9. Altumar Yolları

2K 217 59
                                    

Negative 25 - ARE WE HAVING FUN YET?

◇◇◇

"Yalnızca Vox elçisi olarak teslim görevine gidiyorsunuz." Victor'un benden basit bir paketmiş gibi bahsetmesi midemi bulandırmıştı. "Kimseyi öldürmek, olay çıkarmak yok. Önden gidip yolunuzu temizleyecek bir ekibiniz yok. Yalnız başınasınız, gözünüzü dört açın."

"Tahmin edemeyeceğin yerlerimde gözlerim var, Victor. Sorun çıkmayacak." Dedi Dominic, kendinden emin bir tavırla. O gözler her neresindeyse her birini tek tek oymak için gönüllü olabilirdim.

Dördünün tam ortasındaydım. Rufus'un beni Altumar'a götüreceklerini söylediği günden beri ihtiyaçlarımı karşılamak dışında hiçbir şekilde odadan ayrılmamıştım. Dominic ile kurduğum bütün sayılı diyaloglar ölüm tehditleri ve küfürlerden ibaret hale gelmişti.

Vox'un çıkış kapısının önünde, Victor'un ekibe verdiği son talimatları dinliyordum. Bu adam ruhsuz piçin tekiydi, bundan artık emindim. Ölüme yolladığı kadının gözlerinin içine bakma gereği bile duymadan talimatlarını saydırmaya devam ediyordu.

Bar köşesinde beni izleyen sarışın kadın görüş açıma girince başımı çevirip bakışlarına karşılık verdim. Kadını hatırlamam zor olmamıştı. Kafes dövüşü gecesinde gelip Rufus'a hakaret eden kadındı, April.

Kollarını önünde bağlamış, adeta tiksinerek beni izliyordu. Komik olduğunu düşündüm, benden nefret etmesi için hiçbir sebebi yoktu. Yanına gelip, aynı şekilde bize bakmaya başlayan adamın kulağına bir şeyler fısıldadı. Bu fısıldaşmanın sonunda adam önce Dominic'e, ardından bana küçümseyici bir gülümsemeyle baktı.

Bu bakışmanın sonunun geldiğini düşünerek dikkatimi tekrar konuşmakta olan Victor'a verdim. İçimden bir ses anlattığı her şeyi ekibin zaten bildiğini söylüyordu. Geçeceğimiz yollardaki tehlikelerden, karşılaşma ihtimalimiz olan yaratıklardan bahsediyordu. Geceleri geçireceğimiz yerler dahi önceden planlanmıştı.

April ve yanındaki adam yanımıza doğru yürümeye başladığında dikkatim tekrar dağıldı. Dominic onlara doğru bakmıyor olmasına rağmen duruşu tehditkar bir hal almıştı, geldiklerinin farkındaydı. Omuzlarını iyice dikleştirmiş, çenesini kaldırmıştı.

"Dominic ve köpekleri... Yeni yavrunuzu teslim etmeye mi gidiyorsunuz?"

Dominic, adama doğru yavaşça kafasını çevirip sıktığı dişlerinin arasından konuşmaya başladı.
"Ağzından ikinci bir yavru kelimesi çıkarsa çeneni kırıp eline vereceğim, Calvin."

"Köpekte sorun yok yani..." diye fısıldayan Rufus'u duyan tek kişi olduğum için şükrettim. Tam olarak Dominic ve Rufus'un arasındaydım, yiyeceği herhangi bir yumruğun kazara hedefi olmak istemezdim.

"Şşh, sakin." Diyerek iki kolunu yanına doğru açtı. Calvin, Dominic kadar olmasa da epey iri bir adamdı; yine de Dominic'in yanında cılız gözüküyordu. "Sadece size iyi dileklerimi iletmeye geldim."

Hırsızlar ve Suikastçılar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin