin " dedi.

Önce güldüm ama sonra

"Hadi, hadii şirinlik yapma. Pasta yap bana" dedim.

"Hay hay efendim başlayalım".

Muftaf tezgahından indirince beni "nasıl bir şey istiyosun? " diye sordu.

"Çikolatalı olsun benim için okey'dir".

Yüzüme gülümseme takıp bir Barana birde tezgahın üstündekilere baktım. Eksik kalan malzemeleri de çıkartıp hızırlamaya başladık

Tam bir saatdir uğraşıyoruz. Ve sonun da bitirdik. Üstüne çilek koymaya karar verdiğimiz için Baran çilek yıkıyodu. Bense pastayı buz dolabına soğuması için yerleştiriyodum. Baran çilekleri doğrarken ben dağıtdığımız mutfağı toparladım.

En son unu alıp geri dolaba koyucakken arkasını dönen Baran'a çarptım. Ve, evet unu üstümle bir etmiştim. Yine sakarlığımdan ödünç vermiyodum.

Dakikalardır bana bakıp gülmekten yırtılan Baran'a bakıp ağlar gibi güldüm.

"Ya gülme yaa! Niye arkana bakmıyosun olum sen? ".

Hala gülüyodu. Hala gülüyodu yaa.

"Baran... Yaa gülmesene".

"Gülünmeyecek gibi değilsin".

"Öylemii...." paket de kalan onu hızla üstüne savurdum Baran'ın.

"Bak sen de çok komiksin".

"Kız sen manyakmısın? Niye döktünn? ".

"Ohh canıma değsin".

Elim de kalan boş un poşetini yere atıp üstümü temizlemeye başladığım da başımdan birşey döküldüğünü hiss etdim.

Baran daha kurumamış saçlarıma tekrardan su dökmüştü. Öldürecekmiş gibi bakış atdığım da güzündeki gülüş kayb oldu.

Bu kayb olan gülümsemenin arsından karnına çok güçlü olmasa da bir yumruk oturtdum Baranın.

"Aaa. Küçük kızım sen niye şiddeye eğlimlilik gösteriyosun darılırım ama".

"Beter ol! Temizleyelim şurayı göstericem ben sana".

Un bulaşmış şortumu çıkartıp elim de o yana bu yana salladım. Baran bana şaşkınca bakıyodu. Çünki karşısın da tül tangayla kalmıştım.

"Bakma öyle yardım et".

Gözlerini kaçırıp etrafa saçılmış unları süpürmek için elektrikli süpürgeyi almaya gitdi. Ve geldi.

Yarım saatin ardından temizleyip bitirmiştik mutfağı, üstümüzüde temizlemiştik. Buz dolabına yerleştirdiğim pastayı alıp tezgaha koyduğum da Baran doğradığı çilekleri pastaya dizerken ben kirlileri makine koyuyodum.

Arkamdan bir eliyle belimi sarıp diğer eliyle çilek yediriyodu bana. Çileğin yarısını kendisi ısırıp yarısını bana verdi. Yemek için eğilip çileği ısırdığım da dudaklarım parmaklarına değmişdi. Şu an kalbim hızlanıyodu.

Arkama dönüp gözlerine baktığım da bana

"Gerçekten benim olurmusun Dilan Karabey?".
Dedi.

Dediği şeyle aklımı itirdim. Ne diyicem ben şimdi. İstiyomuyum ben onun olmak?  Yeni bir başlangıç için uygun mu bu?

"Baran ben... ".
















Sizce ne olucak? Ne düşünüyosunuz gelecek bölümle ilgili?















                    To be continued.......

BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin