Şu an yoldaydık ve hastahaneye ilerliyoduk. Sonuçları çok merak ediyodum. Baran da öğle.
______________________________________________Araba ilerliyo du ama ben heyecandan gitmiyoruz diğe sanıyodum. Artık yolumuzu tamamlamış bulunmaktayız. Tam hastahanenin önünün de duruyoduk. Sabırsızdık ama inemiyoduk arabadan. İçimiz de bir yerler de korku var dı. Yalan söylesem bile bunu değiştiremeyeceğim bir korku.
Ben hastahaneyi seyr eden gözlerimi kapatıp derin nefesler alırken sabah ev de Baran'ın bana giymem için izin vermediği elbisemin yırtmacından açık da kalan bacağımı sıcaklık doldurdu.
Gözlerimin elin sahibiyle buluşurken kendisi gülümsüyo du. Çıkardığı emniyet kemerinden sonra bana yaklaşıp dudağıma küçük bir buse kondur du. Ve çekilip
"İçin de nasıl bir korkuyla savaşlar verdiğini anlıyorum. Ama korkma sen şu iki ay da çocuğumuza o kadar iyi baktın ki, o sana böğle acı bir teşşekkür vermez" dedi.
"İnanıyorum ama o benim bebeğim. Her ne türlü olsa bile ben ona hayatını vericem".
"Tabii ki. O bizim eserimiz. Ne olur olsun ondan koca bir hayat çalamayız. Ve içeri de öğreneceğimiz haberle biz çok mutlu olucağız. Korkma".
"Seni seviyorum".
"Ben de seni gülüm" dudağıma yaklaşıp uzunca öptükten sonra gözlerime inandırıcı bir ifadeyle baktı. Ardından arabadan inip benim tarafıma yönel di. Açtığı kapımla elini uzatıp inmeme yardım etdi. İkimiz de hastahaneye yürürken kalbizle uğraşıyoduk.
Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar hızlı atıyodu. Bana meydan okumakdan hiç sıkılmıyodu. Artık doktorun odasının önündeydik ve ikimiz de o kapıyı çalmaya cesaret edemiyoduk.
Sonun da elimi atıp kapıyı çaldım. 'Girin diye bir ses geldiğin de nefesimi dışarı verip içeri girdim. Doktor bizi görüp ayağa kalktı.
"Dilan hanım hoş geldiniz".
"Hoş bulduk İnci hanım".
"Sonuçlar için gelmişdiniz değil mi? ".
"Evet" diğen Baran olmuş du.
"Geçin size kahve söyliyeyim? ".
"Yok biz hemen sonuçla öğrenelim".
"Çok heyeceanlısınız sakinleşin. Hem cevaplar benim de elime şimdi geldi. Sizinle birlik de öğrenicem".
"Tamam öğrenelim işte! ".
"Pekii" masanın üstünde ki zarfı eline alıp açmaya başla dı. Öğle açıyodu ki sanırsın yer çekimi durmuş. Lan açsana şunu. Edit de sanıyo her halde kendini. Tövbe estafurullah. Kadın ölümüne oynuyo du resmen. Sonun da aça bilmiş di zarfı. Zarfdan çıkardığı kağıdı açıp okumaya başla dı.
Kafasını sallıyo du ama bir şey söylemiyo du.
Ne okuyo? Neden bize de bir şey söylemiyo? Valla doğurucam şimdi haa! Göbeğim çatladı şura da merakdan."İnci hanım bize de söyleyecekmisin? ".
"Evett".
"Ne evett? " sinirli bir sesle konuş du Baran.
"Dilan hanım tahliller iyi. Bebek de hiç bir sorun yok. Rahatca çocuğunuzu elinize ala bileceksiniz inşallah".
Şaka falan mı? Gerçek mi? Şu an ben doğru duydum demi? Benim çocuğum sağlıklı demi?
"Doğru duydum. Öğle mi? Ben çocuğu mu kucağıma ala bilecem demi? ".
"Evet Dilan hanım hatta durumunuz da değişiklik olmazsa, her şey iyi giderse normal doğum yapa bilirsiniz".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA AİTSİN
RomanceBeni bırakamazsın... Neden...? Çünki, bana ait olduğunu biliyosun...