Tam Dört Yıl Sonra
"Elif...Elif gitme...bırakma beni..."
"ELİİF!"yattığım yerden kan ter içinde fırlayarak uyanmıştım.
Yatağın karşısında asılı duran takvime bir çarpı daha atıp tekneye hoyratça parçalamak istercesine vuran deniz dalgalarını izlemeye koyulmuştum.
Tam dört yıl olmuştu,Elif'in sesini duymadığım gülüşünü görmediğim koskoca dört yıl.
Elif'in ölmesini yıllar geçmesine rağmen kabullenemiyordum sanki bir gün ben ölmedim Kayra ben yaşıyorum diye çıkıp gelecekti ve ben yine elalarında kendimi görürken kaybolacaktım.
Kalp ameliyatım doktorumu zorlasada iyi geçmişti lakin hâlâ risk taşıyordu.
Ameliyattan sonra Böbrek hücrelerimde 'Wilms tümörü (nefroblastoma)'oluşmuştu,nasıl bu kadar hızlı büyüdüğü hakkında hiçbir açıklama yapamamışlardı.
Bedenimdeki hastalıktan çok kalbimin hissettiği acılar beni yavaş yavaş öldürüyordu.
Haktanla Elif'in cenazesinin gömüldüğü günden beri hiç yüz yüze gelmemiştik, Elif'in cenazesi deyince hâlâ bir garip hissediyorum.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kurulandığım havluyu kenara fırlatmıştım ki gördüğüm silahla histerik ve bir o kadar acı şekilde gülümsemiştim.
Elif'in cenazesinin üstünden 24 saat geçmeden üç kişinin katili olmuştum,azılı bir katil miydim masum bir kişiye çektirdikleri yüzünden, intikam aldığım için.
~~~~~===~~~~~
Dört Yıl Önce
Elif'in cansız bedenini toprağa vermemiz üstünden saatler geçmişti lakin henüz taze olan toprağının başından ayrılmıyordum.
Mezarına yerleştirilen tahta isimlik ve üstüne bağlanan kırmızı yazmaya Elif'in ismi işlemişti.
Hunharca akan gözyaşlarım sakallarıma bulaşan toprağa düşerken ellerimle Elif'in mezarının üstüne uçuşan dalları geri atıyordum.
Elindeki Kur'an'ı Kerimle yanıma geçip oturan yaşlı bir amca omzuma elini koyup"Inna lillahi ve inna ileyhi raciun"derken içime ısıtan bir gülüşle bakıyordu yüzüme.
"Gitmek isteyeni durduramaz insanoğlu,geriye kalansa enkaz ve yıkım ama giden mutludur gittiği yerde."
"Efendim?"demiştim dediğine anlam veremeyerek başımı çevirmiştim ki yanımdaki boş yere bakarken ürkmüştüm.
Daha demin biri vardı emindim,aklım benimle daha ne kadar oyun oynayacaksın.
Korkudan ürperen bedenimle mezarın başından ayrılmadan Elif'in kırmızı yazmasına ağlamaktan kızaran dudaklarımla minik bir buse kondurup zor da olsa ayrılmıştım ölülerin diyarından.
~~~~~===~~~~~
Arabayı park etmeden elimdeki tüfeğin şarjörünü kontrol edip dalmıştım binanın içine.
"BANA HEMEN ZÜLFÜ POLATLA HAKAN YILMAZ'I GETİRİN!"derken etrafımdaki adamlar koşar adım uzaklaşmıştı.
Binanin salonunda beklerken iki şerefsizide getirmişlerdi.
"Osman ,Poyraz Polat yaşıyor adamları yanına al o şerefsizi bulmadan gelmeyin buraya!"
"Tamam bil abi !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen Fiction"Gitme..." Elimi tutan soğuk ellerinin verdiği ürpermeyle başımı yalvaran gözlerle bana bakan adama çevirmiştim...öyle bakma be adam yıkık olan bu kalbim daha fazla hangi acıya katlansın! "Kalamam..." "Bittim...yıllardır senin çektiğin acı tüm beden...