23. O Zaman Dans

1.9K 184 128
                                    

Ethan Gander - Aphrodite

I think that I need it.
I want it, I love it.
She's toxic but I drank her poison like water.
She put a curse on me.
Yeah, her taste is expensive.
But her trickery is free.

But her trickery is free

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


◇◇◇

"Bu mükemmel fikir, Dominic. İtiraz eden tek kişi sensin." Diye tısladı Dante.

Ekibin kalanı da bize katılınca gölgelerde kalmaya özen göstererek Kont Evi'nin arka bahçesine sızmayı başarmıştık. Yolda gözüme çarpan bir tezgahtan kendime elbise araklamıştım. Ekip tartışıp dururken köşeye yaslanıp zorlanarak kıyafetlerimi değiştirmeye çabasına girdim. İşim bitince ellerimi saçlarıma sokup biraz vahşi gözükebilmek adına dağıttım.

"Mükemmel kelimesi anlam değiştirdi de benim mi haberim yok?" Dominic asla planımı uygun bulmamıştı. "O kadar aptal değiller, dans eden bir kadın bütün dikkatlerini toplar mı zannediyorsunuz?"

Rufus'un gözleri onlara doğru yürürken bana kaydı. Daha doğrusu, giydiğim elbiseye kaymıştı. Neredeyse kalçama kadar çıkan derin bacak dekoltesi, belimdeki sıkı korsenin iyice meydana çıkardığı memelerimle birlikte bu elbise ile dans etmeme bile gerek yoktu.

"Oh, evet." Dedi Rufus, hala gözlerini benden alamamıştı. "Kesinlikle bütün dikkatleri toplar."

Ekibin kalanı kafalarını bana çevirince utanmak yerine duruşumu iyice dikleştirdim. Nasıl gözüktüğümün gayet farkındaydım.

"Haritayı bulana kadar size vakit kazandırabileceğime eminim." Dedim son kez, bastıra bastıra.

Diğer herkesten övgü dolu fısıltılar yükselirken gözlerimi asla sesi çıkmayan tek kişiye, yani Dominic'e çevirdim. Donakalmıştı. Bir an gözlerini kapatıp sertçe yutkundu.

"Vakit kaybediyoruz. Artık içeri girmeliyiz." Dedi Dante. "Beatrix'in planı işe yarayacak."

Kafamı sallayıp yolda konuştuğumuz plana uygun bir şekilde Kont Evi'nin arka kapısına doğru hızla ilerledim. Kimse beni durdurmadı. Arkadan içeri girip, sanki hazır bir gösteriymiş gibi dans edecektim. İçeride bir ozan vardı, güzel bir şeyler çalması benim için yeterliydi.

Saçımdaki tokalardan birini çıkarıp kilitli kapıyı açtıktan sonra hemen arkamdan kapattım. Mutfak deposundaydım, içeri geçmek için ilerledikçe bu evin bir evden ziyade küçük bir şatoyu andırdığını fark etmiştim.

Seslerin geldiği büyük salona doğru ilerledim. Kimse beni durdurmadı. Denk geldiğim birkaç hizmetçi kıyafetimi görünce dönüp ikinci kez bakmadı bile. Anlaşılan dansçı kadınlar böyle ortamlara sık sık girip çıkıyordu. Bu iyiydi, kimse varlığımı sorgulamayacaktı.

Bir han gibi masaları rastgele yerleştirdikleri alanda otuza yakın kişi vardı. Her biri ya soyluydu ya da bir şekilde nüfuzlu insanlardı. Özenli kıyafetlerinden ve taranmış saçlarından bunu rahatlıkla anlayabiliyordum.

Hırsızlar ve Suikastçılar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin