Beatrix DeMarcus, bir prenseste olmaması gereken her şeye sahiptir.
Bütün hayatını yüzünü bir tülün arkasına gizleyerek yaşamak zorunda olan Beatrix'in kendine ait bazı gizli kaçamakları vardır.
Geceleri saraydan kaçıp, hızla tırmandığı duvarları a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◇◇◇
Limanı gören evlerden birinin çatısına çıkmış, dolunayın ışığının altında denizi izliyorduk.
"Yüzünü hiç görmedikleri bir prensesi arıyorlar. Beni tanıyamazlar." Dedim ancak buna pek inandığım söylenemezdi. Sadece Dominic'in beni onaylamasını bekliyordum.
Çatının tam kenarına oturmuş, bacaklarından birini aşağı sarkıtıp diğerini kendine doğru çekmiş halde elindeki hançeri çeviriyordu.
"Muhtemelen." Dedi gözleri hala karanlık denizdeyken. "Ancak kaptan Oliver'a saldırdığımızda bunun bir önemi kalmayacak."
"Sadece iki Vox olacağız. Hala benim kim olduğumu bilemeyecekler." Bir türlü yerimde oturamadığım için Dominic'in arkasında çatının üzerinde sağa sola yürüyordum.
"Seni bulmak için ikimizin peşine düşecekler. Dört tarafı denizlerle çevrili küçük bir kara parçasındayken bunun olmasını hiç arzu etmiyorum." Elindeki hançeri havada bir tur sallayıp hemen yanındaki zemine sapladı. "Oliver'a gece saldırıp, bunu yaparken olabildiğince sessiz ve hızlı olmamız gerek."
Görmese de başımı olumlu anlamda sallayıp birkaç stresli adımla olduğum yerde döndüm.
"Calvin onlara bir Vox olduğum bilgisini satmış mıdır?"
Dominic hiç düşünmeden dilini damağına vurarak bir cık sesi çıkardı. "Bulunduğumuz yerin bilgilerini satması başka bir mesele. Bir Vox'un kimliğini vermesi bambaşka bir mesele." Kafasını çevirip omzunun üzerinden bana baktı. "Ayrıca, senin bir Vox olduğun bilgisini verseydi, ona inanırlar mıydı sanıyorsun?"
Kollarımı önümde bağlayıp düşünceli bir şekilde kaşlarımı çattım. Hayır, buna kimse inanmazdı. Magsilva prensesinin gizli bir suikastçı örgütüne girebilmek için göreve çıktığı bilgisi ancak babamı kahkahalara boğardı.
Aniden aklımda beliren farkındalıkla ağzım şaşkınlık dolu bir ifadeyle aralandı. "Sikeyim, Dominic." İki büyük adımla hemen yanında duracak şekilde çatının kenarına yürüdüm. "Beni satacağınızı düşünüyorlar."
"Ne?" Kaşlarını çatsa da, kısa süre içinde neyden bahsettiğimi anlayınca yüzü öfkeyle buruştu.
"Oliver'ı öldürmek ayrı bir mesele. Ancak bunu yaparken, gelini olduğum krallığın kadın ticaretiyle ünlenmiş bir adasına Vox tarafından getirilmek... Hikaye bu şekilde işleseydi, Vox'un mesajı gayet açık duyrulurdu."
"Bu iğrenç, Beatrix. Kim olursa olsun böyle bir bokluk yapmazdım."
"Ancak Vox yapardı." Dedim ve bacaklarımı aşağı sarkıtıp hemen yanına oturdum. "Ve kimse buna şaşırmazdı."
Bir süre düşünceli gözlerle denizi seyredip, yanına sapladığı hançeri çıkardı ve tekrar avucunun içinde çevirmeye başladı.
"Gerçi... Seni Altumar'a teslim etmenin de bundan pek bir farkı olmayacaktı." Dedi sessiz bir şekilde. "Sana orada ne yapacaklarını asla kestiremezdik."
