Koltuğunda oturmuş alçılı ayağını pufun üzerine koymuş ,60larının sonlarındaki, gri saçlı, zarif kadının gözleri oğlunun üzerindeydi.Endişeli gözlerle bakarak sordu
"Hazarcım çok düşüncelisin geldiğinden beri. İştahın da yok oğlum.Neyin var?"
"İnkar edip gizleyemeyecek kadar kötüyüm anne"
"Anlat hadi, işle mi ilgili yoksa?"
"Hayır. Bu sefer gönül işleri. Biri var."
"Tuna deme şuraya bayılırım bak"
"Değil değil merak etme. Tunayla arkadaş bile değiliz artık"
"Rahatladım şimdi, yıllardır aklım çıkıyor kafanı karıştıracak diye."
"Kim o zaman bu kişi? Bana anlatacak kadar yakmış seni belli"
"Yiğit. Asistanım"
"Oğlum ketumluğuna alışkınım da iki kelime nedir artık insaf. Asistanın Yiğit nasıl biri anlatsana"
"Bir iddia uğruna uygun olmadığı bir işe aldım onu. Aklına yatmayan, haklı olduğunu düşündüğü her şeyde meydan okudu bana. Cesaretinden etkilendim elimde olmadan. İşleri de çabuk kavrayınca kaldı yanımda. Öyle güzel ki anne. Gün geçtikçe bağlandım görmeyince güneş doğmamış gibi hissediyorum."
"Aşık olduğunu da gördüğüme göre huzur içinde ölebilirim yavrum"
"Allah korusun annem o nasıl söz ya"
"Aşıksın yani" diye güldü kadın
"Öyleyim"
"O peki? Bu hikayenin hüzünlü kısmı nerede başlıyor Hazar?"
"Düne kadar evet derdim aslında. Sonra bir şey öğrendim. Bi uygulama var kimileri sevgili bulmak için kullanıyor ben çok yalnız hissettiğimde sohbet için açmıştım."
"Nasıl olduysa beni orda bulmuş ve başkası gibi konuşuyormuş bir süredir.
Kandırılmışım yani. Üstelik ona aşık olduğumu söylediğimde bu oyunu bitirebilirdi ama bitirmedi. Sevdiğinden böyle bir şeyi saklaması bilemiyorum...""Kimselere güvenmezken ona güvendim kalbimi açtım. Şimdi ağır geliyor bana bu yalanlar"
"Bunu onla konuştun mu peki oğlum"
"Hayır"
"Ve buraya kaçtın ha?"
"Kaçmadım seni görmeye geldim"
"Hadi ordan yalancı. Annecim aşk çok güzel bir şey yakaladın mı bırakma sonra benim gibi yalnız kalır özlemini çekersin."
"Siz de babamla aşıktınız ne oldu sonra" alaycı sırıtışıyla sordu Hazar
"Baban herkese aşık olabiliyormuş nerden bilecektim" dedi kadın.
"Yine evleniyormuş babam"
"Aman boş durmasın"
"Noldu sultanım kıskandın mı?"
"Bu saatten sonra babana katlanacak bir kadına sadece üzülürüm oğlum"
" Bana bak konuyu dağıtma çocukla konuşmadın buraya kaçtın ha. Anne sütü de aldın yeterince ama neden böylesin sen Hazar?"O zaman devamını hiç dinleme" dedi ellerini başına koyarak.
"Kırık bileğimle eve hapisim bolca vaktim var dinliyorum"
"Ona bir ders vermek istedim. Hazar Denizerliğim tuttu işte. Beni işlettiği hesaba buluşma teklif ettim."
"Neeee Hazar sen gerçekten babanın oğlusun bu yanlış kararları başkası veremez.O ne dedi?"
"Bilmiyorum muhtemelen aldatıldığını düşünüyor"
"İnsan sevdiğini üzmez Hazar, özür dile kendini açıkla lütfen ve çocuğu benimle tanıştır. Seni böyle yapan kişiyi tanımak isterim."
"Samimiyetini sorgulamadan edemiyorum artık bir kere yalanını yakaladığın birine nasıl güveneceğim"
"Kalbini dinle sadece oğlum"
Annesi iyice kafasını karıştırmıştı. Suçlu olan o muydu ki özür dilesin. Yiğit hâlâ kaçak güreşiyor ve itiraf etmiyordu.Yalanına öyle sıkı bağlanmıştı ki Hazara sitem bile etmiyordu yakalanmamak için.
Bir yandan da Yiğitsizlikten kafayı yemek üzereydi. Çocuk muhtemelen çok üzgündü, bunu düşündükçe mahvoluyordu. Yiğiti üzmeye kıyamazdı o. Uçak biletini almak için bilgisayarını açtı; ancak öncesinde acilen bir çiçek göndermesi gerekiyordu.
Ayçiçeklerinden oluşan bir buket seçti ve bir not yazdı
Nazım sevdiğini biliyorum gün ışığı. Her şeyi biliyorum artık ve Seni Seviyorum.
Tozbulutu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
Fiction généraleKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.