Demi the Daredevil - Paranoia on Main Street
◇◇◇
Gözlerimin siyah bir kumaşla kapatılmış olmasından mıdır, bilmiyorum, diğer duyularım hiç olmadığı kadar aktifti.
Dominic'in sırtımda inip kalkan göğsünden yayılan sıcaklık serin havaya rağmen beni bir ateş gibi yakıyordu. İki gündür yoldaydık ve bu iki gün oldukça hareketli geçmişti, arkamdaki adamın leş gibi ter kokması gerekirken burnuma dolan kokusu kötü olmaktan çok uzaktaydı. Hatta attan inince bu kokuyu almamaya nasıl alışacağımı şimdiden sorgulamaya başlamıştım.
Uzaktan duyduğum şelalenin sesi iyice yakınlaşmıştı. Muhtemelen hemen yanından geçiyorduk, cesaret edip yüzümdeki bandı indiremiyordum. Dominic'in fark etmeme ihtimali yoktu.
Sessiz yolculuğumuz yarım saate yakın sürmüş olmalıydı, atların ayak sesleri yankılanmaya başladığında toprak yolda değil, insan yapımı bir yolda olduğumuzu tahmin etmiştim. Eğer biraz daha etrafımı göremezsem meraktan aklımı kaybedebilirdim.
"Etrafı görememek insanda oldukça garip etkiler yaratıyor, öyle değil mi?" Dominic'in içimden geçenleri duymuş gibi kulağıma eğilip o derin sesiyle fısıldamasıyla birlikte vücudumdaki bütün tüyler havaya kalktı. Ürpermemi fark etmiş olmalıydı ki sessiz, kısa bir kahkaha attı. "Ben de öyle düşünmüştüm, minik fare."
"Seni sadece üç gündür tanıyorum ve bu üç gün senden iliklerime kadar nefret etmem için yeterli oldu, Dominic."
"Nefret güçlü bir duygu, Beatrix. Bunu kabul edebilirim."
Diğer üç Vox üyesi kahkahaları tutmaya çalıştıklarında bu muhabbeti duyacak kadar yakınlarımızda olduklarını tahmin etmemiştim.
Sonunda atlar yavaşlayıp durduklarında gelmemiz gereken yere ulaştığımızı anladım. Dominic gözlerimdeki bağı açıp attan aşağı indiğinde ışığa alışabilmek için kıstığım gözlerimi hızla kırpıyordum.
Tamamen taştan örülmüş duvarın ortasında demir işlemeleri ağır bir kapının önündeydik. Kapının üzerinde Vox'a ait olduğunu bildiğim o tanıdık sembol vardı. Süslü bir üçgenin içerisinde kenarlardan dışarı taşan bir daire ve tam merkezinde güneş ışığı yayıyormuş gibi çizgilere sahip olan bir hilal figürü.
Atları buraya kadar getirmelerini garipsemiştim, zemin her ne kadar taştan örülmüş olsa da yeraltında olduğumuzu anlamam zor olmamıştı. Basık, rutubetli bir hava vardı. Dominic'i takip ederek attan inip arkama dönüp baktığımda karanlık bir tünelden daha fazlasını göremedim.
Dante kapıya yaklaşıp kaldırdığı yumruğuyla üç kez sertçe vurunca demir kapı büyük bir gürültü çıkararak içerde bekleyen biri tarafından açıldı. Hepimize hızlıca göz attıktan sonra içeri girmemiz için kenarı çekildi. Boydan boya silahlara bürünmüş, tıpkı diğer herkes gibi siyah kıyafetlerinin üzerinde hafif zırh taşıyan bir adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar ve Suikastçılar
FantasyBeatrix DeMarcus, bir prenseste olmaması gereken her şeye sahiptir. Bütün hayatını yüzünü bir tülün arkasına gizleyerek yaşamak zorunda olan Beatrix'in kendine ait bazı gizli kaçamakları vardır. Geceleri saraydan kaçıp, hızla tırmandığı duvarları a...