3 gün sonra
Yiğit'ten
Saat 8'de Hazar Beyin kahvesiyle beraber masamdaydım. Gün gayet iyi başlamıştı.
Bahadır denen çocukla aynı servisteyiz, yine yol boyu konuştuk.Ortak arkadaşlarımızın bile olduğunu farkettik. En azından yolda canım sıkılmıyor.
Bana Mert'i sormayan ve onu hatırlatmayan arkadaşlar en çok ihtiyacım olan şeydi.Mertle samimi rolü yaparak geçirdiğim gereksiz zamanlar aklıma geldi, neyse ki hepsi bitmişti. Artık okulda değilim bütün dedikodular sizin olsun.
Mertle ilişkimi bitirme kararı alışım; beyefendinin dikkat çekiyorum,paravan olarak bir kızla sevgili olayım teklifi sebebiyle olmuştu. Dedikodular hayatımızı ne çok yönlendiriyor.
Burada ise Hazar Bey'in kovmadığı o asistanım. Neden kovulmadığıma dair teoriler elbette dolaşacak, elimden geldiğince işi çabuk kavradığım için devam ettiğimin düşünülmesini sağlamak istiyorum.
Saat 8.30 u bir dakika geçmeden Hazar Bey kapıda belirdi "aman Allahım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi" diye feriştah yenge esprisi yaptım ve esprilerimin en büyük hayranı olan ben,buna kahkaha attım.
"Kahkahalarla karşılanıyorum bakıyorum da" dedi Hazar Bey
"Afedersiniz' aklıma gelen bir şey yüzünden"dedim. Kötü anıları düşündüm gülmemek için, Mertin işe yaradığı nadir zamanlardan biri buydu.Kendimi toparlayınca konuşmaya devam ettim.
"Günaydın Hazar Bey kahveniz masanızda ,dosyalarınız da.
Bugün saat 14.00 da bir firma temsilcisiyle görüşmeniz var,müşteri şikayetlerini de inceleyip kategorilere ayırdım ve tabloladım o da mailinizde.""Tamam" diyerek odasına geçti.
Tamam mı, sadece tamam mı? Amaan başımı okşayıp bir ödül maması vermesini mi beklemiştim sahi,bana attığı üç beş insanca adım Hazar Fatih Denizer'i bir sevgi pıtırcığı yapmayacaktı herhalde.Bunca yıllık efsane, bir yeni mezun oğlan tarafından yıkılacak değildi.
Hazar'dan
Asistanım tatafından kahkahalarla karşılanışım çalışma hayatım için bir ilkti. Cesaretini bir yana bırakıyorum, içten gülüşü dikkatimi çekti en çok. Parlak mavi gözleri,sarı saçlarıyla ve kahkahasıyla ofise hiçbir pahalı tablonun veremeyeceği bir canlılık vermişti.
Bu canlılık sadece iki hafta sürecekti kendimi alıştırmamalıydım. Alışkanlıklarımdan asla vazgeçemeyen biri olarak konfor alanımı bozan gelişmeleri sevmezdim. Yiğitin yokluğu konfor alanımı bozan o değişiklik olmamalıydı.
Telefonuma gelen mesaj, kafamdaki fikirleri uzaklaştırdığı için sevindim ilk kez.
Tuna: Bütün hafta sonu aramadın
Hazar: Sana da günaydın. Arayacağımı söylediğimi hatırlamıyorum Tunacım
Tuna: Haklısın benim salaklığım
Hazar: Böyle konuşma lütfen. Tekrarlıyorum zor geliyorsa bitirelim ve arkadaş kalmaya devam edelim
Tuna: Ne kolay vazgeçiyorsun öyle
Hazar: Sexten vazgeçebilirim hayattaki ilk önceliğim değil
Tuna: Benimle olmasının bir anlamı yok mu?
Hazar: değer verdiğim çekici bir arkadaşımla yatıyorum
Tuna: çok aptalsın Hazar
Tuna: ama ben daha aptalım/
Hazar: Patronumuz aptal diyorsa aptalızdır saygılar 😊
Tuna: neyse işim var.yönetim kurulu toplantısından önce sana yazmamamı hatırlat bana
Hazar: Bol şans ve kendine güvenmekten vazgeçme. sen iyi bir yöneticisin unutma baban ne derse desin
Tuna: Sağol Hazar
Tuna
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.