8. İkiyüzlü Suikastçılar

2K 204 32
                                    


Baklan - Liar

Baklan - Liar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

◇◇◇

Ertesi güne uyandığımda, günün hangi vaktinde olduğumuza dair hiçbir fikrim yoktu. Gecenin bir yarısı mı uyanmıştım yoksa gün içinde miydik, bilemiyordum.

İçeride sadece koltuğa yayılmış, oklarının uçlarını tek tek kontrol eden Dante vardı. En azından geri gelmişti, Dominic ile aralarında nasıl bir ilişki vardı bilmiyordum ancak içine düştüğüm bu dört kişinin arasında en aklı başında gözükenini kaybetmek istemezdim.

"Günaydın."

Sadece kaşlarının altından bana bakıp hafifçe kafasını eğerek karşılık verdi. Bana bulaşmadığı sürece istediği gibi davranabilirdi, umurumda olmazdı. Gidip masanın üzerindeki sürahiden kendime su doldurdum. En azından yemekler ve içecekler konusunda hiçbir sıkıntı yoktu.

"Nasıl bu kadar rahatsın? Seni kaçıran bir grup suikastçı ile aynı çatıda kalıp, nasıl böyle normal davranabiliyorsun?"

Dante omzunun üzerinden dikkatle bana bakıyordu. Cevap vermeden önce elimdeki bardaktan büyük bir yudum aldım.

"Odamdan istediğim an çıkabiliyorum, yüzüme bir tül indirmem gerekmiyor ve konuştuğum zaman anında beni susturan birileri yok." Hala kafası karışmış bir şekilde beni izlediğini görünce devam ettim. "Bir suikastçı yuvasında tutsakmışım gibi muamele görmüyorum. Tarihin en boktan dört insanı ile ev arkadaşı olmuşum gibi hissediyorum. Asıl siz neden böyle davranıyorsunuz?"

"Bu bizimle alakalı değil ki." Dedikten sonra bütün bedenini bana doğru çevirdi. "Dominic ne derse, biz onu yaparız. Seni kaçırmak hem Vox içindeki soğuk savaş için bir hamleydi, hem de krallıklar savaşı için bir mesajdı. Seni teslim edene kadar zarar vermemiz en başından beri yasaktı; ancak şimdi Dominic'in plana sadık kalacağından bile şüpheliyim."

İşte şimdi söyledikleri dikkatimi çekmişti. Bardağı masaya bırakıp Dante'ye doğru adımlarken merak ettiğim soruları bir bir sıralamaya başladım.

"Şu sürekli bahsettiğiniz mesaj ne? Beni nereye teslim edeceksiniz? Plan ne?"

"Sen hep bu kadar çok mu konuşursun?" Diye soran diğer sese doğru döndüm. Rufus odasından çıkmış, Dante ile olan konuşmamıza eşlik etmeye karar vermişti. Anlaşılan muhabbet onu rahatsız etmişti. Sadece gözlerimi devirmekle yetindim. Rufus ise sanki bütün sohbetin bu kadar uzamasına sinirlenmiş gibi hızla konuşmaya başladı.

"Magsilva ve Valdenis krallığı savaşta en güçlü iki konuma sahip olan krallık. Senin prens Anthony ile olan evliliğin savaşın seyrini nasıl değiştirecek sanıyorsun? Üçüncü en güçlü krallık Altumar, en başından beri savaşa karşı direniyor. Sizin evliliğinizden doğacak olan ilk hamle Altumar'a karşı olacak." Rufus konuşmaya devam ederken kafamda çevremden yarım yamalak öğrendiğim siyasi bilgileri toparlamaya çalışıyordum. "Vox seni kaçırıp Altumar'a teslim ederek bir mesaj vermek istedi, biz de bu savaşın karşısındayız."

Hırsızlar ve Suikastçılar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin