8.BÖLÜM

61 11 31
                                    

Yaz rüzgarı es,götür beni uzaklara maziye değil şu ana ya da istikbalime...

Yaralı kuş annesinin yanına kanlar içinde ulaştığında gözlerindeki yaşlar annesinin ona getirdiği yemeği sırılsıklam etmişti.

Annesi göremiyordu yaralarını minik kuşun lakin minik kuş yaralarını annesine söyleyecek kadar cesaretli değildi, korkuyordu...

Sessizce...acı içinde yedi yemeğini kanatlarından akan kanlar yuvaya damlarken.

Annesi hissetmemiş miydi o sıcaklığı...kanın kokusunu...bedeninin tir tir titreyişini...belki o da korkmuştu kim bilir?

                ~~~~~===~~~~~

Binanın terkedilmiş kısmında beklerken telefon çalmaya başlamıştı.

Lakin benim aklıma takılan bizim kaçtığımızı nasıl farketmediler farketmiş olsalardı şu an burada olamazdık yani herhalde öyle olurdu.

"Geldin mi?"

"Tamam dediğim yerde bekle Haktan!"

Haktan'ı üstüne bastıra bastıra  mı söylemişti yoksa bana mı öyle gelmişti bilmiyorum ama hızlı adımlarla binanın arkasındaki kapıdan çıkmıştık.

                       
                     ~~~~~===~~~~~

Haktan...dünya gerçekten küçük bir yerdi.

"Sen?"demiştim şaşkın gözlerle bir bana bir Kayra'ya bakan Haktan'a.

"Elif ?"

Kısa bir sessizlikten sonra,

"Siz tanışıyor musunuz?"diye araya girmişti Kayra.

Haktan,liseden arkadaşımdı aynı bölümü okumanın hayalini kurduğum arkadaşım;tabi sonradan o okuldan ayrıldı ve nerede olduğundan haber alamamıştım.

"Evet,Elif benim liseden arkadaşım ama siz...yani bahsettiğin kız Elif miydi? "

Benden mi bahsetmişti,nasıl bahsetmişti,neden bahsetmişti kafam da dönen deli sorulara süre tanıyıp tekrar şu ana dönmüştüm.

"Bir ara öldün sandım,okuldan ayrıldıktan sonra hiç haber alamadım sosyal medya hesaplarını kapatmışsın telefon numaran sistem dışıydı."

Haktan ufak bir kahkaha atarken Kayra ifadesiz bir şekilde bizi izliyordu.

"Yok gördüğün gibi hâlen yaşıyorum tabi buna yaşamak denirse."

"Baya dertlisiniz Haktan bey,bir ara anlatın derdinizi de derman bulalım."derken ben de ağzım kulaklarıma varana kadar gülümsemiştim.

"Bir ara anlatırım derdimi Elif Hanım."

"Bu arada sen Kayrayla nereden tanışıyorsun?"

İkiside soruyu sorduğum anda birbirlerine bakmaya başlamışlardı.İçimde uyanan şüphe perileri sakin olun!

"Eee cevap verecek olan biri yok mu?"

"İşten."

"Aileden."

Aynı anda ikisinin de ağzından dökülen kelimeler şüphe mi doğrulamıştı,ikisinden biri yalan söylüyordu ama kim?

"Hımmm...peki hadi gidelim! "

Elif gerçekten sormayacak mısın neden farklı cevap verdiklerini,içinde tutamazsın ki sen,meraktan çatlarsın.

İlgilenmiyorum şu an iç sesim sinirliyim sen de sus lütfen!

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin