13.Al senin olsun

1K 46 6
                                    


'Evet anlamın da başımı sallamakla yetindim.
Kucağındakı bedenim hala korkuyla doluydu. Arabaya doğru yürüdüğün de fiziksel olarak kendimi çok yorduğumu anlamışdım. Arabaya bırakmıştı beni. Yaymalanarak oturduğum da gözlerimi kapatdım ve çok geçmeden uyudum......

______________________________________________

Eve gelmiştik. Baranın beni kucağına almasıyla açılmıştı gözlerim. Düşmemek için kollarımı boynuna sarmak istemişdim ama bu pek mümkün olmadı. Kollarımdakı yaralar mikrop kapmaya başladığı için sızlıyodu.

Karnım da, başım da, ayaklarım da nerdeyse tüm vücudum da ağrılar ve sızılar vardı.

"Çok mu acıyo? ".

'Evet anlamım da kafamı göğsünde salladım.

"Pasuman yapalım geçer".

Bu konuşmanın ardından odaya geçmiştik. Beni banyoda kı tamamen mermerden olan tezgahın üstüne koydu. Tam yan da duran dolapdan ilk yardım çantasını çıkardı.

"Önce duş al rahatla, sonra pansuman yaparız. Olurmu? ".

Yine 'evet anlamın da salladım kafamı.

"Benimle konuşmayacakmısın? ".

Hiç bir şey söylemedim bu sefer. Sadece o uçurum da olanları düşünüyodum. Eskiden bana huzur veren yerin şimde ölmek için çabaladığım yer olması ağrıma gidiyodu.

"Orda olanları düşünüyosun biliyorum. Orası senin huzuru bulduğun yerdi. Şimdi ikinci kez ölümden döndüğün yer. Kendine yediremiyosun bunu biliyorum. Ama bu olanlardan ders almalıyız. Seni orda ölüme sürüklemek istemedim ben. Ama böyle şeylerinin olduğunu da düşünemedim".

Söylediği sözler kendini suçlu hiss etdiğini gösteriyodu. Doğru çok üstüme geldi. Ama onu anlamak lazım benim gibi oda çocuğunu kayb etdi. Ağzından çıkanları isteyerek söylememiş olsa bile şu an canımı yakan oydu.

"Senin öyle bir hayatın olduğunu tahmin bile edemezdim. Hala da edemiyorum. Karşım da dim dik duruşun buna izin vermiyo....
Bak Dilan belki çıkılmaz bir yola girdik ama bu kendimize zarar vermeğe gerek olucak sebep bile değil".

"Ben şimdiye kadar çabaladım. Artık olmuyo ne yaparsam düzelmiyo. Ben çabaladıkca daha da batıyorum. Her şey iyi olucak demekden de çabalamakdan da bıktım artık. Neden hep benim kalbim kırılıyo? Neden hep ben üzülüyorum? Neden başaramıyorum? Demekden, düşünmek, kendimi bir karanlığa mahkum etmekden de yoruldum. Bende istemezmiydim benim de mutlu bir ailem olsun diye? Bizi bir oyuna kurban ediyolar Baran. Biz de buna göz yumuyoruz. Törelere karşı gelelim demiyorum en azından bir birimizin hayatını karartmayalım".

"Bir birimize şans mı verelim? ".

"Kötü bir fikir mi? ".

"Yapa bilirmiyiz? ".

"Neden olmasın? ".

"Aşkı da mı öğrensek? ".

"Kalbini mi çalıyım? ".

"Gerçek bir Karabey olmak istersen, al senin olsun ".

Karşım dakı adam gerçekten Baran mıydı? Bana aşık mı olmak istiyo? Ne yani şimdi biz bir- birimizi üzmeyecekmiyiz?

"Eee...Ortak anlaşdığımıza göre duş ala bilirsiniz ".

"Birazdan yapsam? ''.

"Olmaz yaraların daha fazla mikrop kapmadan temizleyelim ".

"Sen yaralandın mı? ".

'Hayır anlamın da başını sallayıp dudaklarını bir birine bastırdı. Sonra da gidip ayarladığı suyu kevete doldurdu. Yanıma yaklaşıp

"Yardım ediyim sana üstünü çıkarman da " dedi.

"Hall ede bilirim ".

"Yardım edicem küçük kız sen sakin otur yeter".

Elleri hastanede bana giydirdikleri beyaz cropun arkadakı iplerine gitdi. Utanıyodum ama belli etmemeğe çalışıyodum.

"Utanıyomusun? ".

"Niye ki? ".

"Öylesine ".

Açtığı cropumun iplerinin sırtıma temas etmesi yetmezmiş gibi parmakları da bedenime değiyodu. Beni tezgahtan indirip yırtmaçlı eteğimin kolumun altın da kalan fermuarına yöneldi.

Üstümü çıkarmışdı. Beni kucağına alıp küvete yaklaşdı. Bedenimu küvete bıraktğında hemen sıcak suya alışdım. Arkama geçmişti. Beni o mu yıkayacaktı? .

Eline aldığı duş başlığını saçlarıma tutdu. Saçlarımdan akan suyla gözlerim kapandı. İyice ıslatdığı saçlarıma şampuan döküp, parmakları arasında yıkamaya başaladı. Çok ince dokunuşlarla yıkadığı saçlarımı son kez durulayıp, fazla olan suları sıktı.

Önüme geçip duş jeli dökmüş olduğu fili suyun açıkta bıraktığı omuzlarıma sürmeğe başladı. Parmakları bedenime değdikce, vücudum uyarılıyodu sanki.

Küçük göğüslerimde gezen elleri beni deli etmeğe yemin etmişti anlaşılan. Gözlerimi açmadan kendimi suya ve ona bıraktım. Beni yıkamasına izin verdim. Çünki utanmıyodum artık.

Bedenimini durulayıp havluya sardı. Sonra yardımıyla odaya geçtik. Ağrılarım olduğunu anlıyodu sanırsam. Pijamalarımı giydirip yatağa yatırdı beni.

"Sen uyu ve dinlen. Çok stress yaptın. Bende duş alıyım. Olurmu? ".

"Olur ama ben uyumak istemiyorum".

"Bak küçük kız, uyuman gerek ki dinlenesin yoksa güçsüz düşersin".

"Tamam".

Alnıma uzun bir öpücük bırakıp gittiğinde arkasın da durmuş sırtına baka kalmışdım. Yüzümde yaranan küçük gülümsemeden sonra uyumak için kapatdım gözlerimi.

__________________________________

Barandan:
Duşa girmiş küçük çocuk gibi ağlıyodum. Ben bu gün bakmaya kıyamadığım, kendime bile söyleyemedim duyguları bana yaşatan, aklımı çalan küçük kıza zarar vermişdim.

Belki fiziksel, belki duygusan her türlü zarar vermiştim ona. Hele son söylediklerim. Ya onun söyledikleri....

Kendimi o kadar sıktım ki, onu dinlerken onunla birlikte ağlamamak için. Duştan sonra annemle konuşmak için aşağıya indim. Şu an anneme çok ihtiyacım vardı. Salon da kahve içen anneme baktım.

"Heh geldin mi oğlum? Konuşalım mı biraz? ".



















To be continued......♡

BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin