Yiğit'ten
Şirketimizin geleceği için kritik öneme sahip sinek kovalama işim bittikten sonra Hazar Bey'e yemeğe çıkacağımı haber verdim.
Çıktı alma işini yemekten sonra halledecektim. Sabahki huysuz hali yoktu denge sembolü patronumun. Daha sakin bir moddaydı.
Yemekhaneye indim ve Yeşimlerin masasına yerleştim. Havadan sudan konuşarak bozuk moralimi biraz yerine getirmişlerdi, onlar bilmeseler de minnettardım hepsine.
Ama iştahım kaçmıştı bir kere. Zar zor birşeyler yiyebilmiştim. Beğendiğim adam tarafından aşağılanmak çok gurur kırıcıydı. İlk günlerdeki halinden daha sert değildi aslında; ama ona karşı hislerim olunca işler değişmişti işte.
Hazar Bey: Yiğit odama gelir misin?
Yiğit: Tabi Hazar Bey
Hazar'dan
Kapıyı çaldı ve ciddi bir ifadeyle girdi odama. Hâlâ bozuktu aramız,hatasını fark etmesini ve samimi bir özür bekliyordum. Daha doğrusu beni fark etmesini istiyordum galiba.Bu uğurda biraz çocukca davranmış olabilirdim.
Benim evhamı abartıp yaptıklarım onu ilgilendirmezdi elbet; ama ricamı yok sayıp beni geçiştirdiği fikrini sindirememiştim.
Önümde yığılı raporlar varken uğraştığım şeyi biri görse delirdiğimi düşünebilirdi.
"Buyurun ne istemiştiniz" Gülümsemesini benden esirgiyordu. O gülmeyince günümün de keyifsiz geçtiğini fark ettim.
"Ortaklık kuracağımız Paksan firmasından belgeleri alıp bana getirmen gerekiyor."
"Kargoyla yollasalar olmuyor muymuş?"
"Önerin için teşekkürler Yiğitcim; ama önemli belgeler. Postada kaybolma veya sanal ortamda kopyalanma riski istemiyorlar"
"Hayırdır uyuşturucu işine mi giriyoruz" diye sordu çocuk ters bir şekilde.
Dayanamayıp güldüm, Yiğit ise gayet ciddiydi . Restimi görmüştü ve benim gibi oynuyordu o da oyunu. Dişli çocuktu.
"Tamam giderim" dedi. "Ben yokken yerime eziyet edebileceğiniz birini bulmamı ister misiniz?"
"Birincisi kimseye eziyet etmiyorum"
"İkincisi senin yerini tutmaz"
Bir tepki bekleyerek yüzüne baktım, dünyanın en güzel duvarıydı ifadesiz yüzü.
"İzninizle" deyip kapıya yöneldi.
"Şirket araçlarından birini al" diye seslendim arkasından.
Yiğit'ten
"Dengesiz herif" diye söylendim otoparka inerken.Derdini de anlayamıyordum. Şimdiki değişik tavrını da.
Danışmadan anahtarını aldığım beyaz şirket arabasına bindim,navigasyona Paksan yazarak yola çıktım. Bugünün daha da kötüleşmeden bitmesini umuyordum. Müzik dinleyerek sakinleşmeye çalıştım
Belki de yanlışım zaman zaman
Belki de hasretim o sevgine
Belki de doğruyum zaman zaman
Öylesi yalnızım ben her gece
Ama suç bende
Sever gibiyim
Gel benim ol da
Rahat edeyim40 dakikalık yolculuktan sonra firmaya ulaşmıştım. Bizimki,pardon Tuna Beyinki kadar olmasa da büyük bir fabrikaydı.
Danışmadan ziyaretçi kartımı aldım ve söyledikleri kata çıktım.
Kader ortağım,meslektaşım asistan kıza kendimi tanıttım. "Bir saniye bekleteceğim" diyerek telefonla müdürüne haber verdi
"Buyurun, Mert Bey sizi bekliyor"
"Tatsız güne tatsız isim yakışırdı" diye düşünüp ofise yöneldim.
Kapıyı çaldım ve ayağa kalkmış beni karşılayan takım elbiseli adama şokla baktım.
"Mert ne işin var burada"
"Merhaba Yiğit" dedi gülümseyerek. Gülümseyişine verecek bir karşılığım yoktu.
"Otur lütfen" hâlâ şaşkındı o da
Bir an önce işim bitsin istiyordum o yüzden gösterdiği koltuğa oturdum.
"Ne içersin? Bitki çayı söyleyeyim"
"Papatya iyi olur, sinirlerim yatışsın"
"Mizahını hep sevdim Yiğit"
"Neden buradasın, bu bir şaka mı?"
"Kendini fazla önemsiyorsun Yiğitcim,ben burada çalışıyorum bir süredir. Korhan Amca tecrübe kazanmamı istedi, onun yanında torpille yükselmemi istemiyor"
"Sana göre fazla dürüst bir üvey baban var"
"Sarı kedinin tırnakları yine meydanda" dedi laubali bir şekilde
"Bir daha o lafı duyarsam senin için kötü olur"
"Nefretinde hiç azalma yok ha. Başbaşayız kus nefretini"
"İçimde yaşayıp seninle daha az muhatap olmayı planlıyorum"dedim
"Sen yönetici asistanı mı oldun yani eğitimine yazık değil mi?" diye sordu birden
"O kadar basit değil; ama seni de ilgilendirmez."
"Ben yine de insanlığımı yapayım Yiğit, istiyorsan bizimkilerle konuşayım daha iyi bir iş ayarlasınlar"
"İnsanlık ve sen mi? " gülmeden edememiştim.
"Yine susacağım Yiğit.Beraber çalışacağız yani bu birleşme için. Güzel tesadüf"
"Ya sorma. Belgeleri ver de gideyim"
Masanın üzerindeki klasörü uzattı. "Kopyalanmaya karşı hassasız tekrar hatırlatayım."
"Anladık" diyerek yerimden kalktım ve elimde klasör hızlı adımlarla binayı terk ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım (BxB)
General FictionKaprisli ve sıklıkla asistan değiştiren patronunuzun gay flört uygulaması Rainbow'daki kullanıcı adını tesadüfen öğrenirseniz ne yaparsınız? Yiğit onu daha iyi tanıyıp gözüne girebilmek için fake bir profil yaratacaktı.