Zamansız Yumruk

851 103 35
                                    

Bugün saat 9'da, Medya ve Demokrasi dersimiz vardı. Dersimize Şakir hoca girecekti. Şakir hoca aynı zamanda bölüm başkanımız olduğu için Tekin hoca çoktan yumurtlamıştı. Lakin Şakir hocadan yana korkum yoktu. Aramız iyiydi.

Yani ben öyle düşünüyordum. Şakir hoca benimle sohbet etmeyi seviyordu. Bende onunla sohbet etmeyi seviyorum elbette. Ne kadar sohbet edersem o kadar kârdı benim için. Ondan alabildiğim kadar bilgi sömürüyordum. Meraklı sorularım ve heyecanla sohbet edişim onunda hoşuna gidiyordu.

Neyse ben bunları düşünmeyi bırakıp Memo'ya seslendim "Memo ben çıkıyorum, haberin olsun" diye haber verdim.

Memo'nun Bugün dersi yoktu. Yani akşama kadar yatardı heralde. Uyuşuk herif uyku diyince akan sular dururdu onun için. Millet tonlarca para döküp, gecesini gündüzüne katarak kazandığı bölümü bu yatarak kazanmıştı. Arada yarım saat tek ders çalışırdı. Sonra soluğu ya benim yanımda yada Amcamın kahvehanesine gidip Cemal ile takılırdı.

"Tamam, çay hazırladın mı" dedi mahmur sesiyle

"Hazır, kalkınca ısıtıp içersin, hadi ben kaçtım"

Sırt çantama kitaplarımı koydum. Sırtıma atarak ardımdan kapıyı kapatıverdim. Dışarı çıkmamla soğuk hava yüzüme çarptı. Ensemden içime giren soğuk hava olduğum yerde titrememe neden olunca montumun kapşonunu kafama geçirdim ve önünü kapattım. İki gün sonra vizelerimiz başlayacaktı. Amcamın emeklerini boşa çıkarmamak için fırsat buldukça çalışıyordum. Arada da derneğe gidiyorduk Memo'yla.

Mesut, Ben ve Ramo'ya için hocaların genel olarak sorduğu vize sorularını üst sınıftaki arkadaşlarından öğrenmişti. Aradan geçen beş altı dakikanın sonunda üniversite yoluna yetiştim nihayet.

Üniversite yoluna doğru yürürken Zafer ve Turan itini gördüm, yanlarında ise Ömer puştu lakayt bir şekilde duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üniversite yoluna doğru yürürken Zafer ve Turan itini gördüm, yanlarında ise Ömer puştu lakayt bir şekilde duruyordu. Zafer'in arabası da yolun kenarındaydı. Piç herif. Sinirle boğazımı o kadar sert sıkmıştı ki boynumdaki izler hala duruyordu. Memo ve dernektekiler fark etmesin diye günlerdir boğazlı kazak giyiyordum. Ki normalde boğazlı kazaktan nefret eden biriydim.

Üniversiteye gitmem içinde mecburen bu yolu kullanmak zorundaydım. Kampüse giriş bir tek bu yönde vardı. Önce onlarla atışmamak için onların gitmesini bekledim. Lakin Ömer'in bana bakıp sırıtması ve bunu fark eden Zafer'in bakışları derken sikerler böyle işi deyip  el mecbur yürümeye başladım.

Boynumu dik tutmaya çalışıp, ifadesiz bir yüzle onlara bakmadan yoluma devam ettim. Onların yanından geçecektim ki, Ömer'in kısık ama alaylı sesi kulağıma geldi

"Solbek yolunu şaşmış sanırım!!" Bunu söylemesiyle Turan anırmaya başladı. Arkamı dönüp nedense ilk Zafer'in tepkisini merak etmiştim. Onun yüzü diğerlerinin aksiydi. Elini çenesine atmış bana bakıyordu. Tam birşey diyecektim ki bizim sokağın çıkışında bana doğru koşarak gelen Ramo'yu gördüm.

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin