Günlerdir işe gitmek dışında çıkmadığı yatağından kapıyı açmak için çıktı sarışın çocuk. Üstü özensiz saçları dağınıktı. Mor gözaltları ve bolca sigara kokusu eşlik ediyordu bu kasvete.
Kapısının önündeki kurye elinde bir buket tutuyordu.Bir yanlışlık vardı herhalde.
"Yiğit Bey değil mi "dedi çocuk
"Evet benim" dedi şaşkınlıkla.
"Bunlar size gelmiş" diyerek eline çiçekleri tutuşturdu ve asansöre yöneldi.
"Mert yapmamış ol lütfen" diye söylendi çocuk içeri girerken.
Kimden gelirse gelsin çiçekler en güzel muameleyi hakederdi ona göre. Ayçiçeklerini bir vazoya yerleştirdi ve üzerindeki nota baktı.
Okudu notu,defalarca okudu. Demek Tozbulutu ha...
"Hazar,biliyormuş her şeyi.Hazar bana oyun oynamış. Günlerdir hayatı kendime ziyan edip geçmişin hayaletleriyle boğuştum, psikolojim alt üst oldu; ama bu bir oyunmuş.Bir misillemeymiş. Hazar bana kıyabilirmiş"
Telefonunu bulup mesaj yazmaya başladı
Yiğit: Hazar neler yaşadığımdan haberin var mı?
Yiğit: Ne kadar çok ağladığımdan. Günlerdir yemek yiyemiyorum
Yiğit: ve hepsi senin eğlencen için miydi
Yiğit: tamam dersimi verdin, intikamını aldın. Hazar Denizer'e kimse oyun oynayamaz ispatladın. Oyun oynamak istemedim ki ben.
Okunmayan mesajlar daha da sinirini bozdu
Yiğit: Neredesin acaba, bu sefer nereye kaçtın?
O kadar kolay teslim olmayacaktı karşısındaki Hazar bile olsa. Kimsenin oyuncağı değildi Yiğit.
Fevri hareketlerine devam etti sarışın.
Yiğit: Tuna Bey merhaba ben Yiğit Karcı.
Rahatsız ediyorum bu saatte kusura bakmayınTuna Bey: yok sorun değil, ne istiyorsun
Yiğit: teklifiniz hâlâ geçerli mi diyecektim
Tuna Bey: bak sen akıllı ufaklığa/ Evet tabi İnsan kaynaklarında boş bir yer var. İlgileniyorsan yarın odama gelirsin şartları görüşürüz
Yiğit: Teşekkür ederim Tuna Bey
Hazar'dan
Havalanı otoparkından arabamı alır almaz fabrikaya gitmeye karar verdim. Yiğit aramalarıma ve mesajlarıma cevap vermiyordu.
Son mesajlarında tabiri caizse ağzıma sıçmıştı.Anlaşılan kolay düzelmeyecekti aramız. İkimiz de kırgındık; ama ben affetmeye hazırdım onun aksine.
4. Kata geldiğimde asansörün kapıları açılırken ben de nefesimi tuttum. Çok özlemiştim küçük, yaramaz gün ışığımı
Masasında ise Duygu denen kız vardı şimdi. Masaya yaklaştım ve sakin olmaya çalışarak sordum:
"Duygu,Yiğit nerede?"
"Merhaba Hazar Bey, Yiğit Bey burada çalışmıyor artık"
Şaka olmalıydı duyduklarım. Korkunç bir öfkeyle Tuna'nın odasına daldım ve yakasına yapıştım adamın.
"Seni gebertirim Tuna, Yiğit nerede"
"Nereye koyduysan ordadır derdi annem" dedi Tuna çok eğleniyordu.
"Bana baksana sen, eğlenmenin sırası mı? Kovdun mu çocuğu"
"Hayır, seninle çalışmak istemiyormuş sadece"
Duyduklarım nefes alışını güçleştirmişti. "Nereye gitti diyorum"
"Hiç tanımamışsın o çocuğu ,bir de insan sarrafı geçinirsin. Böyle bir yerden gider mi o küçük sinsi. Ama iyi bir eleman kabul edeyim"
"Doğru konuş"
"Nerede dedim, bir daha sormam Tuna"
"Rica etti ve insan kaynaklarında bir yer açtım"
"Hazar mağdurları olarak dayanışalım dedim Hazar, kötü mü yapmışım" dedi gülmemeye çalışarak
"Sayende kariyer basamaklarını çıkıyor.Sana demiştim sen bi araçsın, o sadece para ve kariyer peşinde"
Bir şey söylemeden Tuna'nın yanından ayrıldım az önce işverenime saldırmıştım resmen, biraz sakin olmalıydım.
Kendimi; ama daha önce Yiğiti düşünmeliydim burda.
Hazar: Yiğit ben döndüm
Yiğit: Hoşgeldiniz bir ihtiyacınız olursa Duygu orda sanırım
Hazar: Sana ve olanları anlatmana ihtiyacım var. Şu an neden böyleyiz?
Yiğit: Olanlar şöyle; sıkıldığınızı,beni istemediğinizi ve başkalarıyla olmak istediğinizi sandım.Beyanlarınız buna yönelikti sanal bir kişiliğe de olsa kendinizi böyle açtınız.
Yiğit: Bense kendimi hırpaladım, çok hırpaladım çok üzüldüm ve değersiz hissettim.
Umarım sunshine'ın intikamını almışsınızdır yeterince canım yandı çünkü.Hazar: sen başlattın
Yiğit: siz de bitirdiniz
Hazar: Biten bir şey yok Yiğit
Hazar: Yanıma gel nolur. Ben gelemiyorum herkesin gözü üzerimdeyken. İK'daymışsın zaten.
Yiğit: Bir süre burdayım yeni iş bulana kadar. Yanınıza da gelemem çalışmam gerekiyor.
Hazar: O kadar uzağıma gidemezsin. Sen de seviyorsun beni
Yiğit: Sizi seviyorum ama kendimi de sevmeliyim
Hazar: siz dedikça canım acıyor
Yiğit: ilk gün telefonunuzu düşürdüğünüzde uygulamanın bildirimini gördüm istemeden. Kullanıcı adını da öğrenince daha iyi tanımak istedim sizi. Bu işte kalıcı olmak istedim paraya ihtiyacım vardı. Hâlâ da var öğrenim kredimi ödemeliyim aileme yük olmadan; yoksa gerçekten durmam burda 1 dakika bile.
Yiğit: Sonra o sitede konuşmadık zaten. Yiğit ve Hazar olarak yaşadık her şeyi. öyle kapansın istedim konu. Daha çok yeniydik söyleyemedim de.
İntikam duygusu kadar tatmin edici olmaz; ama özür dilerim. Sizi kandırmış gibi oldum.Hazar: Ben de özür dilerim güzelim ağlamana sebep olduğum için kendimi affetmeyeceğim
Yiğit: Benim biraz zamana ihtiyacım var sanırım olayları sindirmek için
Hazar: Peki Yiğit, Seni sevdiğimi unutma olur mu?
Yiğit: önce hatırlamam gerekli. Ve ben de seviyorum Hazar,inanır mısın bilmem
Yiğit: İşe dönmeliyim malum burada torpilim yok 😊
Hazar: yandım ben yandım/
Hazar: kolay gelsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.