Evrende herkese ayrılan bir hikaye vardır,kiminin hikayesi iyi kiminin hikayesi kâbus diyebileceğimiz kadar kötü.
Benim hikayem ise... bilemiyorum...sanırım nefes alabiliyorum.
~~~~~===~~~~~Bedenime çöken ağırlık kalkmamı engelliyordu.Baygınlığın etkisi olmalıydı.
Gözkapaklarımı zar zor açıp etrafa göz gezdirirken bulunduğum oda bana yabancı gelmemişti.
Hayır...bu kadarını da yapmış olamazlardı...tamam sadece bir rüyadayım şu an...gözlerini kapat ve uyan artık...
Nefesim daralmaya başlamıştı.
~Sekiz yıl öncesi~
Tik...tak...tik...tak...tik...tak...tik...tak...Elif... Elif...Elif...
"Neredeyim?"demiştim çatallı çıkan sesimle.
"Dünya'da hoş geldin Elif !"
Kayra'nın abisinin yanımda ne işi vardı,sorular kafamda dönüp dururken alnımdan akan kanın kuruluğu yüzümü geriyordu.
"Ne dünyası ne saçmalıyorsun Poyraz abi,çöz ellerimi!"demiştim bir yandan ellerimdeki iplerden kurtulmaya çalışırken.
"Bu gün yaşadığını hissettirmek için buradayım."derken yüzündeki iğrenç sırıtış tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu.
Allah'ım yardım et...beni bu karanlıktan kurtar...
"Ne demek bu, babam nerede?"
Kahkaha atıp ellerimin bağlı olduğu yatağa oturmuştu.
"Bilmem...belki şu an kazandığı paraları düşünüyordur!"
"Ellerimi çöz!"
"Çözmek isterim ama zaten çözülü olan bir şeyi nasıl çözeyim?"dediğinde sağlıklı düşünemediğini anlamıştım...sanırım sarhoştu... sanırım değil kör kütük sarhoştu ve alkol kokuyordu.
Soğuk elleri bacaklarında geziniyor Elif...tamam bir şey yok... kurtulacaksın...elindeki ipi çöz... yapabilirsin...hadi Elif...
Olmuyor... yapamıyorum... çözülmüyor...
Elleri saçlarıma değince ani gelen refleksle karnına tekme atmıştım ama ellerim halen yatağın demirliklerinde bağlıydı.
Acısı çabuk geçmişti ben ellerimi çözmeye çalışırken yüzüme yediğim tokatla sağa doğru savrulmuştum.
Gözyaşlarım yüzümde derin bir okyanusta süzülür gibi akarken bedenime değen soğuk eller tüylerimi diken diken ediyordu.
Burada değilsin Elif...başka bir yerdesin hayal et... burada sadece bedenin var...kaç kurtul...ruhun özgür...düşünme...hissetme...
"Anne..."derken hıçkırıklarım boğazımda düğümleniyordu.
Ve bedenim hissizleşirken duyduğum silah sesi üstümdeki bedeni geri çekmişti.
İçerideki loş ışığın aydınlattığı loş ışıkla kapıdan içeri giren kişiyi görmemle zamanın durması gerekiyordu...zaman benim için durmamış mıydı zaten...
Hissiz bir şekilde Kayra'yı izlerken demire bağlanan ellerimi çözüp üstümdeki elbiseyi düzeltmeye çalışıyordu... ağlıyordu...ben susmuşken...o ağlıyordu...
"Hadi gidelim."demişti beni kucaklayıp dışarı çıkarırken.
Sesim çıkmamıştı,utanmış mıydım...hayır utanmamıştım...peki hissettiğim bu iğrenç his neyin nesiydi...ölmek istiyordum...ölmeliydim...ama ölemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen Fiction"Gitme..." Elimi tutan soğuk ellerinin verdiği ürpermeyle başımı yalvaran gözlerle bana bakan adama çevirmiştim...öyle bakma be adam yıkık olan bu kalbim daha fazla hangi acıya katlansın! "Kalamam..." "Bittim...yıllardır senin çektiğin acı tüm beden...