Sverus tekrar konuşmaya başladığında fısıltılar diniyor. İşte yeniden başlıyoruz. Bu kez bu mahkemeden bir sonuç çıkacak. Gücüm yok, bitsin istiyorum.
"Tanık Tonya." diyor Sverus. "Lütfen yerinizi alın."
Tonya kim? Başımı çevirip askerlerin ahşap bir sandalyede taşıdığı kadına bakıyorum. Onu tanıyorum. Bize fal bakan yaşlı kadın. Doğruları mı söylemişti bilmiyorum. O zamanlar farkında olmadığım şey hayatımızı tamamıyla değiştirdiğiydi.
Sarmad belki de ölmemek, bir kadının adamın arkasında kaybolup gitmemek için bu yola başvurdu. Öyle olacak gibi gösterdi herkesi yanılttı, en çok beni yanılttı ve güçlenmek için bekledi. Zamanı geldiğinde bizi avladı ve çok sevdiği tahtına geçmek için yargı kürsüsüne oturdu. Bu adaletsiz mahkemede halka keyifle izleyecekleri bir gösteri verdi. Oysa her şey başka olabilirdi. Bunca hırs, bunca kin olmadan da imparator olabilirdi.
Kadın, Tonya tanık kürsüsünnün arkasında yerini alıyor. Yürüyemediği için sandalyesiyle birlikle bırakıyor onu askerler. Onu en son Renas'la birlikte gittiğimizde görmüştüm.
Ah Renas! Babam, koruyucum ve en çok güvendiğim insanlardan biri. Onu çok az tanıma fırsatı bulduğum için öyle üzgünüm ki. Yine de son günümüzü izlemediği için bir yanım mutlu. Büyük İhtilal'de askerlerin halktan birçok kişiyle birlikte öldürdüklerinden biri. Hem Öyle net hem öyle gizemliydi ki yönetimdeyken onu aramadığımı söylemem yalan olur. 9 da onun gidişiyle öyle sarsılmıştı ki 'baba' diye sayıkladığı geceler süren kabusların ardı arkası kesilmemişti.
Her zaman Renas ve Tonya'nın bir bağı olduğunu düşündüm. Çözemediğim, çok eskiye dayanan bir bağ. Yine de Renas bunu hiçbir zaman dillendirmedi.
Şimdi ne için tanıklık yapacaktı? Sverus önündeki kağıtlara göz atıyor ve yaşlı kadına dönüyor. "Darbe öncesi Sanık Valor ve Sanık Feryal'in yanınıza uğradığını belirtmişsiniz. Halk tarafından falcılık ve şifacılık yaptığınız belirtiliyor. Size neden geldiler? Geleceğe bakmak için mi, şifa bulmak için mi?"
İfadesinde Renas'tan bahsetmemiş. Ama o gün yaşadığımız hiçbir şey bu mahkemede delil olarak kullanılacak türden değildi. Neden buraya gelmiş ki?
9'a dönüyorum. Kadını dikkatle izliyor. Ona ne demişti? Sınırları zorluyorsun, zamanları karıştırıyorsun. En çok seni yakacak bir yangını başlatıyorsun. Bunca şeyden sonra bu kadının söylediklerine inanıyorum. 9'un o zaman ne yaptığını bilmiyorum ama sonumuzun iyi olmayacağını hissediyorum.
"O gün," diye başlıyor kadın. Ak gözlerini karşıya, duvarlara çevirmiş. Yine başıma dokunsun ve gelecekle ilgili konuşsun istiyorum. Tüm süslü kelimeleri bırakıp her şey iyi olacak, düzelecek desin istiyorum. Bu mümkün değil.
"İkisi birlikte bana geldi ama falcılığından değil, şifacılığımdan faydalanmak istiyorlardı."
Yalan söylüyor, neden yalan söylüyor?
"Bebeğini doğurduğunu, onu ondan aldıklarını anlattı bana. Lohusa olduğu için güçten düşmüştü, çok üzgün ve yıpranmıştı."
Neden hiç yaşamadığımız şeyleri söylüyor. Bunları nereden biliyor?
Görebiliyormuş gibi başını yargıç kürsüsüne çevirdi. "Ona yaşattığınız acıların tarifi yokken neden sanık kürsüsünde oturan siz değilsiniz İmparator Sarmad?"
Sverus tokmağını birkaç kez vurduğunda Sarmad onun kolunu tutarak engelliyor. Kadın konuşmaya devam ediyor.
"Sizi seven ve karnınızda bebeğinizi taşıyan bir kadına kendinizi ölü gibi gösterdiniz. Yetmedi, askerleriniz ondan bebeğini aldı. O da yetmedi, şimdi onu öldürdüğünü söylüyorlar. Tam üç yıldır halkı sefaletten kurtaran bu kadın mı bebeğinin canını aldı?" Başı bu kez halkın oturduğu taşlara yöneliyor. "Sizin ikiyüzlülüğünüz neden peki? Un çuvallarınızı dolduran hükümdar o değil mi? Kapınızdaki haydutları bir bir ipe takan o değil mi? Çocuklarınızın canını kurtaran o değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN TRENİ
Science Fiction2082 yılında suçluları taşıyan, onları tarihin en kötü zamanlarına terk eden bir trende kaderleri görünmez bir iple bağlanmış iki mahkumun hikayesi. Kapak Tasarım: @sewalmoon