Yaklaşık iki saat önce Zafer'i alıp hastaneye götürmüşlerdi. Ben ise bir parkta oturmuş sessizce ağlamaktan sinir krizleri geçiriyordum. Ne Zafer'in ismini sayıklayabiliyordum ne de içimdeki bu acıyı dışa vuracak kelimeler buluyordum. Tek dileğim Zafer'e birşey olmamasıydı. O iyileşsin istiyordum sadece
Memo, en son omuzlarımdan tuttuğu gibi önce sarstı. Sonra kendime gelmem için sert bir tokat yapıştırarak bağırdı
"KENDİNE GEL!!" deyip omuzlarımdaki elleriyle beni kendine çekerek sıkıca sarıldı. "Tamam geçti!" diye kulağıma fısıldadı.
Bir müddet sonra Ramo bir taksi bulmuş, getirmişti. Zorda olsa beni arabaya bindirdiler. Araba direkt hastane yolunu almıştı. Dakikalar sonra da koluma sakinleştirici iğne yaptılar.
Yediğim sakinleştirici iğneden sonra gözüm yavaş yavaş kapanarak herşeyi sis bulutuna çevirdi...
****
<<<2 saat önce>>>
Titreyen dudaklarımla "Zafer, sevgilim sana birşey olmayacak. Duyuyor musun beni! Kurtaracağım seni" hıçkırıp konuştuğumda Zafer omzumdaki başıyla nefes nefese hafif oynattı.
Acı çeken bir sesle tonuyla kesik kesik konuşmaya zorladı kendini.
"Ağ-ağ..lama" dedi.
Bunu duymamla başına, terleyen alnına öpücükler kondurup yüksek çıkan sesimle "Zafer! Canım sana birşey olmayacak. Duyuyor musun beni! Kurtaracağım seni"
Bünyesi kapanmasın diye bağırarak konuşuyordum. Şok olmuş bir vaziyette yedim. Yerimde dahi kıpırdayamıyordum. Birde Zafer benden çok ağırdı. Eğer onu yaralı bir şekilde kaldırırsam daha kötü olacağından ölesiye korkuyordum. Elim ayağım iyice bağlanmıştı. Ne yapacağımı, kimden yardım isteyeceğimi bilmiyordum.
Zafer'i burada tek başına bırakıp yardım da isteyemezdim. Bir dakika kadar sonra bu tarafa koşup gelen adımlar sesleri kulağıma ilişti.
Ağzımdan kaçan hıçkırıkla "Yardım edin ne olur. N-olur yardım.."
"Reis!!"
"ABİ!!"
Ne olduğunu anlamadan, Turan omuzlarımdan tutup beni Zafer'den ayırdı. Ömer ile beraber abisinin kollarına girdiler. Yavaşça kaldırarak arabaya koyacaklardı.
Zorlandıkları için yanlarına gidecektim ki, Turan kolumdan tutup diğer tarafa fırlattı. Arkamdan koşan birkaç kişiye bakarak
"YARDIM EDİN LAN!" deyip, Zafer'i yavaşca arabasına bindirdiler
Ellerim kanlı olduğundan dilimi yutmuş gibi çaresizce onlara bakıyordum. Yanına da gidemiyordum. Turan yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi sarsmaya başladı beni.
"Ne oldu lan abime! kim vurdu?" sessizliğim devam edince gürleyerek bağırdı
"KONUŞSANA LAN"
"Bi-bilmiyorum, ar.arkadan biri aateş etti, görmedim. Zafer iyi mi?" Soruma Turan hızla başını geriye attı.
Zafer'in yüzüne baktığımda bembeyaz olmuştu. Bu daha da kesik kesik hıçkırmama neden oldu. Gözünü hafifçe açıp, görüş açısında beni görünce acılar içinde hafifçe gülümsedi.
Dudaklarımı birbirine değdirip sessizce "Zafer. Kurban olayım beni bırakma" dediğimde Turan yüzüme iğrenç bir varlıkmışım gibi baktı. Kolumu diğer tarafa savurup arabaya bindi.
Ömer'de dahil iki kişi ile birlikte arabaya bindiği gibi gaza basıp uzaklaştı. Ben de öylece arabanın arkasından onlara bakmakla kaldım. Diğer ülkücülerin beni orda bırakıp gitmesiyle tamamen tek başıma kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL.
Ficción GeneralTürkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boykotlar gibi bir sürü olayın olduğu kara yıl... Ülkü ocakları Reis'i Zafer ve Sosyalist düşünce derneğine amcası sayesinde üye olan Gazetecili...