Dersin bitmesiyle bir oh çekip dışarıya çıkmıştık.
"O zaman her zamanki yerimize gidelim."dedi Burak. Artık okula yakın restoranı sahiplenmişti.
"Bizim yerimiz değil ama sen bilirsin."dedi Yiğit ona karşı gülerek.
Şeymanınsa eli onun kolundaydı. Farkında mıydı acaba?
Alper araya girip"Neyse ne. Bir yerlere gidelim."diyerek bize baktı. Bense aklıma gelenle durdum. Gidemezdim.
"Siz gidin. Ben eve gideceğim."dedim hepsinin bana dönmesiyle neler olduğunu anlamaya çalışıyordular.
Bora bana yaklaşarak"İyi misin bir tanem?"demesiyle duruşumu bozmamaya çalışdım. Ve gözlerine bakarak"İyiyim. Sadece yorgunum. Eve gidip dinlenmem lazım."dedim.
Bora elini saçlarımda gezdirerek bir bana birde diğerlerine baktı.
"Ben de Selini eve bırakayım sonra eve geçerim."dedi.
Gökalp kafasını sallayarak"Peki, kardeşim. O zaman gidecek olanlar beni takip etsin."diyerek yürümesiyle şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Hayır gitmek için hevesli değildi sadece orada Nil olacaktı. Bu yüzden.
Onların gitmesiyle arkalarından bakarken bir elin elimi tutmasıyla bakışlarım ellerimize ve yukarı Bora'ya doğru kaydı.
"Ee, o zaman biz de gidelim mi?"diye sordu gülümseyerek.
Gülümsemedim. Sadece "Evet..Evet."dedim.
Eve doğru yürürken sessizlik olunca konuyu açmaya başladım.
"Gökalple ne ara samimi oldunuz?"dedim.
Gülümseyerek yürümeyi durdurmadan gözlerime baktı. Dudağını kıvırarak"Biraz dertleşmiş olabiliriz."iki parmağının ucundaki kısa mesafeyi göstererek"Ufacık."dedi. Gülmeden edemedim.
Kaşlarımı kaldırıp"Sen ve o?Dertleşmek?"dedim. İnanamıyordum.
Omuzunu çekip kafasını sağa doğru eğerken "Tabi. Neden olmasın?"diyerek sorgulamaya başladı. Ellerimi açarak"Ne bileyim? Hoşlanmıyordun ondan."dedim.
Bir gözünü kısarak yukarı baktı ve ağzını açarak konuşmaya başladı.
"O zaman başkaydı, şimdi başka."dedi ve devam ettirdi.
"Hem adamın o kadar derdi var birde ben mi uğraşayım?"diliyle şakıldatarak"Cık.Çok ayıp."elini ağzına götürerek gözlerini iyice açtı.
"Of,Bora."dedim ve tebessüm ettim.
Yürümeye devam ederken aklıma gelenle duraksadım. Vü yüzümdeki gülüşü silerek derin nefes aldım.
"Bora."diye sesledim.
"Efendim, güzelim."diyerek elini yanağıma koydu ve okşadı. Boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.
"Demir'in sabah söylediği sözler...Ne söylemeye çalışıyordu?"dedim. Konusu açılınca dahi yüzündeki soğukluğu hissetmiştim. Elini elimden çekip önüne döndü gözlerini kısarak ağzını araladı.
"Selin, bu konuyu kapatsak olur mu?"diye sordu.
Ellerimi önümde birleştirerek"Olmaz. Benden bir şey saklıyorsun ve bu benim hoşuma gitmiyor."dedim.
Derin iç çekip"Ah,senin derdin buydu değil mi? Öğrenmesen de rahatlamayacaksın?"dedi bıkkın ses tonuyla. Kafamı sallayarak"Evet. O yüzden hadi anlat."dedim.
Burukça gülümseyerek"Peki."dedi ve kenara geçerek beni karşısına getirdi. Sonraysa gözlerime bakarak anlatmaya başladı.
"Öncelikle duydukların yüzünden benden korkmana gerek yok. Eskide kalmış şeyler."diye başladı. Kaşlarımı çatarak gözlerimi kıstım"İzin ver ona da ben karar vereyim."dedim ve anlatmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Aşk-ı || Texting
MizahNe demiş atalarımız "En büyük aşklar nefretle başlar." Nefretten doğan aşkı okumaya hazır mısınız? @bora_atalarr: beni dikizlemeyi kes @selinnozgur: Ne saçmalıyorsun? @bora_atalarr: Diyorum ki @bora_atalarr: Nefret eden birisine göre bu bakışlar faz...