Hazar: anne telefonu aç
Annem: olmaz oğlum kızarsın
Hazar: Her türlü kızacağım zaten
Annem: gerçekten iyiyim annecim, Şule abartmış
Hazar: anne ayak bileğin kırılmış nesi abartı acaba
Annem: alçıda işte, iyileşecek
Hazar: o zaman mı söyleyecektin
Annem: evet:)
Hazar: anne ya geleyim mi yanına yıllık iznimde bir iki gün
Annem: özlediysen gel ama hastalığım için gelme
Hazar: ayarlayacağım bir şeyler. Bir daha da benden gizleme bir şey
Annem: tamam oğlum senin gibi açık olurum hayatımla ilgili
Hazar: bak ya aynı şey mi
Hazar'dan
Londra'ya annemin yanına gitmeyi çok istiyordum ama Yiğitten ayrı kalma kısmı gerçekten zorlayıcıydı. Yıllık izin hakkı olsa onu da yanımda götürürdüm. Neyse artık seneye gideriz diye düşündüm. Annemle tanışmasını çok isterim.
Babamla boşandıktan sonra doğduğu yer olan İngiltere'ye geri dönmüştü annem. Bu zamana kadar idare etse de, yaşlılık alametleri olarak dengesi bozulmuştu ve gözleri iyi görmüyordu. Geçen gün banyoda düştüğünü ve ayak bileğini kırdığını bile kuzenim olmasa öğrenemeyecektim. Öyle başına buyruk biriydi işte Canan Hanım.
Görüşmem bittikten sonra Yiğit'in yanına gittim. Mert denen çocuk bütün haftayı burada geçiriyordu resmen. Uzak durması için daha ne yapabilirdim bilmiyordum.
Yanına gittiğimde yalnızdı.
"Buyurun Hazar Bey, Çağırsaydınız ben gelirdim" dedi gözlerindeki pırıltıdan mesajı almıştım
"Katımız yine fazla dolu malesef " dedim göz devirerek
"Nasılsın"diye sordum mavi gözlerinin içine bakarak
Sorumun Mert yine rahatsız ediyor mu demek olduğunu anlamıştı bile. Zeki sevgilim.
"İyiyim ve yalnızım sorun yok" dedi
"İti an çomağı hazırla" diye mırıldandım.
Mert gelip rahat bir şekilde bekleme alanındaki koltuğa yayıldı.
"Merhaba Hazar Bey" dedi
Güçlükle selam verdim nefret ediyordum ondan.
Biz birbirimizi meydan okurcasına süzerken elinde tabaklarla Duygu geldi.
"Doğum günüm için Tuna Bey pasta almış da size de getirdim" diyip tabakları bize uzattı.
Mertle aynı anda Yiğit'e uzattığı tabağa müdahale ettik.
"Çilek alerjisi var"
Sinirlerimi tepeme çıkartmıştı artık.Yiğit'i tanıdığını ispatlama çabası da zavallıcaydı. Bu yeni yetmeyle sidik yarışına girmiş gibi görünmeye dayanamıyordum. Bir yandan da kendimi açık etmiş gibiydim.
Paksan'ın CEO'suyla tanışıklığıma güvenip bir arama yapacaktım. Mertle böyle devam ederse profesyonellik dışı bir şekilde karşı karşıya gelecektik ve bu üçümüzün de zararınaydı.
Çilek alerjisi ise aklıma sanal arkadaşımı getirdi. Biribirine yakın dönemlerde hayatıma giren iki kişinin de çilek alerjisi mi vardı yani?
Rainbow'daki varlığıma son vermem gerektiğine dair evrenin bir işaretiydi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.