25.Boşluk hissi....

664 37 6
                                    

Belimdeki silahı alıp tetiği çekdim. Elim silahın namlusumdaydı. Yavaş adımlarla içeri yöneldim. Fabrikanın kapısından içeri geçmişdim artık. Uzun bir merdiven vardı başka da bir şey yoktu. Merdivene tırmanmaya başladım. Son basamağı bastığım da kanım donmuşdu.
______________________________________________

Gözlerim kararmışdı. Ellerim titremiş, geri sendelemişdim. Bu üçüncü kezdi. Tam üçüncü kez. Korkuyu gerçekten iliklerim de üçüncü kez hiss edişimdi. Vücudum tamamıyla karıncalanırken titreyen çenemle yavaşca

"Dilan" diye fısıldaya bilmişdim.

Miniğim.... Küçük kızımın minicik vücudu duvara demir, kalın kelepçelerle elleri ve ayaklarından sabitlenmişdi. Kafası önüne düşmüş öylece sol tarafa sallanıyodu.

N'apmışlardı ona böğle? Onun suçu neydi? En önemlisi şu an hayatda mı? Diğer seçeneği aklıma getirmeğe korkarken artık kendime gelmeliydim. Korkak ve minik adımlarla asılı olduğu duvara yaklaşıyodum. Ağlamamak için de çabalayamıyodum ona bişey olmuşsa diye korkusundan. Dilan'la karşı karşıya duruyodum. Kafasını kaldırmaya korkuyodum. Son kez cesaretimi toplayıp elimi korkakca kaldırdım. Kafasını yavaşca kaldırdığım da nefesimi kesdiler adeta. Gözlerim kararmışdı manzara karşısın da. Ağzım hareket ediyodu ama ses çıkmıyodu. Güç bela sadece

"Dilan" dedim yine.

N'olmuş benim yavruma böğle. Yüzü darma duman. Kaşlarında, dudağında, burnunda her yerinden kan kuruları vardı. Canı yanıyomudur? Acıya dayanamaz ki onun minicik canı.

Ellerim boynuna dokununca yaşadığını anladım. Sevinmişdim ama gülümseyememişdim. Yüzüne dokunmak için elimi kaldırdığım da hava da kalmışdı elim. Bir ses beni engellemişdi. Bu ses kadın sesiydi. Birine benzetiyodum ama kim? Arkamı dönüp baktığım da ağzım açık kalmışdı. Doktor?

Ne yani? doktor mu Dilan'ıma zarar vermişdi?.

"Sen? ".

"Evet ben. Sürprizzzz! ".

Durduğumuz odada zaten üç kişiden ve eski yanan şömineden başka hiç bir şey yoktu kadın yüksek sesli konuşunca sesi etraf da yankılandı.

"Neden? ".

"Neden? Öğlemi? Onu karın uyanınca karına sor. Tabi eğer yaşarsa".

Piç gülüşü sergileyip kahkaha atdı. Manyak mı bu doktor? Dilan'dan neyi öğrenicem? Eğer yaşarsa ne demek oluyo? Bu konu da haklıymışım. Bu kadının Dilan'la sorunu varmış.

"Ama önce seninle biraz eğlenelim dimi? ".

Dediği sözlerin ardından merdivenlerden aşağı bakıp birilerini çağırırmış gibi kafasını eğdi. Bir kaç saniye ardından benim gibi iri adamlar geldi yanımıza. Ellerin de zincir ve sandalye vardı. 'Seninle eğlenelim' kadın bunu mu kast etmişdi? Ne yani beni de mi işkenceye mağruz bırakacaldı?.

__________________________________

Evet. Düşündüğüm şeydi. Beni de bağlamışdılar. Ama zincirle. Neden? Yarım saatdir beni bağlamak için ter döküyodular. Sonun da bağlaya bilmişdiler. Ağzımı da bağlamışdılar. Sandalyeye bağlanmışdım ama kurtulmak için çaba sarf ediyodum. Şu an bu odada doktor, ben ve Dilan'ım vardı.

Aradan kısa bir süre geçmişdi. Dilan uyanıyodu. Bunu sevinciyle yerimde çırpınıp ağzımdakilerden dolayı 'ımmm' diğe inleme bırakdım odada. Dilan uyanmış ve etrafı görmeğe çalışıyodu. Gözlerini defalarca kırpıştırdıktan sonra beni görmüşdü.

"Baran " diye bilmişdi sadece. Onu da demesdi ondan iyiydi. Sesini zar zor duymuşdum.

'Gülüm demeği o kadar çok isterdim ki. Ama nafile. Gözlerimiz bir birinden hiç ayrılmıyodu. Dilan sadece ağlıyodu. Konuşamıyodu bile. 'Ağlama....Diyemiyodum ben ona. Kalbimi cayır cayır ateşe verselerdi onu şu halde görmeseydim keşke.

O doktor arkasını dönmüş şöminede bir şeyler yapıyodu ama göremiyoduk. Umrum da bile değil. Ne yaparsa yapsın miniğimden uzuk dursun. Uzun bir bakışmanın ardından gözlerimizin ayarını bozan kadının aramızdan geçmesiydi. Elin de maşa vardı. Maşanın ucundaysa kıp kırmızı bir demir parçası. Düşündüğüm şey olamazdı. Demi? N'apacakdı onunla? Yavaş adımlarla Dilan'a yaklaşıyodu. Dilan'sa

"Hayır! HAYIR! " diğe yalvarıyodu. Ya ben? Çırpınmaktan sandalyeyi kıracakdım nerdeyse. Sesim boğanak ama gur çıkarak boğazdan inliyodu.

Dilan'a o kadar yaklaşmışdı Dilan bedenini duvardan geçirecek gibi bastırıyodu oraya. Artık n'aparsak yapalım çok geçti. Son kez bağırmak için inlediğimde ağzımın ıslaklığından bant yumuşamış ve tek taraflı bile olsa kopmuşdu. Bu sefer ağlayarak konuşan ben oldum.

"DUR! SANA YALVARIRIM YAPMA! BENİ AS ONUN YERİNE! YALVARIRIM SANA! LÜTFEN".

Kadın duymuyodu beni sanki. Artık Dilan'la dip dibeydi. O demiri karnına yaklaştırdıkca boğazımız yırtılır gibi çığlıklar atıyoduk Dilan'la. Ama artık geçti. Dilanın son çığlığı kulaklarımı sağar etmişdi. Ağlıyodu.... Çığlıkları azalıyodu....Sadece hıçkırıkları ve haykırışları duyuluyodu.... Kalbim de şu an öyle bir boşluk hiss etdim ki....






















                  To be continued......

BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin