Kalbimi okşayan sözleri kulaklarım da bir melodi gibi çalıyo du.
Ben bu adama ne zamandır aşığım? Keşke sonradan anlamasaydım bu duyguyu ve ona en başdan kalbimi bıraksaydım........
______________________________________________Gözlerimin içine bakıp gülümseyen adamın elleri yüzüme yaslanmış ıslak saçlarımı okşuyo du. Şu an nedensizce almak istiyorum. Mutlulukdan mı? Hamilelik hormonlarından mı? Duygusallığımdan mı? Bilmiyorum ama başımı göğsüne yaslayıp ağlamak, içimi boşaltmak istiyorum.
Bu düşüncelerle gözlerim çoktan dolarken Baran bana
"Şştt....Ağlamak yok. Ağlamanı, üzülmeni, kederlenmeni istemiyorum" dedi.
"Ne biliyim işte sen öğle diyince sevindim ama duygusallaşdım" ağlamaklı sesimle söylemişdim bunları.
"Oyy...Kıyamam sana ben. Ama gülüm lütfen hiç ağlama".
Sudakı bedenimi ona yaklaştırıp boynuna sarıldım. Anın da belimi sarıp sarılmama karşılık vermesi utanç hissimi kapatmış dı. Çıplaklığım umrum da değil di artık. Sadece ona sarılmak istiyodum. Boynun da ki kafam oraya gömülmüş, sessizce ağlamaya başlamışdım. Ben bu adama çok alışmışım. Onsuz kalmak istemiyorum. Adeta onsuzlukdan korkuyorum.
"Güzelim yapma ama böğle" sanırım ağladığımı anlamış dı. Artık sessizce değil istediğim gibi sesli ağlıyodum.
Baran belimden tutup beni sudan çıkardığın da kenar da ki havluyu da aldı. Tek eliyle havluyu bedenime sarmaya çalışırken ben ayaklarımı onun beline dolamış ağlamamı arttdırmışdım.
Odaya yönelmiş ve içeri girmişdi. Yatağa oturduğun da ben de hala kucağındaydım. Boynunu bırakmamışdım. Ağlamam da durmamış dı. Baran'sa
"Şştt...Tamam.Ağla çünki bir daha ağlamana izin vermiyicem. Ağla ve içini boşalt. Hatta senin konuşmak isteyip de konuşamadıklarını da konuşalım. Dertlerimizi paylaşalım. Haa? Ne dersin? " bunları söyleyerek saçlarımı okşuyo du.
Başımı kaldırıp "gerçekden beni dinlermisin?" dedim. Kafasını sallayıp gülümsedikden sonra dudağıma yaklaş dı. Ve oraya tarif edilmeyecek kadar uzun bir öpücük kondur du. Ama ne öpücük aklımı aldı benim.
Geri çekildiğin de "Güzelim...Lütfen ağlama. Valla dayanamıyorum haa. İçim gidiyo kızım göz yaşlarınla birlik de" dedi.
"O kadar doluyum ki Baran. Anlatsam, ağlasam bile bitmez ki".
"Sen anlat ve rahatla. İçin de kalan, seni mutsuz eden hiç bir şey olsun istemiyorum".
"Beni dinlermisin ki? " kafamı boynundan kaldırıp ona şu soruyu yollamışdım.
"Bak deliriyorum haa anlat diyom kızım. Dinliycem tabii. Sen benim minicik karımı değilmisin? ".
"Öylemiyim? ".
"Öylesin tabii".
"Ama duşum yarım kaldı".
"Kızım boş versene duşu sonra alırsın. Senden önemli değil yaa".
"Pekii".
"Nerden başlarsın? ".
"İnan ben de bilmiyorum".
"En başdan anlat yıkıldığın günden bu güne... Ve izin ver yıkanları kendi dünyaların da boğuyum".
"Benim yıkımımı kendi ailem başlat dı. Annemm.... ".
"Annen mi? ".
"Hı hıı.Daha çok küçükdüm demirle dövülemeyecek kadar küçük. Sırf hasta oldum diğe beni dakikalarca demirle dövmüş dü. İlk yıkımım o gün başla dı benim. Dövdü ve beni buz gibi bodruma atdı. O hasta halimle. O gece ben orda ateşler için de yanarken gelip gözünün ucuyla bile bakma dı biliyomusun? O soğuk da demirin açdığı yaralar değil annemin açdığı yaralar daha çok batmış dı kalbime. Tek o gece değil di beni bodrum karanlığına kapatdığı. Her yaptığım hatamın ardından o bodrumu boylardım. Ama güzelce dövüldükden sonra. Hep böyle oldu. Sen beni her duş da yıkadığın da annem yıkasa acaba nasıl hiss ederdim diğe düşünüyorum? Hem de seviniyorum. Sen bana o duyguyu yaşatdığın için. Ben annemin en son düşüneceği kişi bile olmadım. Kardeşlerimi hep dizi üstün de uyuturken beni hiç güzel kızım diğe sevmez di bile. Kaldı ki dizine yatırıcak. Çok şey istemedim ben ondan bir kere olsun Dilan güzel kızım desin istedim. O bile benim için büyük bir şeydi. Ben her defasın da kendimi suçlu yapardım. Ben n'aptım da annem böyle yapdı? N'apdım da beni hiç sevme di? Ben bunaları düşünürken anneme hiç suçluluk payı vermezdim. Hep kendim de kusur bulur annemi haklı çıkarırdım. Diğer çocuklar yastıkları soğusun diğe yüzüne çevirirken, ben yastığım kurusun diğe çeviriyodum. Çünki annem o yastığı öğle görürse kızar dı. Hep bir kedi gibi annemin çevresin de dolandım ben. Ama hiç görme di beni. Ben sanki onun kızı değildim. Babam da öğle hep uzuk durdular benden. Diğer kızlar babalarıyla oyunlar oynar, film seyr eder, konuşup eğlenirler ama biz de hiç öğle olma dı. Ben babamla sadece beni azarladığın da konuşa bilirdim. O da çok az küfür eder azarlar sonra kendi yerini biliyosun der beni bodruma yollar dı. Kardeşlerim hasta olduğun da annem onlara öğle şefkatle bakardı kı, kendimi hep hasta etmek için çabalardım belki bu sefer bana bakar, iki güzel kelime söyler diğe. Hiç ama hiç olma dı. Ben iki tane güzel kelime için neler vermezdim bir bilseler kendilerinden utanırdılar. Okula ilk başladığım gün bile beni kendileri değil şöferle gönderdiler. Mezuniyyetim de öğle her şeyim de yanlızdım. Hiç yanım da olmadılar benim. Bir derdim olsa anlatmaya kimsem olmaz dı. Bir tek kardeşlerim dinler di. Baba sevgisi nedir bilmem ama abi sevgisini iyi bilirim. Çünki benim babam da abim de o oldu. Ablam da öğle bana annelik yapdı. Annem olmasına rağmen. Ben o kadar çaresiz büyüyen bir çocuğum ki, etrafım bile olmamış dı. Hep gözü yaşlı bir Dilan bıraklarıdılar. Ben erkeklere sırf babam yüzünden güvenemez oldum. Takii sana kadar.
Hani bana demişdin ya o uçurum da ne arıyosun diğe. Hep cevapsız bırakıyodum ya hani. Ben orda sevgiyi arıyodum. Huzuru, neşeyi, mutluluğu. Orası onun için sadece bana ait demişdim. Ben karanlıkdan köpek gibi korkarken karanlığa mahkum oldum. Beni kubul eden tek yer orası ve gece yarısıy dı. Ben ordan defalarca kez atlamak istedim. Ama bir şey bana hep engel oldu. Ben küçüklüğümden beri intihara meyillenmiş bir çoçuk oldum. Kalbim kırık ve hep gözü yaşlı. Kalbimin her kırık parçası da benim gibi çaresiz di. Porselen bir çocukdum ben. Tık olduğun da kırılıyodum ama hiç sesim çıkmıyo du. Hep çatlaklarım var dı. Kimsenin onaramadığı çatlaklar. Hep ağlar sızlardım. Ama sonrasın da gülmeyi de bilirdim. Kalbimi taş olması için o kadar eğitdim ki ben. O kadar kalın duvarlarım var di ki benim. Kimsenin aşamayacağı kadar kalın ve güçlü. Ben hayatta kalmayı öğle öğrendim. Yanlız ve kimsesiz. Duvarlarımı yıkmayı ben bile beceremezken sen becerdin. Benim sevmek nedir bilmeyen kalbimi sen uyandırdın. Hala bir şeyleri değiştire bileceğimi sen gösterdin. Eskiden olsa belki de seni şu ana kadar elli kere bıcaklamış, dövmüşdüm ama sen izin vermedin. Bana sana aşık olmak istiyorum dediğin an için de bir şeyler kop du. İşte ben böğle adım adım mahv oldum. Bana hep sen kalpsizsin derler di. Ama biri de demezdi ki sen niye kalpsiz oldun. Zaman geçtikce artık o kadar hissizleşdim ki, insanlara hak vermeğe başlamışdım. Düşünsene ağlamak istesem bile ağlayamıyodum ama hep içim doluy du. Gün geçdikce kalbim de annemlere karşı farklı bir duygu oldu. Bu duygunun adını bilmiyorum işte".Konuşurken kendimi ifade edemiğim de ağlamak en kötü huyum dur. Ve yine aynısı oldu. Kendimi nasıl bir şekil de büyütdüğümü büyük bir şeymiş gibi oturup anlatmak ne kadar acizlik demi?
Baran bile halime acımış dı ben ağladıkca oda göz yaşlarımı siliyo du. Her düşen damlayı silip yanağımı okşuyo du.
"Güzelim... ".
"Baran.... " başımı omzuna yaslayıp hıçkırıklarımı dışarı vemeğe başladım. Yıllardır hiç bir omuz da ağlamamış bir insanım. İçim de ki koca düğümü siz düşünün. Hele boğazım da ki düğüm....
Konuşamadığım zamanlar değil hep var o düğüm. Çünki içim hep dolu. Ama anlatacak kimsem yok.Baran da bana sarılmış ve saçlarımı okşuyo du. Gözümden düşen damlalar onun boynundan aşağı süzülüyo du. Kalbim de şu an öğle bir boşluk hüküm sürüyo du ki. Bedeni mi nefretle yakıyo du. Yıkıp dökmek istiyodum ama ağlamak rahatlatmış dı beni.
Artık üzüldüğüm de başımı yaslaya bileceğim bir omuz olması beni içten içe mutlu ediyo du ama gülümseyemiyodum. Başımı kaldırıp Baran'a baktığım da gözlerinden yaşlar akıyo du. Acımışmıdır bana?
"Acıyomusun bana? ".
"Neden acıyım. Zayıf olana acırlar sen zayıfmısın? ".
"Aferim adam ol böyle" bu sözümden aonra gülmüşdük ikimiz de. Sonraysa Baran yüzüme avuçlayıp gözlerime bakmış dı.
"Güzelim bundan sonra sana ağlamak yasak tamam mı? Hem intihar falan bir daha duyarsam bozuşuruz. Beni kendi yokluğunla sınarsan gelirim yanına. Ve emin ol cehennem de bile olsan bulurum seni. Ağlamıyıcaksın söz mü? Ben buna izin vermeyecem. Gerekirse burdan götürücem seni ama yine de sani üzen birisinin hayatına girmesine izin vermiyicem. Ailen sana yaptıkları için büyük bir ceza hak ediyo ve-".
"Artık üzülmek istemiyorum. Kendi hallerin de hayatlarına devam etsinler. Ben başka da bir şey istemiyorum".
"Ben bundan sonra seni gerçek bir çocuk gibi tekrardan büyütücem. Sen benim küçük kızım olucaksın. Yaşamak istediğin her şeyi birlik de yaşayıcaz. Ben ve çocuğumuz senin en büyük ailen olucağız"
To be continued.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA AİTSİN
RomanceBeni bırakamazsın... Neden...? Çünki, bana ait olduğunu biliyosun...