Red Velvet

3.6K 241 45
                                    

Yiğit'ten

Ayaklarım geri geri gitse de Red Velvet denen mekanın kapısındaydım şimdi. Gece çıkmayalı çok olmuştu. Etrafı garipseyen bakışlarla süzdüm ve böylece kapıdaki güvenliğin dikkatini çektim.

Bana resmen tip tip bakıyordu, bu iri yarı ve dövmeli adam.

"Öztaş Holdingin etkinliği için gelmiştim" dedim rahat olmaya çalışan bir şekilde.

"Buyrun efendim" diyerek yol açtı bana cüssesinin aksine kibar bir tavrı vardı

İçeri girerken gece hayatını özlemeyen bünyem loş ışığa ve sese tam adapte olamamıştı. Yerinde zıplarcasına el sallayan Yeşimi güçlükle farkettim, ekip olarak sahneye yakın masalardan birine oturmuşlardı.

Burak,Aslı,Yeşim,Pelin,Gökhan ve Bahadır insan kaynakları gerçekten tam kadroydu. Beni herkes Hazar Bey konusunda uyarmıştı; ama Tuna Beyi es geçmişlerdi anlaşılan. İnsanların eğleneceği zaman ve mekana bile karar veren bir patronumuz vardı demek.

Burakla merhabalaştık. "Umarım doğru mekana gelmişimdir" dedim.

Kahkahasına engel olamadı. "Endişelendim senin için ama neyse iyisin"dedi sıcak bir şekilde.

Aslıyla ve diğer kızlarla sarıldık. Beni gerçekten kardeşleri gibi benimsediklerinden rahatlıkla ve bolca iltifat ediyorlardı. En son gömleğim övülürken ellerinden kurtuldum.

Gökhan beni süzüp "ooo oğlum şöyle yakışıklı herifleri almayın şu işe ya" diye söylendi ve göz kırptı.

İltifatlar beni utandırıyordu ve kıpkırmızı olmuştum; neyse ki ortamın ışık düzeyi kusurları örtmeye çok müsaitti.

Son olarak Bahadırla tokalaştık. "Hoşgeldin yol arkadaşım" dedi ve yanındaki boş sandalyeye yerleştim.

Hatır sorma ve sembolik ilk muhabbetler (trafik,hava,mekan seçimi) bittikten sonra herkes kendi arasında muhabbete döndü. Ben de Bahadırla konuşurken bir yandan da etrafa bakınmaya başladım

Tuna Bey'i görünce ne yapacaktım acaba? Şimdiden çok gerilmiştim.Müdürlerimiz ayrı bir masada oturuyordu. Gece kulübünde de hiyerarşi demek...

Düşüncelere dalmıştım ki Bahadır omuzuma dokunarak ne içeceğimi sordu.

"Bilmem ki çok alkolle aram yok; ama bira alıp size eşlik ederim."dedim. Az tanıdığım insanların yanında sarhoş olmazdım.

"Tamamdır" dedi Bahadır. "Kızlar size rakı. Şefime vodka tonik, Sir Burak sizin de şarabınız geliyor"

"Dikkat et dandik vodka vermesinler"dedi Gökhan

"Güven kardeşine,tanıdık mekan demiştim" dedi Bahadır. Yardımsever bir çocuktu.

"Taşımana yardım etseydim" diye teklifte bulundum. Kalabalıktık çünkü.

"Otur Yiğitcim bizim departmanda kuraldır: içkileri çömezler alır Bahadır görevini biliyor." diye açıklama yaptı Yeşim.

"Senin daha zamanın var, sen de getirirsin merak etme Yiğit" dedi Aslı anlayışlı bir şekilde.

Birden herkeste bir hareketlenme oldu. Yanında iki adamla Tuna Bey görünmüştü kapıda.

"Korumalarını almış yine" dedi Pelin.

"Kim ne yapacaksa buna" diye homurdamdı Gökhan. Ağır adımlarla müdürlerin olduğu masaya yöneldi Tuna Bey.

Assoslist misali, yanından geçtiği biz maaşlı kölelerine "iyi akşamlar"diyerek ilerliyordu.

Masasında da müdürler tarafından yalakalıkla pardon saygıyla karşılandı.Garson hemen içkisini getirmişti. Zengin olduğundan emin olmayan varsa şüphe bırakmayacak şekilde giriş yapmıştı yani mekana.

Bar kısmında ise sıra vardı, Bahadır ilk önce kızların rakılarını getirdi. Sonra diğerlerini almak için geri döndü

Ve bu sırada oluşan sessizlik ve şaşkınlığı farkedemedi Bahadır. Herkes suratında nasıl yani ifadesiyle Hazar Bey'e bakıyordu. Adam kollarını sıvadığı lacivert gömleği ve açık renk pantolonuyla göz alıcıydı.Bakışlara rağmen özgüvenli şekilde yürümeye devam etti. Takım elbise dışında bir şey giydiğinde de çok iyi göründüğünü kabul etmeliydim.

"Hazar Bey'i eğlencede gördüğüme göre rahatlıkla emekli olabilirim"dedi Yeşim

"Dünyanın sonu geldi,kesin geldi"

Hazar Bey müdürlerin masasına doğru ilerliyordu şimdi, başıyla masalara kibarca selam verip geçiyordu.

Bizim masanın yanından geçerken beni farketmediğini düşündüm yüzü ifadesizdi. Onu burda görmenin de şaşkınlığını yaşıyordum şimdi. Resmen günışığına verdiği sözü yerine getirmişti.Hem mutlu oldum,hem de biraz buruk hissettim sebebini bilmediğim bir şekilde.

İlk karşılaşmalarında Kanuni'nin arkasından "Sultan Sülümaan" diye seslenip dikkatini çeken Hürrem misali adama seslendim aniden "Hazar Beeey."

Soğukkanlı bir şekilde bizim masaya geri döndü ve yanıma geldi. Yakın masalardaki herkes ikimize bakıyordu şimdi. Özellikle de Tuna Bey'in bakışındaki aşağılamayı hissettim adam bana takmıştı resmen.

Bir çuval inciri berbat etmiştim sanırım. Dikkat çekmemem konusunda da uyarılmıştım üstelik. İşten kovulmayan çocuk yine showunu yapmıştı. Şimdi şuraya bayılsam bi çözüm olur muydu acaba?

 Şimdi şuraya bayılsam bi çözüm olur muydu acaba?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yiğit☀️☀️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yiğit☀️☀️

Gün Işığım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin