Saatlerce beklediğim cama yaklaşdım ve baktım. Dilan yoktu oda boş du. Rüya değil gerçekmiydi. Baran Karabey kadınını kayb etme korkusuyla gerçeği birleşdirdi ve yere çökmüş 'Dilan diğe haykırıken omzumdaki ellerle irkilip kafasını o tarafa çevirmesi moment meselesi olmuşdu.
______________________________________________Ben yerlere gömülmüş kalbimin parçalanmasına müsade ederken biri omzuma dokunmuşdu. Gördüğüm kişi Ardaydı. Bana
"Kardeşim kalk. Yaşıyo " dedi.
Ben nasıl bir şeyin içine düşdüm yaa. Benim kadınım yaşıyomu? Kafayı yedim artık.
"Kalksana lan. Yaşıyo diyorum".
Ayağa kalkarken yüzüme koca bir gülümseme oturuyodu.
"Vallaha de".
"Ölümü gör".
Arda öyle sarıldım ki, nefesi kesiliyodu çocuğun. Ondan ayrıldığım da
"Boğuldum yaa biraz yavaş" dedi.
"Tamam tamam".
"Eee? ".
"Ne ee? ".
"Olum karın orada seni bekliyo gitsene yanına".
"Haa? Doğru ben gidiyim karımın yanına dimi?".
Odayı bile sormadan merdivenlere çıkıyodum. Sevinçden ve mutlulukdan ağlayacakdım neredeyse. Bir insan trolyoner olsa benim kadar sevinemezdi belki de. İçimdeki mutluluk kalbimin hızını arttdırırken ben hala merdiven çıkıyodum. Son basamağını basdığım kat da resepsiyon vardı. Ordan oda numarası sora bilirdim. Repepsiyondakı kız
"3587 ci oda efendim" dedi.
"Teşekkürler" diyip odaya yürüdüm. İki kat daha çıkmam lazımdı. Merdivenleri tırmanıyodum. Odaya yaklaşan her adımım da kalbim daha fazla kan pompalıyodu sevinçden. Buna adım kadar eminim.
Nihayet odaya varmışdım. Kapıyı tıklatıp içeri geçdiğim de Dilan uyuyodu. Annem ve Hatice hanım da koltuklar da uyuyan Dilan'ı seyr ediyodu. Benim de gözlerim onu izlerken odadakılar dışarı çıkıyodu. Beni onunla yanlız bırakmaları iyi olmuş du.
Odadan çıkanların ardından Dilan'a yaklaşmaya başladım. O kadar masumdu ki....Her zamankinden daha masum duruyodu. Yatağın yanında ki koltuğa oturup. Yüzünü seyr ederken o gün aklıma geldi. Onu evime getirdiğim gün....
Kalbim onun için nefretle dolmak isterken o bana n'apmışdı? Ben onun o evde nefretim de boğulmasını dilerken dün onun için korkudan deliriyodum. O bana, bin bir duvarları olan kalbime n'apnışdı? Eğer ki diğer seçenek olsaydı, ben onu kayb etseydim yaşaya bilirmiydim? Bu kadar kısa sürede hayatıma kattıklarından sonra onsuz hayat da kala bilirmiydim?
Ellerim şevkatle saçlarını okşarken o güzel, narin tenine de değmeği ihmal etmiyodu. Onu, kokusunu, gözlerini, bakışlarını, nefesini, sarılmasını, nazını, her şeyini o kadar çok özlemişdim ki....Hemen uyanmasını istiyorum.
Dilan olsa "ne sabırsız adamsın" derdi şimdi. Demi? Merak etmeyin o günler de gelecek. Hem de çok yakın da.
Ellerim hala saçlarını okşayıp yüzünü seyr ederken kıpırdıyodu. Uyanıyodu.... Allahım sana şükürler olsun uyanıyo....Gözlerini aralıyodu artık yavaşdan. Yeşillikleri göre biliyodum. İçim de bunun sevincini yaşarken o bana bakıp
"Baran " dedi.
"Gülüm? ".
Dikelmeğe çalışdı aça yaraları buna izin vermedi. Ağzından çıkan küçük bir inilti benim de canımı yakmışdı.
"Dur. Dur. N'apıyosun? Öğle ani hareketler niye yapıyosun? ".
Ben onu dikeltmeğe çalışırken o beni izliyodu. Beni izlediğini fark etdiğim de gözlerim gözlerini bulmuşdu. Onu rahat ola bileceği şekil de dikeltip yatak da yanına oturdum. Gözlerimiz hiç ayrılmıyodu. Ellerim seviçden titrerken onun ellerini sıkıca tutmuşdu.
Yaklaşıp ona sarılmak istediğim de benden önce davranıp kendini göğsüme yasladı. Ellerini belime koyup konuşmaya başladığın da bende onun giydirdikleri sütyenden açık da kalan belini hafifce sarmışdım.
"Çok korkdum. Beni bulamıyıcaksın diğe çok korkdum. O kadar karanlıkdı ki.... ".
Sesi titriyodu. Korkusu hala geçmemişdi. Onun için bir travma daha eklenmişdiş. Ben bu kızın psikolojisini alt üst edenleri n'apıyim? Haa? N'apıyim?
"Şştt....Geçti birtanem. Geçti gülüm. Bak ben yanındayım. Seninleyim. Ve sana söz bundan sonra sana benden başka birisi dokunamıyıcak. Sana değil dokunmak, yaklaşamıyıcaklar bile. Tamam mı? ".
"Sen? Sen iyimisin? ".
Başı halen göğsümdeyken sormuş du bunu.
"Ben? Ben iyiyim. Hiç bir şeyim yok. Sen iyiysen ben daha da iyiyim".
"Annenler onlar nasıl? ".
"Her kez iyi küçük kız. Sen hiç bir şey düşünme. Şimdi söyle bakalım. Açmısın? " başını göğsümden ayırmışdım ve gözlerine bakmaya çalışıyodum.
"Hem de nasıl".
"Tamam. Ne yemek istiyosun? ".
"Makarna ".
"Makarna mı? Kızım bu nasıl makarna sevdası? Daha yeni uyandın ne makarnası? ".
"Yaa bana nee! Ben makarna istiyorum".
"Sen çok nazlanmışsın haa. Eskiden de böykeydin ama şimdi extra nazlı olmuşsun".
"Şu yataktan kalkıyim göstericem sana nazlı kimmiş, extra neymiş. Şimdi koş bana makarna yemeği bul".
"Tamamdır küçük kız sinirlenmeyin" yanağına uzun bir öpücük bırakıp ayağa kalkdım ama beni
"Durr! " diğerek durdur du.
"Söyle kızım. Noldu? ".
"Bolenez soslu makarna unutma ".
"Deli yaa. Emr edersiniz küçük hanım. Siparişiniz hemen geliyo" gülerek kurduğum cümlenin ardından odadan çıkmışdım.
"Manyak yaa bu" diyen Dilan'ın kahkahalı sesini de duymuşdum aynı zaman da.
To be continued......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA AİTSİN
RomansaBeni bırakamazsın... Neden...? Çünki, bana ait olduğunu biliyosun...