16. Ekip İşi

1.9K 199 54
                                    

Zayde Wølf - Born Ready

Staring at the pressure now.
I won't quit, not backing down.
I was born, born ready.

◇◇◇

Dominic gerçekten hasta ruhlu bir insandı. Artık buna emindim. O, kaostan beslenen, kargaşadan zevk alan bir ahmaktı.

Ancak... Zeki bir ahmak. Oldukça yetenekli, zeki bir ahmak.

"Sol!"

Yönümü sola çevirip, birbirine yakın olduğu için şükrettiğim diğer evin çatısına atladım. Yakınımıza bir ok daha düştü, ne yazık ki korkacak bir vaktim yoktu.

Dominic'in zihni binlerce parçaya bölünmüş olmalıydı. Bir yandan şehirden çıkabileceğimiz yöne doğru ilerlememizi, bir yandan da okların hedefi olmamamız için oldukça karışık bir yol izlememizi sağlıyordu. Ekibin geri kalanının nerede olduğuna dair bir fikrim olmasa da, Dominic'in bir şekilde onu da takip ettiğine emindim.

"Sağ çapraz!"

Bahsettiği yöndeki iki metrelik yüksekliğe tırmanıp, kendimi diğer evin çatısında buldum. Bir ok, sadece bir adım önüme saplandığında anlık bir korkuyla ağzımdan kaçırdığım küfür en azından adımlarıma engel olmamıştı.

Ardından bir ok daha çok yakınıma düştü. Önümdeki diğer ev, atlayamayacağım kadar uzağımdaydı. Aklıma gelen ilk şey oklardan kaçabileceğim bir alan bulup oraya girmekti. Ancak görünürde öyle bir yer yoktu.

"Beatrix, hemen aşağı atla!"

Dominic'in bağırışı ile kendime geldim. Aşağı inmemi istemiyordu, aşağı atlamamı istiyordu. En az üç katlı bir evin tepesinde olmalıydık. Bu sadece çılgınlık olurdu.

"Sen delirdin mi?" Diye bağırdığımda çatının bittiği noktaya yaklaştığım için mecburen koşuşumu yavaşlatmıştım. Bir ok daha ayaklarımın dibine saplandı.

Cevap vermedi. Hissettiğim son şey, sırtıma vuran o koca eliydi. Ve bir anda kendimi çatıdan aşağı düşerken buldum. Tepki verecek vaktim bile olmamıştı, ne çığlık atabilmiştim ne de bir yerden tutunmak için elimi kaldırabilmiştim.

Sımsıkı kapattığım gözlerim, kendi ölümüme şahit olmamak içindi. Bana sonsuzluk gibi hissettiren o düşüşün ardından bedenim sert bir zeminle değil, koca bir saman yığını ile buluştu.

Kısa bir an ölmediğimi sindirmeye çalışırken, hemen yanıma düşen Dominic'in koca bedeni ile kendime geldim. Tabii, o benim gibi bir çuval misali değil, sanki her gün böyle bir atlayış yapıyormuş gibi oldukça rahat bir şekilde inmişti.

"Seni ahmak!" Diye tısladım. Saman yığınının içerisinde ayağa kalkmak için yalpalanıyordum. "Ölebilirdim!" Omzuna sertçe vurmak için kendimi hazırladığım an, vücuduna saplanmış olan oku gördüm.

Hırsızlar ve Suikastçılar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin