5...4...3...2...1
Hoparlörlerden yankılanan geri sayımla keplerini heyecanla havaya attı tören alanındaki tüm öğrenciler.
Emeklerin,yaşanan zorlukların,umutların tamamını bu siyah kumaş parçasının sembolizmine emanet edip özgürce göğe doğru yolladılar.
Gelecek kaygısı elbette vardı ama o da yarının konusu olsundu. Bugün eğlenme, arkadaşlarla vedalaşma, ailelerin gözlerindeki gururla mutlu olma ve fotoğraf karelerinin baş rolü olma günüydü.
"Oğluşum saçını düzelt fotoğrafı Facebook'a koyacağım." yanına telefonuyla yaklaşan, sarışın minyon kadın kameraya gülümsüyordu şimdi.
"Anneee üniversitenin son gününde olmasak bu hitapla sosyal intiharıma sebep olmuştun.Hem facebook hâlâ var mı?" dedi annesinin kopyası sarışın çocuk.
"Neden olmasın oğluş... pardon Yiğitcim. Gayet güzel paylaşımlar yapıyoruz orda arkadaşlarımla.''
" Hııım eminim hepsi çok güzel ve doğru
bilgilerdir annecim. Neyse babamların yanına gidelim bu selfie çılgınlığın bittiyse.""İyi bitti bitti.çılgınlıkmış, için geçmiş senin. Bak yaşıtların ne kadar eğleniyor"
Annesinin koluna girdiği Yiğit, ailelerin bulunduğu kısma giderek bir sandalyeye oturdu. Babası ve kız kardeşi Yağmurla keyifli bir sohbete daldı. Minik Umut'u bugünlük babannesine bırakan annesine teşekkür borçluydu. Kardeşini çok sevse de çocuk tam bir belaydı ;oysa mezuniyet törenlerinin tek belası olmalıydı: iş bulma endişesi.
İş bulmak; ağzında gümüş kaşıkla doğmamış tüm yaşıtlarının ortak derdi...Neyse, tatsız konular ve gerçekler yarının konusu değil miydi?
Bir süre sonra tanıdık bir kahkahayla irkildi. Gözleri sesin sahibini bulduğunda yüzünü buruşturdu. Mert ışıltılı gülümsemesi,siyah saçlarıyla ve malesef yiğitin hâlâ hayran olduğu yeşil gözleriyle karşısında duruyordu.
Mert'i tek farkeden ise Yiğit değildi.''Aa Mert değil mi o,annecim?Neden yanımıza gelmedi, Meeert!'' diye el salladı kadın oğlunun en yakın arkadaşına.
Her zamanki gibi etrafı kızlarla çevrili halde konuşuyor,şakalar yapıyor emeksizce ve bilinçsizce tüm bakışları üzerine topluyordu Mert.
Çiğdem Hanım'ı görünce ona doğru hamle yaptı ''Gel bakalım hayırsız, unutun bizi '' dedi kadın içtenlikle.
''Haklısın Çiğdem Teyze ama projeler filan o kadar uğraştırdı ki Yiğitle de sadece okulda görüşebildik kaç aydır. Çok özledim sizi de, Umut nasıl?''
''İyi nasıl olsun büyüyor işte abisi ''
''Çok öpün minik kankamı benim için dedi'' cici bir çocuktu o. Gerçekleri sadece Yiğit'in bildiği bir ilüzyondu Mert Baydar.
Yiğit bu manzarayı son kez gördüğünü umarak belki de bundan biraz korkarak iç çekti Merte bakarken.Kendi kendini telkin etmeye başladı. ''Nefes al.''
''Mert güzel hiçbir şeyi haketmeyen bir korkak, hayır onu özlemeyeceksin sakin ol. 6 aylık bir ilişki hayatında bu kadar yer etmemeli.''''Ama artık rahatça görüşürüz değil mi Yiğit?'' adı geçince irkildi çocuk ve daldığı düşüncelerden sıyrıldı.
Mert'in ona çapkınca göz kırpmasına gülümseyerek yanıt vermeye çalıştı. Hırsla sıktığı dişlerini serbest bırakmaya çalıştı aynı anda da.
"Aynen Mert" dedi çocuğunkiyle yarışır bir samimiyetsizlikle.
Gülümsemeliydi; çünkü onlar çok yakın arkadaşlardı.Herhangi bir küslük, dedikodulara ve imalı sorulara sebep olurdu.
Mert yanındayken o yokmuş gibi yapmaya alıştırmıştı kendini. Ama bugünün son gün olduğunu bilmek biraz farklı hissettirmişti.
6 ay bütün değerlerini hiçe saymıştı Yiğit ve herkesten gizli bir ilişki yürütmüşlerdi. İlişki derken,yaşadıkları Mert için de aynı manada mıydı bilmiyordu. Çok aşıktı ya da kendini öyle sanıyordu çünkü.
Bağımlığa özgü hasarlarla bitirmişti Mert'i de kalbinde.zaman zaman gelen yoksunluk krizleri,eski anılar,suçluluk ve pişmanlıkla yani.
Mert'in, üvey babasının ortak olduğu şirkette işi çoktan hazırdı. Hayatta hiçbir şey için Yiğit kadar çabalaması gerekmemişti ki zaten. Nerdeyse sınav stresi yaşamadan üniversiteye başlamıştı. Derslerini ricalarla geçer,okula arabasıyla gelirdi,ders notu lazım olursa kızların en güzel şekilde temize çektiği notlar eline tutuşturulurdu.
Yiğit'in kalbini kazanması bile kolaylıkla olmuştu.Yiğit için ilk aşamada bu kadar büyük bir kariyer planı rüya gibiydi. Mert'e aşık olan ve acı çeken oydu. Aile evinden toplu taşıma eziyetiyle okula gelir,en ön sırada oturup kendi notlarını tutardı.Sınav kağıtları herkesinki gibi değerlendirilirdi.
Sadece ayrıcalıklı olmayanın başarısı sayesinde aynı okul sıralarında denk gelmiş farklı iki dünya, iki eski sevgili bugün tamamen ayrılıyordu nihayet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.