Sunshine: neden toz bulutu merak ettim?
Sohbete girişime bak kafama sıçayım/Cloud.of.dust:bu gizli bilgiyi öğrenirsen seni öldürmek zorunda kalırım
Sunshine: neee oha noluyo poliiis itfaiye
Cloud.of.dust: şaka yaptım🙄
Sunshine: hıııı pek anlaşılmıyodu da seni de tanımadığım için
Cloud.of.dust:🙂 itfaiyeyi ne yapacaktın hem?
Sunshine: ne bileyim acil durum olunca... öldürüleceğim sonuçta
Cloud.of.dust: saçma sorular sormaya devam edersen...
Sunshine: bak hâlâ... korkuyorum diyorum
Cloud.of.dust: tamam tamam. Önce ben sorayım neden sunshine?
Sunshine: toz bulutlarını dağıtmak için😎😎
Cloud.of.dust: bu ne, cahil özgüveni mi
Sunshine: sensin cahil😬😬
Cloud.of.dust: toz bulutunu yağmur ve rüzgar dağıtabilir
Sunshine: üf beee
Cloud.of.dust: neden sunshine?
Sunshine: aman iyi be sarışınım ondan
Cloud.of.dust: çok yüzeysel bir gerekçe bayılırım
Sunshine: sarışınlara mı😊
Cloud.of.dust: yüzeyselliğe
Sunshine:😐
Sunshine: neden toz bulutu?
Cloud.of.dust: inatçısın galiba
Sunshine: meraklıyım
Cloud.of.dust: vazgeçmeyeceksin gibi, o zaman cevaplayayım
Sunshine:😁
Cloud.of.dust: çünkü dünyayı ve hayatı bir toz bulutunun arkasından görüyor gibiyim. Hiçbir şey canlı değil,her şey puslu rahatsız edici.Beni anlayan kimse yokmuş gibi,igüvenip de tanıdığım kimseye açamıyorum içimi. Sohbet için burayı kullanıyorum işte
Sunshine: pardon pskiyatristime yazacaktım🙊🙊🙊 diyeceksin sandım
Cloud.of.dust: gerçekten çok yüzeyselsin ya.İlk mesajından belliydi
Sunshine: evet; ama cevap verdin iştee😊
Cloud.of.dust: Nazım Hikmet seven birisin diye şans verdim diyelim
Sunshine: sen de mii🥰 ruh eşiyiiiz
Cloud.of.dust: ruh eşi olayına inanmam
Sunshine: oyunbozan🙄 hem şans vermişmiş
Cloud.of.dust: 😊eğlendim ama yine de. yine görüşelim, çıkmam lazım
Sunshine: Olur
Hazar'dan
Çalan kapıyla apar topar hesaptan çıktım. Dizlerime yatmış Sofi' yi uyandırmak üzücü de olsa kapıya bakmam gerekiyordu.Sanırım sonunda yemek siparişim gelmişti.
"Siparişinizi getirdim" dedi kurye gülümseyerek.
"3 kmlik mesafeden 1 saatte getirişinizi takdir ediyorum"
"Kusura bakmayın çok yoğunuz, sizin siparişiniz de biraz uğraştırıcı"
"Şikayetçiyseniz başka bir restauranta geçiş yapabilirim"
"Yok Hazar Bey olur mu ağzımdan çıktı öyle. Kusura bakmayın ne olur.Siz en iyi müşterimizsiniz bir daha gecikme olmayacak"
"Peki son şansınız"
"Sağolun efendim afiyet olsun"
Eski Hazar olsa bu lafları asla yutmaz ve ev yemekleri yapan başka bir işletmeyi dakikasında bulurdu ama artık yaşlanıyorum sanırım.
Bir an önce yemeğimi yemem ve raporları incelemem gerekiyor şimdi. Bugün Özkan Bey'e kendi fabrikasında rehberlik yapmak zorunda kalınca çok zaman kaybettim.
Tuna ve korkuları işte... Saatlerdir mesaj atıp duruyor, hiç onunla uğraşasım yok. İşe gömülüp kafamı dinleyeceğim.
Yiğit'ten
Yine görüşürüz dediiiii. Kendi kendime hayali bir beşlik çaktım. Başlarda biraz saçmalamsam da sanırım dikkatini çektim H.F.D'nin. En önemlisi Nazım Hikmet sevdiğini öğrendim, onun konumundaki bir yöneticiyle benim ortak noktamızsın Nazım büyüksün Nazım.
Bir de günün bonusu: bütün o karizmatik ve güçlü görünümün ardında amaçsız ve yalnız hissettiğini anladım. Toz bulutunun hikayesi...
"Oğluşum yemek hazır"
Annemin çağrısını ikiletmeden mutfağa yöneldim. Babam da gelmişti bir tur da onun tarafından hor görülüp odama geri dönerdim. Bizimkikerin sesleri koridora kadar geliyordu.
"Umut çorbayı tükürme"
"Anne yaaaa bardağımı aldı"
"Yağmur kızım 4 yaşında çocuğa mı uyuyorsun sen?"
"Pardon baba"
Lütfen ben de sessizlikten bunalıma gireceğim o refah seviyesine ulaşabilir miydim artık?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.