Şüphe

624 73 61
                                    

Sınav sonuçlarımız açıklanmıştı. Çoğu sınavdan yüksek not almıştım. Memo'da Mesut'ta belli dersler dışında yüksek notlarla vermişti derslerini. Ramo garibim ise, üç tane sınavdan bütünlemeye kalmıştı. Oh olsundu ona. Memo'nun kafasına uyup, gece gündüz İstanbul'u turlayıp sonra da Ayşe'yle Yasemin ablayla dedikodu yaparlarsa olacağı buydu.

Şimdi de bavullarımızı alıp otogara gelmiştik.

Mesut, Ramo ile beraber sabah erkenden gelip bizi otogara getirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mesut, Ramo ile beraber sabah erkenden gelip bizi otogara getirmişti. Hava da epey soğuktu.

"Bışar abi, ne zaman gelirsiniz? Ben sizi çok özlerim ama"

Ayşe'ye dönüp burukça gülümsedim. Bende Zafer'den ayrılacağım diye içim buruk gidecektim memlekete ama ailemi de çok özlemiştim. En çokta annem ve Amcamı.

"Yirmi bilemedin yirmi beş gün kalırız heralde"

Mesut elini omzuma koydu. "Gerekeni biliyorsun zaten!" diye konuştu. Ne demek istediği açıkça belliydi.

"Merak etme kardeşim. Ailemle beraber geliyoruz. Sizi yalnız bırakmayız. Zaten nişanınıza bir hafta kala mutlaka İstanbul'a oluruz" dedim ve Memo'ya bakarak "Değil mi Memo?" diye sordum.

"Tabi oğlum, yok öyle sizi yalnız bırakmak, zaten Ayşe bensiz nişan yapamaz" deyip başını Ayşe'ye çevirdi "Değil mi kız?"

Ayşe'de göz kırparak onayladı onu. Hem Memo'nun yerini aratmayacak diğer kankası Ramo'da hemen yanımda oturuyordu.

İki gün önce Mesut'un babası eşi ve kızıyla İstanbul'a gelmişti. Mesut'un Halası haber verdiği gibi direkt biletleri almış gelmişti. Mesut bunu beklemiyor olacak ki çok sevinmişti. Çünkü Ayşe'yi isteyecek bir büyüğü yok diye dert yanıyordu. Üvey annesi de Mesut'a doyasıya sarılıp aralarındaki buzları eritmişlerdi. Birde küçük bir kız kardeşi daha vardı. Çok tatlıydı ama Mesut'un erkek kardeşi onu pek sevmiyordu. Onu çok iyi anlıyordum. Çünkü babasının huyunu dahi bilmeyen babasına yaklaşmaya çekinen bir çocuktu. Onun için çok zordu. Zaten baba olarak Mesut'u biliyordu...

Neyse dünde Ayşe'yi istemeye gitmiştik. Babasının maddi durumu epey vardı. Evlilik için ne gerekliyse hepsini üstlenmişti. Bu sabahta babası uçakla İzmir'e gitti. İşlerini hallettikten sonra ilk uçakla gelecekti. Üvey annesi kızıyla Mesut'larda kalıyordu. Kadının vicdan azabı çektiği çok belliydi. Bu yüzden kızını abilerinden sakınmak istemiyordu.

Bu sayede Mesut'ta tam Perihan teyzenin istediği gibi bir damat oluvermişti!!

"Ay Allah'tan Ramazan varda yalnız kalmayacağım. Yoksa vallahi kafayı yerdim"

Ramo'ya dönüp bakacağım esnada camdan Zafer'i gördüm. Otogara geleceğini söylemişti.

Kendi kendime "Allah kahretmesin beni" diye konuştuğum vakit Memo afallayarak "Kendine niye beddua ediyorsun oğlum. Manyak mısın?"

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin