Çocuğu beklerken odanın içinde sabırsızca sağa sola yürüyordu Hazar.
Çok özlemişti. Birkaç gün tenine dokunmazsa, kokusunu içine çekemezse çıldıracak gibi oluyordu. Hayatı boyunca mantığını ön plana çıkarmış, kendi faydası ve konforu dışında bir şey düşünmeyen biri olarak kendini aşka emanet etmişti.
Doğru insanla olunca teslimiyet en büyük konfor değil miydi?
Kapı çalınınca oraya döndü ve gün ışığının ofisine doluşunu keyifle izledi.
"Bu yapay ışıklardan sıkılıyorum Yiğit sadece senin ışığınla aydınlansın hayatım" dedi
"Gel buraya" dedi kollarını açıp. Olanca tutkusuna ve çocuğun tenine bağımlı gibi oluşuna rağmen duyduğu şefkat ve sarmalama isteğine engel olamıyordu böyle sık sık. Öyle masumdu öyle düzgün biriydi ki Yiğit. Hayranlığı her geçen gün artıyordu adamın.
Çok özledim güzelim diyerek dudaklarına yapıştı. Yumuşak dolgun dudakları emerken bir diğer tutkusu olan derin mavi bakışlardan mahrum kalamazdı.Anın büyüsüyle gözlerini kapatmış çocuktan talepte bulundu.
"Gözlerini aç lütfen bana bak Yiğit"
Çocuk denileni yaptı yarı açık baygın gözlerle adama bakabildi.
"Çok güzelsin sevgilim diyerek öpüşmeyi derinleştirdi Hazar" Ceketini çıkarması için teşvik etti Yiğiti. Sonra pantolonuna geldi sıra onu da indirip soydu çocuğu.
Boxerını alayım yavrum dedi muzip bir ifadeyle
"Gömleğin hariç her şeyi çıkar olur mu"
"Olur" dedi yutkunarak
Hazar altı tamamen çıplak çocuğu kucağına alıp masasına oturttu ve burada öpmeye devam etti.
Elini bacak arasına götürüp okşamaya başladı dokunuşlarından etkilenen çocuk kendini tutarak kısık kısık inliyordu şimdi. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi sesli nefesler alıyordu. Hazarın üzerindeki etkisi buydu işte, delirticiydi adam.
Manzarasının güzelliğine güzellik katmak için çocuğun gömleğini tuttu ve düğmeleri kopartacak bir güçle önünü açtı. Cam yüzeyli masaya düşüş sesleri duyuldu düğmelerin.
Sadece beyaz ve önü açık gömleğiyle hayal edemeyeceği güzellikteydi Yiğit. Kendini hep şanslı sayardı Hazar; ama erken konuştuğunu anlamıştı Yiğite aşık olmak en büyük şansıydı.
Çıplak göğsüne saldırdı adeta. Meme ucunun birinde dilini gezdirdi elinde de çocuğun sertleşmiş aleti vardı. Diğer memeye geçip ucunu ısırdı. Nazik davranamıyordu bazen. Çıldırmış gibi istiyordu onu. Eli daha da hızlanırken kulağına fısıldadı "boşalma sakın"
"Tamam"diyerek dudaklarını ısırdı Yiğit. dayanması çok zordu.
Çocuğu geriye yatırdı "bacaklarını kendine çek ve deliğini göster bana"dedi. Yiğit denileni yapınca başını bacaklarının arasına gömdü bacak içlerinden başlayarak öpmeye başladı, kasıklarına gelince dili daha aktifti. Testilerinini ağzında aldı ve penisini boylu boyunca yalayıp çocuğu kendinden geçirdi.
Sarışının boşalacağını hissedince geri çekildi, ağzını çocuğun deliğine dayadı ve sert dil darbeleriyle uyarmaya başladı küçük deliği.
Yiğit sesini bastırmak için eliyle ağzını kapatmıştı artık.
Son olarak daha fazla bekletmek istemediği sarışının seyiren aletini ağzına aldı ve takdir edilesi bir ağız işi performansıyla boşalttı.
Spermlerini yutarken bundan bu kadar hoşlanmasına şaşırıyordu. Yiğit masada bitkin şekilde uzanırken gözleri Hazardaydı.
"Sen boşalamadın" dedi sarışın
"Bu kadar kolay bırakır mıyım seni sevgilim" diyerek göz kırptı deri koltuğu işaret etti Hazar.
1 saat kadar sonra istemeseler de ofisi terk etme zamanları gelmişti. Temizlik saati geliyordu yakalanabilirlerdi.
Düğmeleri olmayan ve hafif yırtılmış gömleğini giymek istemeyen Yiğit üzerine sadece ceketini geçirdi.
"Arabayı binanın önüne getiriyorum güvenlik seni böyle görmeden" eliyle çocuğun çıplak göğsünü işaret ediyordu
"Gömleğin faturasını yollarım Hazar" dedi sevgilisine
"Mağazalar senin yavrum" dedi adam göz kırparak. Neyi varsa onundu, tüm bedeni tüm varlığı Yiğitindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.