Gruptaki mesajlardan sonra hızlı addımlarla evden çıkıp, parka gelmiştim. Öyle kafam doluydu ki, ne ara buraya gelmiştim? Kendim bile bilmiyordum.
Önümdeki salıncağa doğru yürüyüp oturdum. Düşünüyordum.
4 yıllık arkadaşlarım nasıl beni unutmuşlardı? Üstelik bir de beni suçluyorlardı.
Onları da pas geçtim. Peki Nil? Benim en yakın arkadaşım, nasıl sadece kendine odaklanırdı? Ben birine aşık olsam böyle yapar mıydım?
Bilmiyordum.
Aşık olmayı, sevmeyi, bir erkek tarafından sevilmeyi bilmiyordum.
Telefonuma gelen mesajla yazan kişinin Bora olduğunu gördüm. Hiç kimseyle konuşmak istemiyordum. Ama devamlı arayınca cevap vermek zorunda kalmıştım. Üstelik yerimi de söylemiştim.
Bora bana son zamanlar çok iyi geliyordu. Ama ya onun bendeki etkisi aşk değilde sadece şefkat, acıma hissiyse?
Ellerimi kafama koyup, kulaklarımın üzerine yerleştirdim. Kafamı aşağı endirdim.
Düşünme Selin, düşünme.
"Keçimiz kaçmış sanırım."uzaktan ama yüksek gelen sesi duymamla kafamı kaldırdım. O gelmişti.
Hızlı addımlarla yanıma yürüyüp, yanımda oturdu.
"Geldin."dedim biraz kısık sesimle.
"Hep gelirim."dedi dudağını kıvırarak.
Burukça gülümsedim.
Şuan neyi niye yaptığımı, ya da başka şeyleri düşünmek istemiyordum. Kafamı omzuna yasladım.
Ellerini saçlarımda gezdirerek, okşamaya başladı.
"Tek tek hesap sorarım ben onlara."diyerek mırıldandı.
"Boş ver. Artık kim ne isterse düşünsün umrumda değil."dedim.Saçlarımda gezinen elleri duraksadı.
"Gerçekten mi?"diyerek bana kısa bir bakış attı.
Kafamı onu onaylarcasına salladım.
"Yoruldum."dedim yavaşça.
Saçlarımı okşarken üzerine kısa kısa öpücükler konduruyordu. Üzgün olsam bile bu yaptığı içimde bir şeyleri haraket ettiriyordu. Kıpır kıpır olmuştum.
"Ben buradayım. Yanındayım."
Dudaklarımı kıvırdım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Böyle yapmamla o da yerinde dikeldi.
"Teşekkür ederim."dedim gülümseyerek.
"Sorun değil. Daha iyi misin?"dedi.Kafamı aşağı yukarı haraket ettirdim.
"İyiyim."tebessüm ederek söylediğime dudaklarını kıvırıp cevap vermeye çalıştı.
"Çekip bana nefes verdi demek?"diyerek beni taklit edip,çapkınca sırıttı.
"Lafın gelişi."dedim gözlerimi kısıp.
"Lofon goloşo."Beni yine taklit etmesine karşılık ellerimle göğsüne vurdum.
"Kes şunu."
Ellerini önüne getirip, teslim olmuş gibi yaptı. Gülerek"Tamam, tamam."dedi.
Aniden durunca gözlerimiz kesişti. Ciddi ifadeyle bir birimize bakmamızdan sonra boğazını temizledi.Sonra ellerini gözlerime götürüp,göz yaşlarımı sildi.
"Sana ağlamak hiç yakışmıyor. Sümüklü oldun iyice başıma."Şakaya karışık dediğine gözlerimi açtım.
"Ben gideyim de başına kalmayayım o zaman."Ayaklanmak için dikeldiğimde eliyle beni durdurdu.
"Şaka yapıyorum. Her halinle güzelsin. "Sonunda dediği beni gülümsetti. Yeniden yerime oturdum.
Kafamı aşağı salıp, parmaklarımla oynadıktan sonra aklıma gelenle kafamı kaldırdım.
"Şimdi söyleyeceğim şey için dalga geçmek ya da her fırsatta yüzüme vurmak yok."işaret parmağımı kaldırıp söylediğime asker selamı vererek "Emredersiniz, komutanım."dedi.
Gülümsedim.
"Uzun zaman sonra biri bana iyi geliyor. Yani bana iyi geliyorsun."Cümlemi bitirmemle sona karşı yüzünde büyük bir tebessüm oluştuğunu gördüm.
"Ben de seni seviyorum, Selin."sırıtarak cevap verdi. Kalbim küt küt atıyordu. Açıkcası ondan böyle bir şey beklemiyordum. Ama bozuntuya vermedim.
Gözlerimi kısıp"Ben öyle bir şey dememiştim ama sen bilirsin."dedim.
Gülerek"Tabi canım. Asla öyle kastetmedin."dedi.
"Yapmadım zaten."dedim mırıldanarak. Konuyu değiştirmişti.
Ayaklandı.
"Hava soğuk. Hadi bakalım, seni eve götüreyim..."diyerek konuşuyordu.
"Sonra?"dedim ben de ayağa kalkarak. Yürüyerek parkın çıkışına ileriliyorduk.
"Sonra bir kaç işim var onları hallederim."dedi.
Yüzüm birazcık solmuş olabilirdi.
"Evine gitmeyecek misin? Hava soğuk bence sen de git."dedim. Biraz saçmalamış olabilirdim.
"Ben zaten şuan evimdeyim, Selin. Sen benim evimsin."dudaklarını kıvırarak dediğini ağzı açık dinliyordum. Bugün fazla mı romantikdi?
"Peki."diyebilmiştim sadece.
"Ne işin var?
"Öyle küçük şeyler. Dert etme bunları sen."umursamadan bana cevap verdi.
Sonra ellerime uzanınca buz gibi olduklarını görüp"Selin?"dedi şaşırarak.
İki elinin arasına aldı ellerimi sıcak nefesiyle üfleyerek, ısıtmaya başladı.
O böyle yaptıkça ben gülümsüyordum.
"N'oldu? Neye gülüyorsun?"dedi anlam veremeyerek.
"Hiç."dedim keyifle.
"Hoşuna mı gitti?"Omzumu yukarı kaldırdım.
"Belki."dedim.
Bir şey demeden benim gibi tebessüm etti. Biraz da ilerileyince artık bizim evin önüne geldiğimizi görmüştüm.
"Geldik."dedim ona dönerek.
Önüne bakarak"Burası mı?"diye sordu.
Kafamı salladım.
"Tamam.Unutma üzülmek yok. Ben yanındayım ne olursa olsun."dedi uyarırca.
"Tamam."dedim ben de.
Aramızda sessizlik hüküm sürdüğünde"Gideyim ben o zaman."dedim.
"Görüşürüz."dedi el sallayarak.
Ben de el salladım arkamdan ve evimizin kapısına doğru yürüyerek içeri geçtim.
Bölüüm sonuu
Boranın Seline sen benim evimsin dediği yer, Kumralımdaki 18-ci bölümde bir hisseye gönderme:))
Çok yoğunum bu sıralar. Dersler yoruyor beni. Bu sıcakta ders mi olurmuş ya?
Neyse Selinle Bora💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Aşk-ı || Texting
HumorNe demiş atalarımız "En büyük aşklar nefretle başlar." Nefretten doğan aşkı okumaya hazır mısınız? @bora_atalarr: beni dikizlemeyi kes @selinnozgur: Ne saçmalıyorsun? @bora_atalarr: Diyorum ki @bora_atalarr: Nefret eden birisine göre bu bakışlar faz...