İlk Karşılaşma

1.2K 112 105
                                    


Devrim başkan, Amcam'a dönüp onu sakinleştirmeye çalışıyordu lakin ben sakinleşsin istemiyordum. Hatta bir olay çıksın da o Zafer denen iti öldüreyim diye yumruklarım karıncalanıyordu dakikalardır. Devrim başkan en son biraz yüksek çıkan sesiyle ''Yoldaş sakin ol. Daha çocukların kaydını yapmadık!'' diye bağırdığında, amcanın sinir ve öfkesi yavaş yavaş bedenini terk ederek arkasını dönüp bize baktı. Bizden herhangi bir tepki göremeyince önüne dönerek, elini yüzüne çıkarıp sıvazladı birkaç kere. Bu da onun bir tür sakinleşme mottosuydu sanırım.

Elini yüzünden alıp, torbiya uzatarak sigara paketinden bir dal çıkardığında, Devrim başkan konuşmaya devam etti ''İlk günden olay çıkmasın. Daha sonra icabına bakarım ben'' dedi.

Amcam biraz daha sakinleşince ''Tamam, kimse bir şey yapmayacak'' dedi ve arkadaşına dönerek cümlesine devam etti "Haydi yoldaş arabayı sür de kayıtları tamamlayalım"

Memo, sinirden olacak ki yumruk yaptığı sağ elini, sol elinin avucuna sertçe vurduğunda, amcam arkasını dönüp tekrar bize baktı. Memo'ya nazaran daha sakin beklemeye karar verdim.

Amcan başını hafiften sallayıp, boynunu biraz eğerek ''Geçmiş bitmiş olay, onu görünce kendimi bir an kaybettim" dedi ve kısılı gözlerini Memo'nun yumruk yaptığı eline kaydırdı. Memo amcamın sert ifadesini görünce tırsarak yumruğunu çözüp bakışlarını ondan çekti direkt.

Sakinliğim umursamadığımdan değildi. Yüreğimde harlanan öfkenin beni susturuşuydu. Çünkü benim için hiçbir şey geçmişte kalmamıştı. Piç kardeşi Turan sürekli gözümüzün önündeydi. Millete yalan yanlış şeyler söyleyip köpeklerini üstümüze salıyordu sık sık.

Arabanın ön camından biraz daha dikkatli baktığımda, şoför koltuğunun hemen yan tarafında oturan Turan şerefsizini gördüm. Memo'da görmüş olacak ki bana dönmeden ''Turan şerefsizi değil mi la o''

Onun ismi sesli bir şekilde yankılandığında, kendimi tutamayarak sinirlendim bu sefer ''Ulan yedim ben bunu. Demek gerçekten de aynı üniversitede okuyacağız ha" Memo'dan lafı alıp devam ettiğimde, amcamın ters bakışlarına maruz kaldım.

Bakışlarımı korkuyla amcandan kaçırıp diğer tarafa döndüm. Memo ise elini koluma yavaşça vurup parmağıyla eğilmemi işaret ettiğinde, yan bir bakış atarak eğildim

''Sakin ol, dayım gidince gerekeni yaparız'' dedi gerizekalı. Yavaş konuştuğunu zannederken,  sağır sultana duyurmadığı kalmıştı. Amcam çevik bir hareketle başını dönderip, Memo'ya bakarak kalın ses tonuyla ''He amına koyayım, okumaya değil hır gür çıkarmaya geldiniz buraya''

''D-dayı sen nasıl duydun ya öyle hemen''

Amcam ağzında birşeyler geveleyip, sabır çekerek önüne döndü ve elini havaya kaldırıp ''Ey kurban olduğum. Bu gerizekalıya nasıl bir zeka verdin de hukuk kazandı acaba. Yine mucizeni gösterdin ya bize, hamdu senalar olsun sana''

Allah'ın şanslı kulu işte. Bu kafayla birde hukuk okuyup milleti mahkemelerde savunacaktı. Neyse önümüzde daha dört yıl vardı. Elbet geliştiridi kendini ama bu kafayla biraz zor gibi görünüyordu.

Hukuk fakültesine yetiştiğimizde, arabadan indik. Ayağımı kaldırıp yere tam değdirecektim ki, amcam birden ikimizin ensesinden tutup kafalarımızı birbirine sertçe tokuşturdu. Sessiz ama etkili bir sesle ''Oğluuummm'' dedi

İkimizde sertçe yutkunarak korkuyla birbirimize baktık. Çünkü bu dünyada amcam dışında kimseden korkmuyordum.

''Aslanlarım, ben yıllardır siz okuyup adam gibi bir yere gelin diye didinip duruyorum'' dedi. Ardından, Devrim başkana bakıp onay alınca, gür ve otoriter çıkan ses tonuyla sinirle konuşmasına kaldığı yerden devam etti

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin