Kıskanç

3.8K 251 33
                                    

İş hayatı boyunca onlarca kriz yaşamış ve önemli kararlar vermişti Hazar.

Ancak az önceki kriz hepsine bedeldi. Donanımlı ve özgüvenli olmadığı bir konuydu çünkü bu seferki.

Yiğit kendisine seslendiğinde komut almış bir köpek misali çocuğa döndürmüştü bacakları onu.

Acemiydi; ancak çabuk öğrenirdi Hazar. Kendini topladı ve hiçbir şey olmamış gibi Yiğitle muhabbet etmeye başladı.

"Merhaba Yiğit" dedi

"Merhaba Hazar Bey ben sizi görünce şaşırdım da bi an, kusura bakmayın"

"Evet bir değişiklik yaptım" dedi ve gülümsedi çocuğa.

"Sen de uyum sağlamışsın gibi" gözlerini masadakilerin üzerinde gezdirdi adam.

"Öyle oldu"

Sanki yolda karşılan az samimi iki arkadaşmışcasına sessiz kaldılar bi süre.

Hazarın gözleri, Yiğitin karanlığa yakın bu ortamda bile farkedilen mavilerini buldu bi anlığına.Birbirlerini dışarıda ilk görüşleriydi ve biraz garip hissettiriyordu bu durum.

Normalde kullandığından daha yoğun bir parfüm kullandığını farketti çocuğun, alıştığından farklıydı; ama hoşuna gitti yine de. Zaten bu çocuk şaşırtıcı biçimde her şeyi kendine yakıştırıyordu.Az önceki aptallığı bile sevimliydi, kızamadı Hazar.

Üzerlerindeki meraklı gözler azalmışken fırsattan faydalandı. Masadakilere dönerek" iyi eğlenceler "diledi.

Tam uzaklaşırken her şeyden habersiz Bahadır masaya geldi." Biranı getirdim Yiğit diyerek bardağı önüne koydu çocuğun"

Hazar Bey'i farkedince irkildi.

"İyi akşamlar Hazar Bey"deyip yerine oturdu.Soran gözlerle arkadaşlarına bakıyordu şimdi.

Hazar, çocuğa çok sıcak olmayan bakışlar atmıştı. Yiğitle ne ara bu kadar samimi olduklarımı merak etti; ama şimdi ona öldürecekmiş gibi bakan Tuna'nın yanına gitmeliydi.

Tuna'nın anlayamadığı noktaların üzerinden geçmeleri gerekiyordu sanırım bu gece.

Masasına döndü ve en yakın arkadaşı Tuna Bey'in yanına oturdu. Etraftakilerin gördüğü buydu en azından.

"Hoşgeldin Hazar"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hoşgeldin Hazar"

"Hoşbulduk Tuna nasılsın?"

"İyiyim,seni de iyi gördüm rahatlamış gibisin" bakışları hüzünlü gibiydi adamın

"Tunaa lütfen"

"Tamam tamam, ne içersin?"

"Arabayla geldim sadece su."

"Alkolsüz kokteyl yaptırabilirim"

"İstemiyorum Tuna sağol" ve fısıldadı "kızgınken bana iyi davranmana gerek yok."

"Neden geldin" dedi yeşil gözlü adam dişlerinin arasından

"Değişiklik istedim olamaz mı"

"Ani değişiklikleri sevmem, risklidir"

"Risk analizini çok iyi yapan bir yöneticiyim unuttun mu Tuna?"

Cevap vermeden önüne döndü ve içkisinden büyük bir yudum aldı adam.

Canlı müzik gecesiydi bu gece. Orkestra hazırlıklarını yapmaya başlamıştı yavaş yavaş.Bir süre sonra da solist yerine geldi ve Tuna'ya selam verdi.

"Hepiniz hoşgeldiniz. Bu akşam aramızda Öztaş holdingin çalışanları var. Tuna Bey siz de hoşgeldiniz. İlk şarkı sizin için geliyor her zamanki gibi" dedi kadın.

Tuna Bey buranın müdavimiydi ve önemli bir simaydı herkesin anladığı gibi.

Kadın orkestrasına döndü bir şeyler söyledi ve şarkıya girdi.

Hüzünler başıma vurdu yine

Sevginin çıkmaz yollarında senin dolaylarında

Sana dair hasretim yüzyıllardan kalma

Aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında

Orda her kiminleysen belki sevgilinleysen

Söyle kumralım için sızlamaz mı

Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti

Söyle kumralım benim adım neydi

Etrafımdaki hafif çakırkeyflerin aksine Yiğit ayıktı.Hatta kafası biraz fazla çalışmaya başlamıştı sanki.

Kumralım, Tuna beyin bütün gece kendisine attığı kötü bakışlar,Tuna Beyin şarkı sırasında Hazar Bey'e bakışları,Tuna Bey sarışın,Hazar Bey kumral, toz bulutu en yakın arkadaşıyla sorun yaşıyor, en yakın arkadaşına aşık olmak...

Parçalar üzerine yağıp puzzleı oluşturmuştu şimdi. Tuna ve Hazar Bey mi?

"Hasiktiiir"dedi sesli biçimde. Masadaki bakışlar ona döndü

"Noldu oğlum" dedi Gökhan. Çoktan sarhoş olmuştu adam.

"Hiç aklıma bir şey geldi de işle ilgili. Yapmayı unuttum. ondan" diye bir şeyler uydurdu elinden geldiğince.

"Hazar Bey'in asistanı işte bee. Burada bile iş düşünüyor" dedi Yeşim ve hepsi gülüştüler.

Hazar Beyin asistanıydı hatırlattıkları üzere. Hazar Bey'i kıskanamazdı, günışığı olarak toz bulutunu bile kıskanamazdı. İçindeki kıskançlık duygusunun farkındalığıyla rahatsız oldu.

" Sadece bir hayranlık abartma" dedi kendi kendine

Batuhan'ın masa üzerindeki paketinden bir sigara aldı ve "sigara içmeye çıkıyorum" dedi diğerlerine.

Ona katılan olmasın diye hızlı hareket etti. Hırsını merdivenden alırcasına sert adımlarla mekanın teras bölümüne gitti.

Sigarayı bırakalı çok olmuştu aslında ayda yılda bir stres anlarında içerdi. Şu an çok sinirliydi, kendisineydi siniri. Sigarayı ağzına koydu ve bir küfür döküldü dudaklarından, çakmak almayı unutmuştu. Sakinleşmek için boşta kalan elini boynuna koyup masaj yapmaya başladı.

Açılan teras kapısının çanından çıkan ses dikkatini çekti sonra.

"Sigara içtiğini bilmiyordum" diyen ses ise çok tanıdıktı. Hazar Bey karşısındaydı. Gülümsüyor ve çakmağını ona uzatıyordu şimdi.

 Gülümsüyor ve çakmağını ona uzatıyordu şimdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.










Gün Işığım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin