7. Dominic'in Biberi

2K 215 52
                                    

Ethan Gander - Dream.wav

I once met a man in a dream one night,
Who seemed to have nothing to lose.
Oh, his eyes were like two red, fiery pits.
He stumbled up to me like he'd, had a few.
He looked me in the eyes, and without a word.
He saw right through my soul.

◇◇◇

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

◇◇◇

Dövüş bitiminde kalabalık o kadar agresifleşmişti ki, Rufus beni alandan çıkarabilmek için iki kişiyi yumruklamak zorunda kalmıştı.

Ev olduğunu kabul etmedikleri grup karargahlarına geri döndüğümüzde Dante bizi öfkeli gözlerle karşılamıştı. Rufus'un beni dövüşe götürmüş olmasından memnun değildi; anlaşılan misafirlik ve tutsaklık arasındaki sınırı olması gerektiğinden daha çok geçmiştim.

Koltuğa oturup bacaklarımı kendime çekmiş, hemen önümde her an bir kavgaya tutuşmak üzereymiş gibi tartışan Rufus ve Dante'yi izliyordum.

"Dominic gelince ne yapacak sanıyorsun? Seni toplarından duvara asacak, Rufus!"

"Dövüşü asla kaçırmayacağımı hepinize söyledim, eğer bunu gerçekten dert ediyorsan gelip sen bakıcılık yapsaydın!"

"En azından Beatrix'in üzerine kapıyı kilitleyip gidebilirdin, aptal."

"Dominic gözümü üzerinden ayırmamamı söyledi, bunu akıl edemeyecek değilim, Dante."

Açılan kapının sesiyle birlikte ikisi de susup içeri giren Dominic'e döndü. Hala üzerinde sadece pantolonu vardı. Omuzlarını, göğsünü ya da karnını salyalarımı akıtarak izlememek için gözlerimi önüme çevirdim. Her yanı kanla kaplıydı, en azından bunu mide bulandırıcı bulup zihnimdeki kirli fikirleri yatıştırabilirdim. Sanırım acilen kendime sevişecek birini bulup Dominic'in üzerimde yarattığı bu iğrenç etkiden sıyrılmalıydım.

Rufus ve Dante hala, içeri giren Dominic'in onlara bir şey söylemesini bekliyordu. O sadece mutfak alanına doğru ilerleyip kendine bir bira doldurmaya başladı. Gelip karşımdaki koltuğa oturup acıyla suratını buruşturduktan sonra sessizliğini korumaya devam etti. Dudağı ve kaşı açılmıştı, hala ince ince kan sızmaya devam ediyordu.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Dante avucunun içi havayı görecek şekilde elini kaldırmış, Dominic'e Rufus'u işaret ediyordu.

"Ne gibi?"

"Rufus, Beatrix'i kafes dövüşüne götürmüş. Görmedin mi?"

"Gördüm." Bakışlarını Dante'den alıp bana çevirdi. "Eğlendin mi?" Diye sordu, sesi dümdüzdü.

Kaşlarımın şaşkınlıkla havaya kalkmasına izin verdim. Kızmak bir yana, eğlenip eğlenmediğimi soruyordu. Normalde onu tersleyecek bir şey bulup ortamı iyice kızıştırmayı isterdim ancak bu tepkisi beni o kadar hazırlıksız yakalamıştı ki, sadece olumlu anlamda kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim.

Hırsızlar ve Suikastçılar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin